Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kabareBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
bol bol tüketmenin tam da zamanı.
kahvaltılarda baş tacı, tepsi yemeklerinde lezzete lezzet katan, salatası başka fırınlanmışı bir başka güzel bu sebzenin. mide rahatsızlığı olanlara çiğ olarak değil de, pişirilerek tüketmeleri tavsiye olunur.
söylemeden geçemeyeceğin bir diğer husus; bu sebzenin ekildiği bostana yaklaştıkça veya rüzgarla birlikte gelen güzel kokusudur. şüphesiz diğer sebze kokuları da fena sayılmazlar ancak domatesin hem meyve olarak kendisinin hem de yapraklarının apayrı bir rayihası vardır. dalından kopardıktan sonra insanın eline sirayet eder de, epey bir süre daha elinde bu koku kalır.
öğretmen bu soruyu soruyorsa, kesin kafasında kurguladığı bir fikri veya daha evvel o şiirle ilgili araştırıp edindiği bir takım ön bilgileri ve bu çerçevede heybesinde, öğrenciden beklediği anahtar sözcükler, cümleleri vardır. bir ipucu yakalayabilen öğrenci gerisini çorap söküğü gibi getirecektir. şairin de nihayetinde bir insan olduğu düşünülürse; birebir örtüşmese bile kıyısından köşesinden tutturulabilen fikirlerdir, demek istedikleri.
aslında sabah değil o saatler en körüdür gecenin evet, zifiri bir karanlıktır ama aynı zamanda günün ilk ışıklarına da gebedir. neyse ki o korkutucu kör karanlık çok uzun sürmez. hemen ardından kuş cıvıltılar başlar. fakat hemen değil. önce bir iki kuş cıvıldar. sonra o sesler zamanla koroya dönüşür. serinlik başlar. gecenin soğuğu, serine döner usuldan...pek fazla sürmez o serinlikte. gün ışır, güneş hafiften yükselir ve önce ışığını, ardından ısısını salar, yeni güne; 'günaydın' dercesine.
sabahın körüyle beraber gecenin o sakinliği de biter, günün telaşı başlar.
1. | metin_alkan | |
2. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |