Türkiye'nin memur portalı

bir de "nasırına basmak" deyimi vardır. kişinin hassas olduğu,zaafının olduğu konulara, noktalara değinmeyi anlatır.

,

rahmetli kemal sunal'ın, 'sakar şaban' filminde ise kahramanımız şaban, sahte mafya patronunu oynamaktadır. rolde karşısındaki kötü-gaddar mafya adamlarından birini, ayağındaki nasırına basmak suretiyle alt eder. o nasır ki bir kare önce bir dişçi kerpeteniyle sökülmüştür...filmin hemen hemen en komik sahnelerindendir; nasırına bastığı mafya babasının acısına dayanamayıp düşüp bayılması sahnesi.

gölü balesi vardır ki,dünyanın en ünlü dört balesinden biridir.

pyotr ilyiç çaykovski 'nin 1875-76 yıllarında bestelediği dört perdelik bale eseridir.

ilk kez geçen hafta eğitim için bulunduğum otelde; otelin bahçesindeki minik bir gölde karşılaştım...kendileriyle.usul usul sokulunca yakınımıza

rus yazar, ivan gonçarov'un harika bir romanının adıdır.

hastalık hastası (le malade imaginaire); moliere'in komedi-bale türünde bir sahne eseri.konusu ise saf ve zengin bir adam ve bu zenginlikten yararlanmak isteyen kurnaz bir doktor.bu doktor tarafından uydurulan sözde ölümcül bir hastalık ve bu hastalığın tedavisi için -sözde- gerekli masraflarla adamın sömürülmesinin konu edildiği, yazarın son oyunudur.

tıkalı damarı açtığı bile söylenen...alternatif tıbbın oldukça mucizevi sapı. ( gel de gülme )

hastalıklar artıp ve tedavileri,ilaçlar vb.sağlık giderleri çok pahalı olunca...olacak olacak o kadar. neylersin, umut dünyası bu dünya... dediğim başlık.