Türkiye'nin memur portalı

her ne kadar rafine şeker ( pancar ) tehlikeli bir zehir ise de bunun daha beteri olan mısırdan üretilen nişasta bazlı olanı var. kısaca nbş diye anılan bu şeker veya türevi , rafine şekerden daha ekonomik olan maliyetiyle piyasaları tutmuş durumda... hemen hemen tüm şekerli gıda maddelerinde kullanılmakta ve doğrudan kansere sebep olmaktadır. şekerin hammaddesi olan pancar bir zirai bitkidir. ekildiği taktirde üreyebilen ve anadolumuza tıpkı tütün, mercimek gibi sonradan yurtdışından ithal edilerek getirilmiş bir üründür.

sanırım osmanlı imparatorluğu döneminde getirilip ekilen bir zirai ürün... o zamana değin bu iki zehir bu kadim topraklarda bilinmiyor ve türk insanının -sağlıklı oluşu dolayısıyla olsa gerek- gücü dünyaca konuşulmaktaydı.( küresel olarak kuşatılmışlığımızdan )hazırcı - tüketim toplumu olduğumuzdan beri raflarımızda boy gösteren nşa-şeker glikozundan imal edilmiş zararlı-zehirli, -hazır lakaplı- gıdalar sağlığımızı hızla bozmakta...ata tohumunu terkettik,doğal ürünlerle beslenmeyi de... bakkallarımız marketlere, marketler süper-mega-hiper- marketler zincirlerine dönüştürüldüğünde raflarımızı küresel gücün dayattığı cici markalarla süsledik. tatlı-zehirlerle donatıldığından beri o raflar ?hastalıklarımız çoğala çoğala yaşam kalitemizi bozdu.

zamanla hastanelerimiz yetmez oldu ; çeşit çeşit özel hastaneler, dal hastaneleri, eğitim araştırmalar ve en son şehir hastanelerine terfi ettik. ( üzgün yüz )

istanbul büyükşehir belediyesi'nin; (euro 2020 elemeleri?ndeki kritik fransa-türkiye maçı) istanbul?un kent ekranlarından yayınlanacağını, şehirdeki tüm dijital ekranlarında da 21.45?ten itibaren karşılaşmanın naklen vatandaşlara aktarılacağının duyurulduğu maç. içinde bulunduğumuz sürecin tersine olumlu-pozitif-ulusal enerjimizi göndererek iyi sonuçlarla tamamlamayı umduğumuz,dilediğimiz bir maç.

sağlıklı kalabilmenin en birinci kuralının bunu bırakmak olduğunu biraz geç de olsa öğrendiğim gerçekliktir; şeker.Uyuşturucu gibi,malesef öyle...

şekeri bırakmak, bir bağımlılıktan kurtulmakla eşdeğer..zira uzmanlar üç beyazdan en zararlısının bu olduğunda hemfikir.hem hastalığın adı, hem de hastalığa sebep maddenin ta kendisidir.zehirli bir tatlılıkla gönüllü olarak damarlarımızda uyuşturucuya benzer bir şekilde yürüttüğümüz bir alışkanlık bu.

sağlığına önem veren herkesin bir an evvel vazgeçmesi gereken kötü bir alışkanlık.

yarınki sabah kahvaltısı için hazırlayacağım çay bu.

günün en güzel menüsüdür bizde haftasonu kahvaltısı ve olmazsa olmazı sayılan sabah çayı.

maaile bir arada olduğumuz,uzayıp giden, öğleyi bulan bir huzur demi...herkes bir arada iken ve en kral içeceğimiz başköşede ise değmeyin keyfimize.

çay içimiyle,sunumuyla bir kültürdür bizde. örneğin, öyle ilk çay içilip bittiğinde ;" -tekrar alır mısınız ?" diye asla sorulmaz.bir nevi ayıpsanır bu soru. işin usulü; çay bardağının boşalmasını takip etmek ve hemen yenisiyle tazelemektir.

çaya methiyeler dizen çay aşıklarımız vardır. bardağına,kaşığına,limonuna bir dolu benzetmeler yapılır o methiyelerde ve oldukça esprilidir bunlar.çaydanlık kaynar, kaynana olur ; gelin sessiz demlenir demlik , görümce arada bir çıkıp gelen ve ortalığı karıştıran kaşık olurken, çocuklar evin neşesi... çay şekeri...çaynameler böylece benzetmeleriyle dinleyicileri,okuyanları gülmekten kırıp geçirir.

hele mevsim kış ise sabah,öğle, akşam farketmez çay her daim içilir de içilir. karın soğuğu dolayısıyla, hem elleri hem de mideyi ısıtmaktır amaç.

kimilerimiz çayı yalın içer,kimilerimiz limonsuz asla içemez.limonlu tercih edenler genelde kahvaltıdan sonra veya öğleden sonra içerler.

özetle nerede çay varsa orada sohbet ballanır, tadına doyum olmaz.

allah mehmetciğimizin- kınalı kzularımızın yardımcısı olsun,sağ salim yuvalarına dönsünler, ayaklarına taş değdirmesin.

yedi düvelin üretip, besleyip, silahlandırdığı bir terör bataklığına ( nerdeyse mecburen ) girmek zorunda bırakıldılar.dilerim oradaki masum siviller dahil hiç birine birşey olmaz. ( üzgün yüz )