Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
kabareBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
pek severek dinlediğim pop müzik sanatçımız alpay'ın "eylülde gel" isimli, hüzünlü şarkısında geçen bir kelime, konfeti.
çevre kirliliği hususunda dermess'e katılmamak elde değil. kutlama esnasında harikalar yaratabilir, bizleri şenlendirebilir ancak sonrasını da düşünmek, kirlettiğin çevreyi temizlemek, temiz bırakmak sosyal davranışın birinci kuralıdır.
şarkıdaki vurgu yaptığı yeri de çok güzel, sonbahar yapraklarından oluşan konfetinin.
,
eylül'de gel,
eylül'de okul yoluna.
konuşmadan yürüyelim,
gireyim koluna.
görenler dönmüş
hem de mutlu diyecekler.
ağaçlar sevinçten başımıza,
konfeti gibi yaprak dökecekler
yaprak dökecekler...
ortalama haftada asgari üç gün çayını tükettiğim çaycı hanım. hanım diyorum, zira bizde "semaver hanım" diye bilinir, kendileri. yaz olunca semaver hanım gelir, masada en güzel yere yani baş köşeye kurulur. ta ki mevsim dönüp, sonbaharı da sonlandırıncaya kadar. ateş çayı bir başka lezzetlidir. çay tiryakilerinin tercih sebebidir semaver çayı. içmeye kanamazlar bir türlü.
pandemide ertelenen seremoniler bunlar.
işyerimde aynı durum. davetiyenin haddi var hesabı yok. nisbet eder gibiler.
bunun bir de sektörü var malum...bu organizasyonda da bir patlama söz konusu. bunun getirisi kuyumculuk sektöründeki canlanma. altın, pırlanta vesaire takılardaki fiyatlar aldı başını gitti. evlenenler,evlenecek olanlar haliyle maddi olarak battı, diyebiliriz ancak düğüne icabet edecekler peki, onlara acıyın da uzak aralıklarla yapın şu düğünleri, dediğim başlık.
sayıyorum, sırasıyla; çoğunluk gölge ağacı olması hesabıyla; dişbudak,akçaağaç, kavak, melhem, çam, gladiçya, akasya. sonra hemen her türünden erik, türlü türlü dut, vişneler, şimdilik iki adet elma -seneye çoğaltmak niyetindeyim - ve kiraz, şeftali, ayva, ceviz bunlar ilk sayabildiklerim.
Çocukluğumdan ilk gençlik yıllarıma değin bahçemizde kayısı ve armut araçlarımız da vardı, üzerinden hiç eksilmediğimiz. o dalından öbür dalına geçer, bazen uyuklayıp kalırdık. hele mevsim yaz iken bu ağaç dostluğumuz bir başka sırdaşlığa dönüşürdü. şöyle ki, bahçemizdeki ağaçların altında hemen her akşam mahalleden arkadaşlarımızla saklambaç oynardık, ebe daha gözü kapalı saymayı bitirmeden kuş misali koşar tırmanır üzerine tünerdim armut ağacımızın. heybetli bir ağaçtı.yapraklarıyla beni gizler güzel bir sığınak olurdu. oradan, aşağıda olup bitenleri izlemenin keyfi, anlatılmaz... bir başka güzellikteydi. ebenin arayıp da bir türlü bulamadığı ve iyice uzaklaştığı bir anda ağaçtan usulca inip sobelemenin tadını ise hiç anlatmayım.-gülücük-
1. | metin_alkan | |
2. | burgulukalpler |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |