Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. bunların belli ki ilk önce yüzleri şekillendiriliyordu, dedi.

    yalnız modeller beklerken önce düzgün duruyorlar sonra ise sıkıntıdan yana kaykılıp yüzlerini ekşitiyorlardı.

    o yüzden bunların hepsinin yüz ifadesi böyle.

    arkeoloji müzesini biraz kakara kikiri yapmak zorunda kalarak gezdik.

    hepsinin tek tek yanlarında durup taklitlerini yaptı.

    Hadrianus heykelinin yanına geldiğimizde ise taklit falan yapamadı tabi ki.

    benim kafamda çalmaya başlayan şarkı ise: Eşkiya dünyaya anam, hükümdar olmaz.

     
  2. Ufak tefek işler haricinde sakin bir gün oldu.

    Sıcaktan nem den eridik ama su gibi bir nimet var ki bir nebze rahatlattı bizi.

    Balkonda oturmuş gökyüzüne bakıyorum hayatı sorgulamaya çalışırken bakıyorum hayat beni sorguluyor,benimle bir derdi var ama henüz çözemedim du bakalım.:)

     
  3. uyurgezer demeyelim de uyuroturur diyelim.

    gece ne yaptığımı görüyor musun ? dedi.

    görüyorum tabi dedim, ara sıra yattığın yerden kalkıp oturuyorsun. Boş boş bir noktaya bakıyorsun.

    Evet, dedi.

    Aslında uyurken yoruluyorum.

    oturarak biraz dinlenmiş oluyorum.

    Farklı bir bakış açısı.

    ----

    metroya bindiğimizde burnu tamamen tıkanmıştı.

    sesini de çıkaramıyor.

    alerjisi tavan yapmış.

    şevkat yerimdar gibi iki büklüm olup koltukta büzüştü.

    aslında yeri dar değildi ama diğer yolcuları rahatsız etmeden burnunu silebilmesi gerekiyordu.

    metroyu ve sarnıçları da listeden çıkardı.

     
  4. gözlerimi diktim uzun uzun adama bakıyorum.

    bunu çaktırmadan yapamıyorum.

    hesaplıyorum.

    sanırım tam olarak 30 sene geçmiş.

    peki ne olmuş ?

    saçlar kısalmış, kırlaşmış ve düzleşmiş.

    kilo alınmış.

    hayat omuzlara çökmüş.

    mağaza büyümüş.

    çeşitlilik artmış.

    o zamanlar birbiriyle rekabet eden iki adet dükkan vardı.

    şimdi artık biri yok.

    Le vent nous portera.

    Yine kafamda çalmaya başladı.

     
  5. bir kısa film çekecekmiş.

    ismini de reçel koyacakmış.

    filmin başlangıcında duvara yapışarak parçalanan reçel kavanozları olacakmış.

    rengarenk reçeller duvarda iz bırakacakmış.

    iyi, dedim, iyi fikirmiş.

    böyle bir roman okumuştum ben de.

    kız okumadığı halde kendisine sürekli okuması için verilen kitaplardan cinnet geçiriyordu.

    Babası mıydı, komşusu muydu, akrabası mıydı kimdi unuttum sürekli buna kitaplar getirip bırakıyordu.

    Sonra kız bir akşam yemeğinde gayet sıradan bir ses tonuyla:

    Bugün durakta beklerken yanımda birini öldürdüler,

    demişti.

     
  6. Yoruldum nasıl anlatayım şimdi.

    Yine plana bağlı kalmadığım bir gün daha yaşadım, anlık anı yaşamak daha keyifli ne esiyorsa onu yapıyorsun...

     
  7. sıcaktan ve hastalıklarından dolayı fenalaşıp bayılmış.

    çevredekiler yardımına koştu.

    kimi bastonunu tuttu kimi elini yüzünü açtı.

    kimi yardım ister gibi etrafa bakınıyor.

    biraz düşündük, birbirimize baktık.

    sonra apar topar eşiyle birlikte arabaya bindirdik ve hastanenin yolunu tuttuk.

    aslında bir miktar risk almış olduk ama hastane çok uzak değildi zaten.

    ambulans arayıp beklemeli miyiz diye hesapladık.

    yola çıkmak mantıklı geldi.

    iki gün önce düşmüş.

    kolunu yere çarpmış ve çatlamış ya da şişmiş olabilirmiş.

    birkaç gün önce kan vermiş kolu morarmış ve elinin üzerinde flaster ve bandajdan kalan izler var.

    tahlilleri temiz çıkmışmış.

    kronik bazı hastalıkları varmış.

    kalp hastalığı, şekeri varmış.

    çocuklarını sorduk.

    uzaktalar gelemezler dediler.

    burada kimse yok mu, dedik.

    bir oğlu ve torunu buradaymış.

    ona haber verdiler.

    acilden giriş yaptık.

    kadın kalbim diye inliyor, ecel geldi ecel diye sayıklıyor.

    sağolsun acildeki güvenlik yardım etti.

    sandalyeye oturttuk ve hastaneye teslim ettik.

    Bu sıcaklarda değil kronik hasta sağlam insan ayakta duramaz.

    sık sık uyarmak lazım herkesi.

     
  8. yari görse idim haftada ayda,

    sevip ayrılmaktan ne buldum fayda

    azrail göğsümde canım hayhayda oy

    ciğerimin başı yarelendi gel gel

    canım gel gel,

    gülüm gel gel

    kurban gel gel

    çalmaya başladı...

    kırmızı gül desenli lastik ayakkabıları, kenarını emaneten diktiği eteği geldi aklıma.

    lastiği ayağından çıktı yeniden giydirdik.

    çocukları çok uzaktaymış, gurbetteymiş.

    şimdi sinirlerim bozuldu...

    biraz aslında epey dolmuşum sanırım.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.