Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. Yürüdük yürüdük üşüdük üşüdük sonra tekrar yürüdük sonra tekrar üşüdük. Öyle birgündü

     
  2. Şurada çayımla biraz soluknayım :)

    Sözlük sessizlik yemini etmiş gibi...

    Güzel insanlar güzel atlara binip gittiler galiba.

    Ya da sözlük detoksu yapıyorlar.

    Bundan ötürü yine benim içsel sesimle bugün olanlar başlığına canlandırma politikası uygulayacaz :)

    Evet bugün olanlara devam edelim o zaman.

    Bugün çiçeklerimi suladım, hafta bir kez can suyu veriyorum.

    Evi çamaşır suyuna buladım, nefes iptal oldu. Bu çamaşır suyuyla derdim neyse benim.

    Bugünden yarının yemeği yapıldı, zeytinyağlı karnabahar yemeği.

    Yarın pazara gidilecek iş çıkışı yemek hazır olması lazım.

    Biraz şekerleme de yaptım

    Babişko köyden bahçemizden bir dünya üzüm getirmiş, napıcaz bu kadar üzümü diyorum sirke yap diyor, var diyorum fazla mal göz çıkarmaz diyor.

    Kışlık yapmayı stop demişken nerden çıktı bu üzüm.

    Yarın işe gitmeye yüzde 75 hazır gibiyim.

    Yazacak bir şey de kalmadı. Kalkıp çay doldurayım bari.

    Ruhum inzivaya çekilsin biraz.

     
  3. aort diseksiyonu, dedi.

    çalışma arkadaşları getirmişler.

    ailesinden kimse yokmuş yanında.

    mecburen kendisinden imza aldık dedi...

    telefonda ağlamış babası.

    şimdilik başarılı geçmiş.

    inşallah iyileşir.

     
  4. sülalenin en evhamlısı ilan edilmişim.

    tabi plaket verdiklerinden değil de

    yapılan esprilerden, takılmalardan, daha ben konuşmadan yapılan dublajlardan onu anlıyoruz...

    yahu dedim.

    akşamın karanlığında inmeyin oraya.

    ormandan domuz gelir...

    ne domuzu be diyorlar.

    bu saatte domuzun ne işi var orada.

    eşelediği yeri anlatıyorum.

    yaw he he modundalar.

    dedi ki:

    siz buradaki domuzları sizin oradaki hoynk hoynk domuzlarla karıştırmayın.

    gövdesi şu yemek masası kadar var, dişleri kılıç gibi kesiyor. ( masa 8 kişilik )

    rengi bir karanlık gölge gibi.

    geçende avlamışlardı.

    yanında poz verdiler kadraja sığamadılar.

    ahaaa

    birden koltuktan fırladı:

    Yahu siz çayı için de bir beş dakika sonra nacağı alıp oraya öbürlerinin yanına inersiniz.

    artık nacakla ne yapacaksak...

    öbürü de oradan diyor ki:

    gitmişken bir iki odun da getirirsiniz bir işe yarar.

     
  5. ahvalin mutat yürüyüşüne mugayir bir gün geçtin

     
  6. aklında bulunsun diye başladı.

    Bir gün evi böcek basarsa, dedesinden bir tavuk ödünç alacakmış.

    sonra eve salacakmış.

    tavuk tık tık tık hepsini toplayacakmış.

    sonrasında fırçayla kovayı eline tutuştururum artık.

     
  7. dedi ki:

    kim hangi mesleği yapmak istiyorsa onun eğitimini almak için başvuruyor. Herhangi bir sınava girmesine gerek yok.

    meslekler arasında gelir dağılımı bakımından bir orantısızlık yok.

    gençler kıran kırana mücadele etmiyorlar, birbirlerini düşman olarak görmüyorlar ve mesleki hedef belirlerken

    tek kriterleri o mesleği yapmak istemek oluyor.

    statü, saygınlık, daha çok kazanmak, sınav başarısı nedeniyle takdir edilme motivasyonu ile hareket etmiyorlar.

    hangi alanda ne kadar çalışan insan ihtiyacı olduğu belli ve takibi yapılıyor.

    yani bu tür verilerle, istatistiklerle ilgilenen bir çalışan grubu da var.

    iyiymiş, ne diyeyim.

     
  8. anlatıyor dinliyorum:

    insanların benden nefret ediyor olmasını ya da bana gıcık kapıyor olmasını çok fazla kafama takmam, dedi.

    yani bu onları önemsemediğim anlamına gelmez ama dert etmiyorum, dedi.

    ama, dedi.

    içine kapanık kendi halinde insanlar beni fena halde sarsıyor.

    nasıl ? dedim.

    mesela neden falanca beni sevmiyor, neden beğenmiyor diye sabaha kadar uyuyamayabilim, dedi.

    yahu, dedim sen çılgın mısın ? ( öyle demedim tabi öbür kelimeyi kullandım. )

    Sana ne, sevmezse sevmez... İçine kapanıktır seninle ilgilenmez, yaptıklarını iplemez...

    herkes seni sevmek zorunda mı ?

    böyle bir şey olabilemez, dedi.

    korkuyorum böyle insanlardan, dedi.

    ben onlarla ilgileniyorum, onlara yardımcı olmaya çalışıyorum, onları eğlendiriyorum, onları seviyorum, bu

    kadar tepkisiz olamazlar, dedi.

    vay babam vay

    nasıl bir gezegene düştük hakikaten Allah yardımcımız olsun, her birimiz ayrı telden çalıyoruz.

     
  9. sandalyeleri mi artık neyiyse dangır dungur kaldırdı sağa sola fırlattı.

    girme buraya anlamıyor musun ? kaç kere söyleyeyim bu-ra-ya gir-me-ye-cek-sin

    gene çocuğu haşlıyor.

    yemin ediyorum binadaki martılar zangırtıdan havalandı.

    deli deli

    zır deli.

     
  10. sabır sınırlarının zorlandığı bir gün

    yalakalık adı altında insanların nasıl omurgasızlaştığını görmeye alıştık normalde ama yine de denk gelince insan sinirleniyor

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.