Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. Bir yorulmuşum şurada 1.58' lik bir dinleneyim sonrasında telefonla kanepede uyur kalırım heralde :)

    Dünden beri seyitonbaşı gibi çalıştım, temizlik yap, gün menüsü yap, yoruldum ama değdi çok şükür Allah mahçup etmedi, hepsi yetişti.

    bugün asil sülalemi layıkıyla ağırlamanın onurunu ve gururunu yaşıyorum ruhumda :)

    Gün menümü de yazayım kardelene rakip olayım :)

    Menü: kısır, dereotlu peynirli puf poğaça, kıymalı patlıcan böreği, çikolata soslu tart kek. Kendi eserim olan salatalık ve börülce turşusu artı asma yaprağını kısırla sundum onuda belirtem şimdi en maharetli benim imajı şuraya bırakalım :)

    Ellerime sağlık çok güzel yapmışım, çok lezzetliydi, iyi ki varım he :)

    Akrabalarımı çok seviyorum, günümüz bedava sırf birbirimizi görmek için akraba günü yapıyoruz çılgınlar gibi sohbet edip, sohbette nirvana ulaşıyoruz. Bu öyle huzur veriyor ki insana resmen tatlı bir huzur. Allah kimsesiz bırakmasın hiç kimseyi, aile ve akraba bağı güzel şey azizim.

    Neyse günün anlam ve önemini bu kadar anlatmak kafi, kalın sağlıcakla:)

     
  2. şu an itibarıyla yukarıda yazdığı şeyleri bir günde tamamlayıp bitirebilen gülfeşanı takdirle ve hayranlıkla izlediğimi belirtmek istedim.

    Bütün bu yazdıklarını tamamlayabilmek için sabah 4 te kalkmam gerekirdi.

    Hadi diyelim dip köşe temizliği bir gün önceden halletti.

    Örtüleri zaten yıkamıştı ütüleyip serdi, tabakları ve çay bardaklarını kontrol etti, havluları yeniledi, peçeteleri yerleştirdi.

    sildi süpürdü paspasladı.

    hadi diyelim poğaçayı da bir gece önceden pişirdi.

    yine de sağlam yetişmiş her şeye.

    Hadi diyelim gelenler tabağı çanağı toplayıp yıkamaya yardım etti.

    eline emeğine sağlık diyelim o zaman.

    bendeki durum: kısır, patates salatası, şey böreği ( sosyete mantısı ) , çay.

    ben iptal.

    zaten hızlı gonzales değilim ağır kanlı rodrigez'im ben. Bu kadar oluyor en fazla.

     
  3. Sahil kasabasında gözlerimi açtım,akşam da sahilde kapatıyorum,bu arada balık sezonu da açıldı guzel gösterilerle.

     
  4. Dermes sabah 7'de kalktım temizliği önce ki gün hallettim, gece 3'de yattım tart keki yaptıktan sonra 4 saatlik uyku var ya da yok seyitonbaşı olarak sabah maratona başladım :)

    Poğaça, börek ve kısırı öğlene kadar yaptım, sabahtan WC'lerin yıkanması, ortalığın toplanması, misafire servis edilecek tabak, bardak, kaşık ve çatalları yıkama işlemini yaptım.

    Havluları yeniledim ama peçeteyi unutmuşum masaya götürmeyi, havlu kağıt kullandılar yemek yerken aklıma geldi sonrasında bende akışına bıraktım çünkü masadan kaldırmadı kar çok kalkıp oturdun bir şey yemedim diye :)

    Yemek sonrası türk kahvesi servisi yaptım, mutfak da küçük bir ağrı dağı oluştu. mutfağı kimseye dokundurmadım ama bahçemizin üzümünden ikram etmek istedim giderken götürmeleri için, bahçeye gittiğimi fırsat bilip bulaşıkları halletmişler sağolsunlar.

    Yetiştirdim ama yetişmeyecek diye de insan korkuyor, bir adrenalin oluyor. baya yorulmuşum, kolum tutulmuş, ağrı kesici alıp akşam direk uyudum.

    Misafir güzel şey ama temizlik ve menüyü bir kişinin hazırlaması çok yorucu.

    sende iyi yapmışsın, ellerine sağlık :)

     
  5. Yine ben :)

    Yorucu bir günün ardından yıkılmadım ayaktayım diyor, sabaha güzelliklerle uyanmayı diliyorum.

    Bugün çok detay vermiyorum kısa ve öz yazıyor, uykum gelene kadar burayı mesken tutuyorum :)

     
  6. Yıllar sonra sözlüğe sessiz sakin adım atişımdir.

     
  7. öğrenciyken gurbette fazladan paraya ihtiyacı oluyormuş.

    bir otelde gece katibi olarak işe başlamış.

    hem para kazanıyordum hem de değişik insanlarla tanışıyordum diye anlattı.

    tabi otel 3. sınıf olduğundan bazen de sıkıntılı insanlarla da muhatap olmak zorunda kalıyormuş.

    bir anısını anlattı:

    müzisyenler vardı dedi.

    civardaki mekanlarda çalışıyorlardı.

    ne kalacak yerleri ne de buna yetecek paraları vardı.

    bazen gelir benden rica ederlerdi.

    abi şu lobide koltuğun üzerinde geceyi geçirebilir miyiz ?

    bazen izin verirdim diyor.

    koltuğun üzerinde, oturdukları yerde sızıp kalıyorlarmış.

    ellerini hatırlıyorum dedi.

    rüya görürken bile çalgı çalar gibi ellerini kıpırdatıyorlardı.

    anlatırken biraz da ağlamaklı oldu.

     
  8. orada galeri gibi bir şey gördün mü ? diye sordum.

    Hayır dedi.

    sadece örülü duvarlar, ev kalıntısı ya da bir atölye kalıntısı gibi bir şey.

    iyi de o zaman etrafta başka yerleşim yerleri de olur.

    hayır, dedi.

    yerleşime müsait bir yer değil.

    sürekli çığ düşüyor, çok dik ve kayalık bir yer yakınında köy olma olasılığı yok.

    iyi de dedim, yerleşim yeri olmayan bir yerde eski bir maden atölyesinden bahsediyorsun bu nasıl olabilir ki ?

    Belki , dedi cevhere yakındır.

    bunu nereden anladın ? dedim.

    çünkü daha yukarılara tırmandım ve etrafta işe yarar bir şeyler aradım.

    bir kaya oyuğunun içine doğru yuvarlanmış ve oradan alınmamış bir cevher buldum.

    büyük ihtimal zirvelere yakın bir yerde ilkel de olsa bir galeri var.

    oradan çıkardıklarını bir şekilde yuvarlayarak işledikleri bu yapıya indiriyorlardı.

    o zaman birinin cesaret edip oralara bakması gerekiyor.

    ama dedi ilginç bir durum var.

    yapıda bulduğum cürufu işten anlayan birilerine gösterdim.

    maden mühendislerine, demir atölyesi olanlara, metalurji uzmanlarına...

    biri manganez demiş, öbürü bu ne kadar ağır böyle cüruf mu olur demiş, öbürü doğal bir şey demiş.

    Biraz daha araştırsa mutlaka oralarda belki de antik dönemlerden bir yerleşim yeri kalıntısı da bulacak.

    ya da orman bölgesi olduğu için artık yok olmaya yüz tutmuş temellerden başka bir şey bulamayacak.

     
  9. domuz tam olarak yolun kenarında yatıp yuvarlanmış.

    yetmemiş orayı iyice eşelemiş.

    toprak karman çorman olup havalanmış.

    galiba yerin altındaki yumruları, fıstık benzeri kökleri bulup çıkarıp yiyor.

    bu elemanın evinin neresi olduğunu az çok tahmin ediyorum.

    galiba orayı bozmak istemiyorlar.

    neyse böyle yuvarlanıp gidiyoruz işte.

    sessiz bir sözleşme diyelim.

     
  10. hawaii adası isimli milli mağazamızdan tarçın renkli bir pantolon almıştım.

    onu giyeyim dedim.

    bir bana baktı bir bizim kuduruk bobişe baktı.

    aaaa bugün dedi pişti mi oldunuz ? dedi.

    yaa dedim, geçin bunları bunlar bana vız gelir tırıs gider.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.