Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Hıtmen'i tanıyor muymuşum.
kafasının arkasında barkod varmış.
üzerine kıyafet yerine silahlarını koymuşlarmış.
anlatıyor da anlatıyor.
o böyle şeyler anlatırken kafamda nedense davul zurna çalmaya başlıyor.
Ben hıtmen'i nereden bileyim ?
En son ünlü olan ünlüleri bile tanımıyorum.
Cemiyet hayatının gözde isimlerini,
son çıkan pop starları,
futbolcuları falan,
kimseyi tanımıyorum.
Son tanıdığım ünlü Tarkanla Tayfun
onlardan sonrakileri algılayışım karbon kağıda fotokopi gibi
evlenmişler, ayrılmışlar, çocuk yapmışlar...
ruhum duymamış.
Bana muhtarı sorsalar, onu bile bilmem.
Neyse.
kurduğu sımcity şehrini bana gösteriyor.
tabi iki dakikada onu sinirden delirtmeyi başardım.
-Ya dedim sen niye bu gökdelenleri denizin kıyısına dizdin de zavallı küçük evleri en arkaya attın ?
-ohooo trafoyu da bu küçük evlerin arkasına çakmışsın.
-Senin bu şehirde niye hiç park yok ?
-Ahaa elektrikçi teyze sinirden saçlarını yoluyor.
- E ne yapayım param yok ?
- Ne bileyim ben , gemiyle yolcu yanaştır , casinoları çalıştır. Ya da kredi bul bir yerden fabrika kur.
- vayy sizin ekip ne kadar genç ve dinamik. Yönetici kadronun neredeyse tamamı 30 yaşın altında.
-Bak plaj yaptım.
-iyi aferin, sağlık müdürü hastane istiyormuş.
bir müzik aleti geliştirecekmiş nota öğrenmesine gerek kalmayacakmış.
aletin tuşları üzerinde ışıklar yandıkça oralara basacakmış parçayı çalabilmiş olacakmış.
biraz gecikmiş de olsa buluş buluştur.
bence kayıtlı parça üzerinden çalarmış gibi yap ben imajını tamamlarım.
Başlat tuşuna bas kendi çalsın.
bizim kedi yanımda şekerleme yapmaya başladı.
Hımm demek ki beni seviyor ama o kadar da sevmiyor, sevdiği kişi yanında yoksa benim yanıma geliyor.
Hayvanların ahlaki değer yargılarını sorgulayacak halim yok.
Bir tür muafiyetleri var, kafalarına göre takılabiliyorlar.
Bu konuyu çok kurcalamamalıyım.
Tanrım çok fazla düşünmemeliyim.
Çünkü iş garip bir yere gidiyor.
biz insanız, insanların değerleri vardır, o değerlere uymaları gerekir, gerekiyordur, yani öyle umuyoruzdur, öyledir değil mi ?
Tüm insanların vardır yani böyle değer yargıları.
Yoksa yok mudur ?
Belki de yoktur.
Olmalı mıdır ?
Olmalıdır tabi.
Peki ya yoktursa ?
artık yol stresinden mi, hava değişiminden mi bilmem
benim taşınabilir ağaçlarım yapraklarını dökmeye başlamıştı.
gövdelerinden hafif sarsınca kafama yağmur gibi zeytin yaprakları yağıyordu.
Yine de umudumu yitirmedim.
güzel güzel gübreli sularını verdim. ( Güvercinlerimiz sağolsun )
taze yeşil yapraklar deli gibi fışkırmaya başladı.
Bir de meyve verseler var ya
değmeyin keyfime.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |