Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. bu arada bir iki saat kadar kestirmişim.

    Rüyamda Cennet Mahallesindeki Pembe

    hem de ingilizce olarak

    Ben bunu verip bunun yerine mandal leğen alabilir miyim ? diye soruyordu.

    kimi veriyordu, niye veriyordu, niye mandal leğen istiyordu, o kısım bende yok.

    frekanslar karıştı herhalde başkasının rüyasına girdim yanlışlıkla, böyle mantıksız bir durum.

     
  2. babası kurt adam, annesi vampir olana ne denir ? diye sordu.

    Ne bileyim ben.

    Dursun Ali, içeriden gümüş kazığı getir mi ?

    Yok,

    kumpir denirmiş.

    Bu arada sanırım patates fiyatları ekmek fiyatlarına göre daha makul ilerliyor.

    bu nedenle kumpir de seviliyor haliyle.

     
  3. ne yediniz ? dedim.

    pembe fasulyeyle kuzu kulağı dedi.

    Hayalleri bile mütevazı. Bak ne kadar kibarım mütevazı diyorum.

    her neyse de...

    acaba ömründe bırak kuzukulağı yemeyi, görse tanır mı ki acaba ?

    muhtemelen bu nedir, zehirli midir, yenir mi der, bir tekme vurup savurur.

    pembe fasulye var mı diye baktım.

    varmış ama barbunya gibi pişirsek de pembeliği membeliği kalmaz herhalde.

    dinozor şekerpembe gibi bir şey hayal etti galiba.

    Zaten onu da bulup yemeye çalışıyorlarmış çizgi filmde.

    unuttum gitti konusunu da pembe rengi iyi kazınmış beynime.

     
  4. üç dört aydır evde dikiş makinesini çalıştırmıyorduk. dikilecek olan giysiler, kumaşlar birikmiş, bugün hepsinin icabına baktım. çorap tamiri zaten rutine dönüştü, basit geliyor. muhabbet kuşlarının kafesinin tülünün kendi lastiği bozulmuştu, tüle don lastiği geçirmek için kumaş monte ettim. eskiden, 25-30 sene önceleri, pijama dikerken pijamanın bel kısmına lastik kanalı yapmışlığım vardı ama tülle kumaşı birbirine dikmesi öyle kolay değilmiş. bunu da hâlledip babamın gönlünü yapınca sıraya gardaşım girdi. eşofmanını şorta çevirdik, iki paçadan da bere diktim. süpürge için aldığımız toz torbaları ilk kullanımda kenarından patlıyordu, orijinal yedek parça olmayınca sıkıntı oluyor, onların da çevresini bir tur diktim. dikiş makinesini gün ışığı varken kullanabiliyorum sadece, hava kararınca lamba ışığında ipi, dikiş düzlüğünü takip edemiyorum.

    ikindide ilçeye gidip biraz alışveriş yapalım dedik. sokak çeşmesinden su doldurmaya başladık, bomboş çeşmede arkamızda kuyruk oluşuverdi. insanlar ileriki çeşmenin suyunun bulanık aktığını söyledi, yağmur yağınca olur böyle şeyler dedim, topraktan geldik toprağa gideceğiz ne de olsa dedim, milleti güldürdüm.

     
  5. şivesi nedeniyle acele yerine ecele diyordu.

    ben de, ecele giden ecele gider deyip duruyordum.

    -----

    önce şu parfümü sıkıyorum sonra da bu parfümü sıkıyorum ikisi karışınca on numara bir şey oluyor, dedi.

    ben en sevdiğin parfüm hangisi ? diyorum.

    geçtim en sevdiğini yeni kombinasyonlar üretmeye bile başlamış.

    İnşallah etrafındakiler de bu durumdan memnundur, dedim.

    yanlışlıkla farklı bir tepkime başlatma da...

    ----

    bana " sen niye böylesin ? " diyor.

    ona dedim ki:

    beni yargılamadan önce makosenlerimi giy...

    şaka şaka öyle demedim. Bende makosen yok. muhtemelen kızılderililerde de yoktu.

    acaba çarık ya da çizme dendiydi de şık dursun diye makosene mi çevirdiler ?

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.