Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. aslında neler konuştuklarını duymadım.

    sadece yanlarından geçerken ablanın yüzüne baktım.

    bankanın önündeler.

    adam kadına bağırıyor.

    sadece şu cümlesini duydum ablanın.

    Var dedi, var 50 TL

    yüzüne baktım,

    büyük mavi gözlerini utanarak yere doğru çevirdi, sanki yaşını almış bir abla değil de küçük bir kız çocuğu,

    herkesin içinde kendisine bağırılmasından utanmıştı.

    çocukluğunu gördüm yüzünde.

    ne çok darladınız şu kadınları bir bilseniz.

    ne çok perişan ettiniz.

     
  2. galiba iyi bir kaportacı da olabilirmişim.

    kaba boyayı kaldırdım.

    paslı bölgeyi iyice zımparaladım ta ki çeliğin parlaklığı ortaya çıkana kadar.

    sonra bezle iyice temizledim.

    antipası uyguladım.

    son kat boyayı da vurunca cillop gibi olacak inşallah.

    elimde çay kupasıyla gezdiğim için ve açın buraları açın tiner koktu diye evham yaptığım için ilk günden işten kovulabilirmişim ama sanatsal değil be şuraya bir kelebek oraya bir örümcek konduramadıktan, puantiyeler ekleyemedikten sonra neyleyeyim oto kaporta işini.

     
  3. kışlık odunları taşıdık.

    ana fikri: odunlar iyice kuruyana kadar hava alacak şekilde kesildiği yerde bekletilirse taşıması daha kolay oluyor.

    modern fiziği bilmem ama klasik fiziği iş yaparken daha az yorulmak isteyen insanların kurcaladığından neredeyse eminim.

    efendim kimseyi tembel diye yargılamamak lazım.

    ağacın bayır aşağı yuvarlandığını; düz yerde bile azıcık kuvvetle kolay hareket ettiğini gören adam bu avantajı sonuna kadar kullanır.

    -------

    bir yırtıcı kuş bizi hedefe koymuş ama nedenini anlayamadık, arabaya resmen ön taraftan pike yaptı.

    yavaşlamak işe yaradı ve kuşu mutlak çarpışmadan koruyabildik.

    ölseydi çok üzülecektim, günümüz berbat olacaktı.

    --------

    günümüz yaşam şekli hakkındaki düşüncem: evet tabiatın kucağında insanın aklına gelen ilk cümle: çoğu gereksiz.

     
  4. hepsini çalışıp ezberlemişmiş.

    orada sorun yokmuş.

    tek sorun ezberlediklerini unutuyor olmasıymış.

    bence tek sorun o da değil.

    hayatı boyunca zihninin bir araya getirmediği, herhangi bir amaçla kullanmadığı bir sürü kelimeyi kısa sürede birbirini çağrıştıracak şekilde beynine tıkıştırmaya çalışıyor.

     
  5. üzerinde sulandırın yazmasına aldandım.

    keşke su katmasaydım

    yoğurttan çok ayrana benzedi tavan boyası.

    biraz balkonda kapağı açık beklesin buharlaşır ben de rahat kullanırım dedim.

    buharlaşmasına gerek kalmadı.

    boya aşağıya çöktü su yukarıda kaldı.

    ben de bütün suyu döktüm.

    zaten öğrenciyken de suluboyadan nefret ederdim.

    ya suyu fazla gelir kağıt yırtılır, ya boya çok gelir lapa gibi yapışır kağıda...

    ha bana kalsa en iyisi duvar kağıdı çat çat yapıştırıyorum duvara süper oluyor da maliyet ve kedi engeline takılıyoruz.

    bu psikopat nereden anlıyorsa cart cart yırtıp yiyor kağıtları.

    zaten bir evde kedi olup olmadığını duvar kağıtlarından ve olmayan masa örtülerinden anlayabilirsiniz.

    masa örtüsü yoksa, asılıp her şeyi yere serecek bir kedi var demektir.

    neyse tavan boyasını anlatıyordum.

    bir hocamız demişti ki:

    dünyanın en zor işi tavana çivi çakmaktır.

    o zamanlar darbeli matkap yoktu da ondan öyle dedi.

    tavanı boyamak hala zor...

     
  6. dolabın köşesinde boş bir kavanoz buldum.

    bu ne ? dedim.

    örümcek yakalama kavanozuymuş.

    iyi ki kavanozu mutfağa götürmemişim.

    bir gün bu kavanozla değişik bir örümcek yakalamış.

    oo dedi ben bunu biliyorum.

    Bu , dedi 8 gözlü zıplayan örümcek ( belki de başka bir şey söyledi atıyor olabilirim )

    kavanoza yaklaşıp baktım:

    hakikaten acayip tipli bir şey, saçaklı tüyleri falan da var.

    bu, dedi iyi para eder.

    evladım, dedim galiba kafayı yedin, sen onu götür toprağa bırak.

     
  7. bir öğrenci yorumu:

    Bizden gizli öğretmenler odasında baklava yiyorlar.

    bir baklava günü mü düzenlesek ne yapsak.

    karınca kararınca hepimiz bir şeyler yapardık...

     
  8. peş peşe dünyaya getirdiği çocuklara bağırıp ağır hakaretler ederek onlara acı çektiriyor.

    en son " Allah buna beyin vermemiş, geri zekalı !" diye bağırıyordu.

    nereden duydun derseniz.

    yine havalandırma bacası ve inşaat sektörümüzün son durumuna bağlanırım.

    psikolog konuşuyor , dinliyorum.

    hayat bardağımızın dibinde kalan tortu, çocukluk ve ergenlik döneminde yaşadığımız acılardır.

    bu tortu içtiğimiz hayatın ya tadını bozar ya da içerken onları hep dip tarafta görürüz.

    bu acılar kolay kolay unutulmaz, ölene kadar bizimle birlikte gelirler.

    diyor.

    psikolog tuna tüner.

    çocukların kolunu kanadını kırmamak lazım.

     
  9. Uzun bir yolculuk sonrası sabaha yorgun düşmüş bir hal.

    Bugün yorgun başladı,üzerine bir de yağmur eklendi,hava kapalı bulutlu,gök gürültüsü,gökler ağlıyordu.

    Günün sonu güzel olacaktı yağmur dindikten sonra açan güneş bize umut olacaktı.

    Şimdi yağmurun dönmesini bekliyorum,yağan yağmurla ıslanan toprak kokusunu alacağım.

    Bugün her mevsimi yaşayacak gibiyim,mutluluk keyif güzellikle .

     
  10. boyanın kapağını açtım hala yüzeyinde ince su tabakası var.

    pipetle çekemem, ağzıma boya dolabilir.

    düşündüm, düşündüm.

    insan zorda kalınca beyin hücreleri daha güzel çalışıyor.

    antibiyotik şişesinden kalma vakumlu ölçek vardı atmamıştım.

    onunla bir güzel yüzeyden sıvıyı çektim.

    ölçeği tamir dolabına ayırdım tabi ne olur ne olmaz bilmez kullanmaya kalkarlar.

    onu da bulamasaydım mecbur damlalıkla halletmeye çalışacaktım.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.