Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
"kokina gelecekti neden gelmedi?" diye yer gök inliyor.
önce market çalışanlarına baktım.
onlar alışkın.
duymuyor bile.
ifadesizler...
ben kokinaya daldım gittim.
neydi neydi düşünürken jetonum düştü.
romanların sattığı güzel eklemeli süslemeli çiçekler.
iyi de onun markette ne işi var?
herhalde yılbaşı diye gelecek.
sonra dedim ki kendi kendime:
Her kuşu tuttun, bir leylek kaldıydı.
ilginç vallahi.
iş çıkışı kütüphanede kitap okurken "Ben tam çaprazınızda oturan sarışın siyah kıyafetli altın saatli adam" diye başlayan bir mektup almam.
kafamda geçmişte yaşadığım bir olay canlandı.
yaklaşık 25 sene öncesi.
Bir arkadaş bana bir şeyler anlatıyor.
hadi canım, yok artık, yuh o kadar da değil, amma sallamış, hem nereden bilecek
gibi düşünceler geçti kafamdan. ilk duyduğumda da aynı şeyi düşünmüştüm. hatırlayınca da aynı şeyi
düşündüm.
sonrasında kesinlikle bir eylemde bulunmadım.
hatırladım ve düşündüm o kadar.
sonra interneti açtım ve tam olarak o konu önüme düştü.
eğer zihin okumaya da başladılarsa vay halimize. :) :)
bunun basit bir rastlantı olduğunu varsayıyorum,
herkesin her zaman aynı şeylere kafa yorduğunu varsayıyorum ( Yersem )
aksini kesinlikle kabul etmiyorum. :) :)
etmiyorum çünkü edersem aşırı derecede huzursuz olurum. :)
o zaman tekrar aynı cümleyi kuruyorum.
hadi canım, yok artık, amma salladım, bu olamaz, hem nereden bilecek.
hayallerimin içine limon sıktın.
tabi böyle söylemedim ama tam olarak böyle hissediyorum.
bunu mütemadiyen yapıyor.
zaten bizde hayaller hep tek kişilik.
birden fazla kişi işin içine girdi mi balkondan salça olan fikri gibi şöyle bir sonuç çıkıyor.
" Otur evinde yav "
kimse seni dinlemiyorsa
dinlese bile anlamıyorsa
anlasa bile sallamıyorsa
uçan balon gibi
ufak ufak uzamaya başlarsın.
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |