Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. bu kadar şeyi ne yapacaksın ? deyip pis pis sırıtıyor.

    olay yeri : market - kasa önü.

    karakterler : market çalışanları ve müşteriler.

    dedim ki:

    işte ne yaparsın ? Bazısı idare eder, her şeyi idare eder , saklanabilen ürünler için indirim kovalar, bazısı da

    senin gibi sağa sola akıl verir.

    oradan çeker oraya yatırır. Mesela şu arkadaş ürün geçirmek yerine öğrencilerinin başında duruyor olabilirdi. şu

    da dosya inceliyor olabilirdi ama hiçbiri senin kadar ses çıkarmıyor. hepsi işinin gücünün başında.

    demedim tabi.

    çünkü bu paragrafı algılayabilmesi epey zaman alabilirdi ve sıradaki diğer müşteriler mağdur olabilirdi.

     
  2. lord of the rings izlemek için biraz geç kalmadın mı deyip kahkaha atıyor.

    konuşma be, dedim.

    filmi analiz ediyorum.

    bazı filmleri küflü izlemeyi seviyorum.

    küflü peynir gibi.

     
  3. eşofman,

    cep,

    dikiş,

    tadilat,

    ütü,

    yemek,

    temizlik,

    ....

     
  4. çalışmanın bazı insanlar için zulüm gibi olduğunu bir kere daha anladığım bir gün. çalışmadan nasıl para kazanacaksın ama ablacım sen.

    alışmışsın bunca zaman bu benim işim değil, bu benim görevim değil diye işin içinde çıkmaya ama biraz da çalışman lazım bak emekline ne kalmış şunun şurasında

     
  5. hiç çalışasım yok; varıp, gidem ve bugün için yine çalışmaya devam edem.

     
  6. Üzerimde sonbahar hüznü çökmüş birgün geçti

     
  7. kadın korkunç hikayelerdeki cüzzamlı karakterlere dönmüş.

    Tip 1 nörofibromatozis hastasıymış.

    yüzünde, kollarında, saçlı derisinde yumru çıkmamış bölge kalmamış.

    bu hastalık genetik, kesin tedavisi olmayan, ciltteki bozulmalarla kendini belli edebilen bir hastalıkmış.

    çocukları bile kadından kaçıyor, ona yaklaşmak istemiyor ve sanki ondan utanıyorlar.

    kadın çok ümitsiz görünüyor.

    önce sakince durumunu anlatmaya başladı.

    sonra daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı.

    ağlarken küçük bir kız çocuğuna dönüştü.

    içimden dedim ki: keşke sihirli bir değnekle dokunur gibi bu kadının hayatına dokunabilseydim ve görüntüsünü değiştirebilseydim.

    bizim okulda böyle bir çocuk vardı.

    sanki büyük bir günahla doğmuş gibi kendisini herkesten eksik ve değersiz hissettiğini belli ederdi.

    utancından kimsenin yüzüne bakmazdı.

    sessizce bir köşede beklerdi.

    biz aklı kıt veletler olarak onunla ilgili saçma sapan hikayeleri birbirimize anlatıp dururduk.

    şunu yakmış, bunu patlatmış, yüzüne gelmiş gibi.

     
  8. bari ben de yedi ceddimi sorgulayayım dedim.

    bakayım, arap çöllerinden, moğolistan steplerinden, iran yaylalarından geçmişler mi ?

    Yok, hiç yerlerinden kıpırdamamışlar.

    en azından altı kuşak boyunca durum bu.

    bir harfi silinerek, hunharca gülünen bir kelime oyunuyla, ismi kutsallaştırılan köyden dışarıya adım atmamışlar.

    iyi iyi en azından sürpriz yaşatmayacak bir gen dizilimi var.

    ha yaşatsa ne olacak yaşatmasa ne olacak o ayrı.

    iyi bari o zaman köyümüzün tarihçesine odaklanabiliriz.

    bu arada geliyorum geçiyorum kaleye boru takmışlar.

    bildiğin soba borusu.

    ee demek ki içine de soba kurmuşlar.

    merak ediyorum bu akıllı kim ve nasıl olmuş da kimse ses çıkarmamış.

     
  9. sütlaç

     
  10. hiç bişey olmadı yine bele oturuyorduk

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.