Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Bugün olanlar

paylaş araştır

 

  1. sınıf defterini öğretmenler odasına bırakmaya giderken, müdürün odasında, masanın üzerinde yeni denemeleri görmüş.

    gözleri kaymış, az kalsın boynu tutulacakmış.

    tüh keşke bir bahaneyle içeri girseymiş.

    müdürle bir sebepten konuşurken gözleriyle de masanın üzerini tarasaymış.

    müdüre gidip ağzını yoklasaymış yayınevinin ismini öğrenebilir miymiş.

    "beni öğretmen yolladı acaba hangi kaynaktan deneme yapılacak öğrenmek istiyor." diyecekmiş.

    şimdi googlelasa soru ve cevapları bulabilir miymiş acaba ?

    Bu kadar gayret emniyet mensuplarında var mıdır acaba ?

     
  2. tekir bir kedi kucağıma hopladı.

    başını göğsüme dayayıp uyumaya başladı.

    haliyle put gibi kaldım öyle.

    yarım saatten fazla kıpırdamadan bekledim.

    Allahtan çayım vardı soğuktan donmadım.

     
  3. rüya bu ya yeniden ÖSYM li sınavlardan birine giriyormuşum.

    bu da demek oluyor ki akşam yine bulgur pilavını biraz aşırdım.

    işe bak ki ben öbür yakada yaşıyormuşum sınav diğer yakanın en uzağındaymış.

    sabahın köründe yola çıkmışım rahat rahat, nasıl olsa yetişirim demişim.

    yolda ilerlerken " Laa ben yanıma hiçbir şey almamışım ya!" diyorum.

    Neyse diyorum teknoloji ilerledi yolumun üstünde bir kırtasiye bulur kalemi silgiyi alır kimlik ve sınava giriş belgesinin çıktısını alırım. ( Kabuslarımda bile serinkanlıyım gördüğünüz gibi. )

    Sonra kırtasiyedeki eleman bana ezik büzük kullanılmış bir kalem satmaya kalkıyor ben de sinirleniyorum. ( Freudyen yorumlara açığım. )

    Neyse almadan çıkıyorum başka kırtasiye bulurum diyorum ama o da ne !

    Ayaklarıma sanki kurşun dökülmüş.

    Bir türlü ilerleyemiyorum kabusun içinde.

    Adresi bulamıyorum.

    Yorgancıların olduğu bir sokağa giriyorum.

    Bakıyorum bakıyorum her taraf yorgancı ve sünnetçi.

    Sanki kemeraltı çarşısında kaybolmuşum.

    Eee benim sınav ne olacak ?

    aynı gıcık kırtasiyeye zor bela geri dönüyorum.

    dönüyorum da nasıl dönüyorum ?

    dağları tepeleri cüruf kül dökülmüş yolları aşıyorum.

    Yanımda ne telefon ne saat var.

    Saat kaç ? diye soruyorum.

    Saat 3.30 diyorlar.

    Afedersiniz ama Ohaaa!

    Ben sabahın köründe çıkmıştım ne zaman o kadar oldu?

    Sınavı kaçırmışım.

    Hava kararmış.

    Ben perişan.

    kös kös eve dönüyorum.

     
  4. kitaplarla ilgili bir söyleşiye katılıp:

    "aslında ben uzun uzun betimlemeler yapılan kitapları okuma taraftarı değilim" demek.

    özgüvenin ya da açık sözlülüğün zirvesi mi diyeyim ne diyeyim bilemedim.

    Ben eve bonsai getirecek zannetmiştim.

    bildiğin ağaç almış.

    yani ağaç.

    şu anda evde ağaçlarım var.

    olumlu tarafından bakacak olursam:

    dikili olmasa da artık ağaç sahibiyim.

    portatif olmaları da ölene kadar birlikte olmamızı kolaylaştırabilir.

     
  5. garip garip renk isimlerinin neye benzediğini anlamak için uğraşıyorum.

    işin sinir bozucu tarafı ise aynı isimli renkle ilgili farklı görsellerin kullanılması.

    fes rengi,

    koyu kurşuni renk,

    filizi yeşil,

    hazan sarısı,

    menekşe rengi...

    internette kırmızıya çalan mavi renk olarak menekşe rengi tanımlanmış.

    açıyorum menekşe rengini: Bildiğin mor, ne kırmızıya çalıyor ne maviye.

    ayrıca kimi kandırıyorsunuz anlamadım ki ?

    Elli bin çeşit menekşe var. Hepsi de farklı renkte açıyor.

     
  6. neden her olayda en kötü olasılığı hesaplıyormuşum.

    neden onu uyarırken hep en kötüsünü düşünüyormuşum.

    o bunları söylerken bu konuşmalarının en kötü olasılıkla nereye doğru evrileceğini hesaplamaya çalışıyorum.

     
  7. balkonun köşesinde bekliyorum.

    böcekbilimcilerden daha çok, değişik türde böcekle muhatap olmayı umuyorum.

    bütün hazırlıkları tamamladım.

    ağzı hortum gibi olanlar gelmeye başladı bile.

    Hani şu Oggy ve Hamam böcekleri çizgi filmi var ya.

    aynı onlara benziyorlar.

     
  8. MEB den maaş isteyecekmiş.

    Onları deli gibi her gün çalıştırıyorlarmış.

    Onlar olmazsa MEB de olmazmış...

    bence müzakerelere şimdiden başlamalı.

    önünde uzun bir yol var.

     
  9. büyüyünce tavuk çiftliği kuracakmış.

    tavuklara kartuş takacakmış.

    tavuklar rengarenk yumurtlayacakmış.

    böylece yumurtaları çocuklara satmayı başaracakmış.

    tamam; Osman Pazarlama olarak seni ar-ge departmanına yönetici yapıyoruz.

     
  10. elalemin kedileri konuşuyor.

    sen hala mauv

    videolar fena halde sinirimi bozmaya başladı.

     
Entry yazmanız için üye olmanız gerekmektedir. Üye olmak için tıklayın, üye iseniz lütfen oturum açın.