Türkiye'nin memur portalı

dertsiz bir sözlük yazarının kendine beğendiği fobisi...

allah'ım ne büyük dertler, evlerden ırak..!(gülücük)

anadolu'da bazı yörelerde özellikle doğuda, diş hekimliği eğitimi almadığı halde babadan oğula geçmiş zanaat erbapları gibi bu işi yapanlar var. yani alaylı diş hekimliği...

hatta birinden dinlemiştim evvel zamanların birinde; kışın yolların kapandığı sert iklimlerde eşek üzerinde köy köy gezerek diş tedavisi yapıyorlarmış. karşılığında da köylünün elinde ne varsa işte tavuk, koyun, tereyağı, peynir, bal vs. alıyorlarmış söz konusu zanaatkarlar.

mevzuda geçen hadise bu tarz kara-düzen çalışan kişilerin harcı olmalı. yoksa bütün dişleri filmini çekerek gören, inceleyen, bilgisayar ortamında ayrıntılarıyla tespit edebilen günümüz modern hekimliğinin yapacağı bir yanlışlık olmamalı.

balkanlardan ülkemize geldiği sanılan patates yiyeceği. adını Boşnaklardaki krumpir kelimesinden alıyormuş.

bir karbonhidrat manyağı patates beyinli olarak ben bayılıyorum da çocuklara bir türlü benimsetemedim. varsa yoksa lahmacun, kebap... hastanede karıştı herhalde bunlar.

bu konunun altına bugün açtığım konu başlığını bakınız verirdim ama suç olurmuş, bilmiyordum o nedenle vazgeçtim.

konunun ayrıntısını bilmemekle beraber eğer sadece 25 yıl bir evliliği yürütebilmiş diye iş gücü ortaya koymadan çalışan kesimin haklarına sahip olacaksa bir kadın, bir kadın olarak bunu doğru bulmuyorum.

emekli olacaksa isteğe bağlı sistemle kocası ödesin primlerini, öyle emekli olsun.

aksi durumda çalışanlara haksızlık olur. merhametten maraz doğar sözüne gelmeyelim, lütfen. daha neler...

estağfurullah efenim, alınganlık göstermemi gerektirecek bir husus yok, bilakis jestinize teşekkür ederiz. (tebessüm)

tanım: efendim kelimesindeki d'nin düşürülerek konuşma dilindeki samimiyete yakın bir söylemle ifadesi. çocukluğu "istirham ediyorum efenim" tarzı konuşan yaşlılarla birlikte geçmiş insanların lisanlarına yabancı değildir.