Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
sofestaiBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Emrah Serbest'in kitabından uyarlanan ve onun tarafından bazı bölümlerinin senaristliğinin yapıldığı efsane dizi.
Son günlerde sosyal medyada ve haber sitelerinde yeniden başlayacağına haberler dolaşıyor. Umarım gerçekleşir ve kaliteli dizi kıtlığı yaşayan tvlerimizde haftanın bir günü izleyecek bir diziye kavuşuruz.
(Not: Konu başlığındaki hatanın da düzeltilmesini umuyorum.)
Resmi sosyal medya hesabından "13 CIA yetkilisi Türkiyedeki başarısız darbe girişimine yardım etti" paylaşımı yapıp, bir süre sonra silen Abd başkan adayı.
işte benim felsefem... nasıldı o söz? ımm... "duyduğuma inanmam, gördüğümün yarısına, yaptığımın tamamına inanırım" mıydı neydi.
gerçi ben yaptığımın tamamına da inanmam. sabah yediğim simit-çaya inanırım ama, çok ikna ediciler, bildiğiniz gibi değil.
akabinde kafanın buz kovasına daldırılarak yanık tedavisine başlanmasına ihtiyaç duyulacak konulardır.
yalnız süre önemli... ilk on beş saniyedeki ani şok etkisi atlatıldıktan hemen sonra soğuk kompres yapılması önemli. bunun için bildiğiniz en soğuk esprileri beyninize boca edebileceğiniz gibi, soğuk soğuk bir limonata içip "ne diyo bu yeaağ!" tarzında cool takılmanız da önerilebilir.
neyse, Allah kurtarsın kardeş, maazallah işlemcinin yanması fena, yedek parça da yok.
Kısa bir süre önce okuduğum, Ahmet Ümit'in İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kuruluşundan Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar uzanan yirmi kusür yıllık süreyi kapsayan tarihi romanı.
Ahmet Ümit'i polisiye romanlarıyla tanıdım ve yerli yazarlarımız içerisinde bu alanda haklı bir övgüye layık olduğunu düşünüyorum. Çoğu kitabını severek okuduğumu söyleyebilirim.
Bu romanında biraz tarzı dışına çıkmış, polisiye ve tarihi olayları detaylı açıklamalarla harmanlayarak yazmış.
Kitapta bahsi geçen dönem, hepimizin malumu, pek çok olayın iç içe geçtiği, at izinin it izine karıştığı yurdumuzun en sancılı dönemlerinden biri.
İttihat ve Terakki'nin kuruluşu, bab-ali baskını, 31 mart ayaklanması, trablusgarb ve balkan savaşları, talat, enver ve cemal paşalar, Abdülhamit ve sürgüne gönderilişi, cumhuriyetin ilk yılları vs. bir çok olay romanda mektuplar üzerinden anlatılıyor.
İttihat ve Terakki üyesi olan Şehsuvar Sami romanın ana karakteri... ve tabii mektupları yazdığı aşkı Selanikli Yahudi kızı Ester var. Şehsuvar, vatanı ve aşkı arasında kalıp vatanını tercih eden yarı kahraman bir karakterken, ester hayallerinin peşinde Paris'e kaçan bir aydını temsil ediyor. Aşıkların bireyselcilik toplumsalcılık üzerine ikilemde kalınan tartışmaları var.
Bir tarihi romandan tarihi gerçeklere bağlı kalmasını beklememek lazım bana kalırsa. Ancak Ahmet Ümit'in tarihi gerçeklere uygun olsun diye, bir de üstüne tarafsız görüneyim kaygısıyla sıkıcılığa düştüğünü düşünüyorum. Her ne kadar Abdülhamit'e karşı insaflı olmaya çalışmış ise de bu tarafsızlığının da bir aldatmacadan ibaret olduğunu düşünüyorum.
Geçtiğimiz dönemlerde yaşanan gezi olaylarından sonra yayınlanan diğer kitabında (sanırım Beyoğlu'nun en güzel abisi'ydi adı) da dikkatimi çektiği üzere,yazarın kendi ideolojik bakış açısıyla bazen sıkıcılığa düşme pahasına okura empoze gayreti fark ediliyor.
Her yazarın kendi düşünce ve inanç dünyasının türküsünü çığırmasını olağan karşıladığım için rahatsız edici bulmadım. Ancak genel olarak benim için sıkıcı bir kitaptı. Ahmet Ümit'in önceki kitaplarından topladığı krediyle okudum diyebilirim.
1. | Venn | |
2. | med-czr | |
3. | İnsallahmemurum |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |