Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

sofestai

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,366 entry 149 konu hiç puanı yok
13.04.2018 09:48 son işlem tarihi takip etme takip et

kırlangıç çığlığı

Ahmet Ümit'in seri katilli yeni bir başkomiser nevzat macerası.

300 bin adetlik ilk baskı sayısıyla Everest yayınlarından çıkmış. bu, okuma oranının düşük olduğu ülkemiz için hayli dikkat çekici bir rakam. ancak bana kalırsa roman daha fazlasını da satacaktır.

seri cinayet olgusu bizim toplumumuza biraz yabancı olsa da romanda aynı zamanda çocuk tacizcileri, Suriyeli göçmenler, organ mafyası gibi tanıdık sorunlarımız da var.

yazarın "vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem? sorusunun ardına düştüğü bu eseri de diğer kitapları gibi çok satanlar arasında yerini alacaktır.

12.04.2018 15:41
  1. gece gece

    Cem Yılmaz'ın Fundamentals adlı gösterisinde esprisini yaptığı deyimi oluşturan ikileme.

    "Grahaaaam, yat artık gece gece icat çıkarma!"

     
  2. düzleştirici

    kıvırcık saçlı arkadaşların kankisi.

     
  3. bulmaca çözmeye çalışmak

    hastalıktır... olur olmaz yerlerde nükseden semptomlarıyla kişiyi rahatsız eder.

    örneğin ben bir gün eve giderken yol üzerinde tatlı almak için bir pastaneye uğradığımda, masanın üzerinde bir iki yeri rastgele karalanmış bir bulmaca sayfası gördüm. bir süre o bana ben ona bakıştık, sonra dayanamadım içimde onu çözmelisin seslerini bastırmam mümkün olmadı. tezgahtar çocuktan rica ederek, masaya oturup çözmeye başladım. tatlıyı da unutmuşum bu arada, çocuk hatırlatmasa çözmüş olduğum sayfaları alıp çıkıyordum pastaneden.

     
  4. The green mile

    "Karanlıktan korkuyorum patron lütfen ışığı kapatma" diyen John Coffey, John Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar'ındaki Lenny'ye benzer şekilde etkileyici gelmiştir bana.

    İnsanın ruhuna dokunan bir şeyler var, izlerken bazen olayların sadece bir film olduğunun ayırdımına varamıyorsunuz.

     
  5. toplamış yine bütün güneşi üstüne

    ay rica ederim, teveccühünüz... (gülümseme)

    düşünmeden, ilk bakışta göze güzel bir iltifat olarak görülüyor. Ancak güneşi üzerine toplayan şeyleri düşününce... ne bileyim, sanki kara mı diyor ki bu bana diye düşünüyor insan. ya da saydam bir madde gibisin, ışığı yansıtıyor musun diyor acaba? veya her şeyi yansıtıyorsun, iletken misin demek istiyor, müzevir miyim yoksa ben? en güzeli ilk anlamında yani yıldız gibisin şeklinde algılamak. amaan beyin bedava..!