Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

sofestai

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,366 entry 149 konu hiç puanı yok
13.04.2018 09:48 son işlem tarihi takip etme takip et

kırlangıç çığlığı

Ahmet Ümit'in seri katilli yeni bir başkomiser nevzat macerası.

300 bin adetlik ilk baskı sayısıyla Everest yayınlarından çıkmış. bu, okuma oranının düşük olduğu ülkemiz için hayli dikkat çekici bir rakam. ancak bana kalırsa roman daha fazlasını da satacaktır.

seri cinayet olgusu bizim toplumumuza biraz yabancı olsa da romanda aynı zamanda çocuk tacizcileri, Suriyeli göçmenler, organ mafyası gibi tanıdık sorunlarımız da var.

yazarın "vicdanını yitirmiş bir dünyadan başka nedir ki cehennem? sorusunun ardına düştüğü bu eseri de diğer kitapları gibi çok satanlar arasında yerini alacaktır.

12.04.2018 15:41
  1. salise

    salise arapça üçüncü anlamına gelen bir kelime. elif birinci, saniye de ikinci demek oluyor, rabia ise dördüncü. dikkat ederseniz hep kız isimleri bunlar. kızlara daha manalı bir ad vermeye gerek görmeyerek sıralamaya almışlar düşüncesi doğuyor insanda.

     
  2. Pasaport ve ehliyet işlerinin Nüfus'a devredilmesi

    "galiba yanlış zamanda doğmuşum ben" dedirten bir haber... çipler, elektronik imzalar, retinalı kapılar... bu gidiş nereye gidiyor böyle? eğer hawking'in aklına uyup uzayda yaşam alanları işine de girerlerse ben kendimi imha edecem, bu kadar hızlı değişime benim ruhum hazır değil üzgünüm.

     
  3. TSK'nın Siber saldırı ordusu kurması

    çocuklara ve zamane gençlerine versinler bu işi. her biri kallavi birer hacker gibi hayat damarını tıkarlar düşman ülkelerin. üstelik maaşa, ek ödeneğe de gerek kalmaz. yalnız gaza gelerek veya sırf keyif için yapabilirler bu görevi.

    tanım: artık geleceğin savaşların siber ortamda ilerleyeceği, geçtiğimiz günlerde ruslar'ın Amerikan sitelerine saldırmasıyla birlikte yaptıkları yıkıcı etkiyle anlaşıldı. geç kalınmış ancak zorunlu adım bu noktadan bakınca...

     
  4. yine aylardan kasım vıcık vıcıklığı

    her şey yani tüm bu kasıma dair tüm dedikodular "sweet november" filmiyle başladı. her ne kadar adı charlize theron ve keanu reeves'in en kötü filmleri arasında geçse de, nedense ülkemizde çok sevildi, ünlendi bu film. öyle ki, düzenli bir sinema izleyicisi sayılmayan şahsım dahi o dönemde arkadaşlarımın ısrarlarına dayanamayarak sinemada izlemişti.

    sevimsiz ve soğuk bir ay üzerine yapılan piar çalışması ancak bu kadar başarılı olabilir. filmden sonra kasımpatıların, sobaların, montların ayı oldu size melankolinin, aşkın, romantik komedinin ayı... ancak yalnız algılarda...

    yoksa hala kasımda açıkta kalan uzuvlarımızın donarak düşünme ve hareket etme yetisini kaybettirdiği dönemleri yaşıyoruz. mesela sürüngenler gibi kış uykusuna yatabilmeyi diledim ben bu hafta... uykusuz gözlerle yorgan, yastık ve sıcak bir ortam üzerine güzellemeler yaptım sabahın soğuğunu yiyerek işe gelirken...

    yani sözlükçüm, kapitalist sistemin oyunları bunlar. gerçeklerine dön ve üzerine kalın bir hırka al mevsim sonu indirimlerinden. bu kış gerçekten soğuk geçecek, kesin bilgi...

     
  5. varlığından haberdarım

    işaret diliyle anlatımı;

    işaret parmağı ve orta parmağın gözlere doğru götürülüp sonra aksi yönde ileri doğru yönlenmesi şeklindedir.

    akabinde dil çıkarılarak, dört parmak paralel olacak şekilde boynun alt kısmına götürülerek kesme işareti yapılır.

    genelde öğretmenler yapar.

    -oğlum-kızım, hoops bana bak! (malum işaret)

    çocuk dumur.. (tebessüm)