Türkiye'nin memur portalı

haber bültenlerinin en eğlenceli bölümleri.

bazen röportajı yapan eleman sırf yapmış olmak için konuyla uzaktan yakından alakası olmayan tiplere de soru sorabiliyor. o zaman daha bir izlenmelik oluyor. örneğin iki gün önce tv'de bir bültende, ülkemizin bir bölgesindeki internet kesintisi haberi verilirken, dağda hayvanlarını otlatan teyzeye soru sordular. kadının dünyası inekler olmuş, muhabir ona telleri soruyor. seviyorum bu ülkeyi...(gülücük)

mazoşist bir eylem. ya tek çalışta kalk git işine veya horul horul uyu işine geç kal, azar işit.

beş dakikada bir rüyalara arkası yarın çekmenin alemi nedir?

hem o uyku değil artık işkencedir, yanlış anlaşılmasın alarma maruz kalan diğer ev sakinleri için, yoksa uykucuya bişey olmaz.

arazim olsa ben kıl çadırı kurarım, olmadı survivor tarzı derme çatma kulübe de yaparım cevabını vereceğim soru.

vay arkadaş, hayal kurması da parayla ya, böyle konuları okuyunca bazen ani farkındalık geliyor üzerime. (gülücük)

çok şükür ki artık anılarda kalan derslik sayılarının yetersiz olmasının neden olduğu durum.

benim ilköğretim için rekorum sanırım 70 kişilik mevcuda sahip sınıftı. bazen dörtlediğimiz de olurdu, başta ve sonda oturanların birer bacağı boşlukta kalırdı. ortada oturanlar ise pastırma olurdu.

dalga geçilmemesi gereken kişilerdir.

vakti zamanında geçmiştim, yalan yok hilaf da yok.

henüz çok gençkene, kendisini tanıtırken kafasını ana haber sunucuları gibi sallayarak isminden önce bir ton sıfatını söyleyen bir kişiyle tanışmıştım. adam amirimiz olacağını söylemişti. ben de o gittikten sonra yaw he he deyip taklidini yapmıştım.

sonra adam amirim oldu ben de morcivert. yani dünya hali bu, çok kıl tipler oluyor böyleleri ama ukalalıkları bazen destekli bir özgüvene dayanabiliyor.