Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

sofestai

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

2,366 entry 149 konu hiç puanı yok
13.04.2018 09:48 son işlem tarihi takip etme takip et

içinden gelmemek

sözlüğün teknik yetersizliklerini, ilkel şartlarını gördükçe yazma konusunda oluşan hissiyat.

gerçekten bu kadar eski ve köklü bir internet sitesine yakışmayan bir yazılım bu.

böyle giderse de birkaç kişinin emekli kahvesi gibi takıldığı yerden öteye gitmez.

bir dost uyarısı olarak dikkati alınması için yazdım bunları. umarım olumsuz karşılanmaz.

iki günde yazma hevesim uçtu gitti maalesef.

13.04.2018 09:48
  1. lumberseksüellik

    Işid militanları modası... İnşaat işçisi, amele tarzı deyince ııyy diyen kızlar eğer bu mağara adamlarını beğeniyolarsa yere batsın bu moda anlayışı.

    eskiden sinek kaydı yakışıklı olmanın ön şartlarındandı. ne zamanki muhteşem yüzyıl dizisinde sülüman'ın sakallarını beğenen bir harem dolusu kadının gerçekliğine inandı genç zevatımız, saç sakal boyları da hayalleri gibi yavaş yavaş uzamaya başladı. sakalı boyundan uzun adamlar var, o derece.

     
  2. satranç

    Zweig'in keyifle okuduğum eseri. Bu kitapta onun anlatım gücüne, söz söyleme sanatına bir kez daha hayran olup ayakta alkışladım. Öyle ki Dr. B'nin hücresinde histeri krizine doğru giderkenki düşünce dalgalanmalarını okurken, olay gözlerim önünde cerayan ediyor duygusuna kapıldım. O nasıl nefes nefese krizin doruğuna tırmandıysa bende okurken nefessiz kaldığımı hissettim.

    Bununla birlikte eleştirdiğim bölümler de oldu;

    1.Kendisi de bir burjuva olan yazarın karakterleri ile avamdan gelen zekaları küçümsediğini hissettim. Alt tabakadan gelen yetim bir çocukken bir rahip tarafından büyütülen Mirko Czenzoviç, zekaya dayalı bir spor olan satrançta dünya şampiyonu olabiliyor ama nedense bilgi kapasitesi, okuma yazmada bir özürlü muamelesi görmüş. Ayrıca kendi menfaatini takip edebilen, maddi çıkarlarında uyanık bu insan entelektüel olarak sığ bir profile sahip olmuş.

    2. Mr.B'nin şahsında burjuva göklere çıkarılmış adeta. Hitler'in Gestapo subaylarınca bir otel odasında tecrit edilerek sorguya çekilme kutsal bir çile olarak sunulmuş. Monarşi ve klisenin mallarını Hitler'den kaçırmak da yüce ve kutsanması gereken bir amaca dönüşmüş.

    Gerçek işkence görenler ve halka ait değerlerin korunması yanında suni bir kahramanlık yaratılmış gibi geldi bana.

    3.Mr.B'nin rastlantıyla eline geçmiş bir satranç kitabı ve işkence altında gelişen şizofreni atakları ile bir satranç gurusuna dönüşmesi biraz zorlama olmuş.

    tüm eleştirilerime rağmen, zweig'in ustalığını konuşturduğu bir solukta okunan, ruhsal gel-gitlerin okunmayıp yaşandığı bir roman. tavsiye ediyorum...

     
  3. felsefenin temel ilkeleri

    Okuduktan sonra yeniden sözlüğe yazma notumu biraz geç de olsa fark ederek birkaç kelamla söz etmek istediğim kırmızı kaplı, Marksistlerin baş ucu kitabı.

    Eser 1936 yılında Georges Politzer tarafından yazılmış ama benim okuduğum baskısı, politzer'in metni esas alınarak guy basse ve Maurice caveing tarafından geliştirilmiş.

    Kitap bütün felfefi akımlarla kavga edip diyalektik materyalizmin üstünlüğünü empoze etmeye çalışıyor düşüncesi oluşturdu bende.

    Omayraaa'nın neden lisede veya ilkokulda okumanız gerekir şeklinde söylediğini de anlamış bulunuyorum. Kitap yazarın 1935-36 yılları arasında Paris İşçi Üniversitesi'nde bir derste öğrencileri tarafından alınan notlara dayanıyor. Bu nedenle de bir ders kitabı hüviyetinde. Her dersten sonra konu sonunda sorular yer alıyor. Öğrencilere kendi aralarında tartışıp diyalektik yapmaları için ödevler veriliyor.

    Benim bir okur olarak önerim, kitabı okuyacaklar bir felsefe grubu oluşturup öyle okusunlar. Kitapta bahsedildiği şekilde her konuyu ayrıntılı şekilde irdeleyip sindirmeye çalışsınlar. Tabii bu önerim sosyalist görüşe sahip olanlar için.

    Sağcılar için ise; eğer bu solcuların nedir bu materyalist felsefesinin aslı astarı diye merakları yoksa, okuyarak kanser olmalarına da gerek yok diyorum. Onlar için Cemil Meriç'in "Bu Ülke" sini öneriyorum.

    Maneviyatı ve ruha dair olguları temelden reddeden, idealizmi yerin dibine sokan bu Marksist materyalist felsefenin empoze aracını okumak benim ruhuma daral verdi. İçeriğinde yer alan konulara girmiyorum çünkü sevmediğim dersler gibi uzatmaya başladım konuyu. Yalnız şunu söyleyeyim ki okuyunca komünistlerin neden evrime bu kadar sarıldığını da anlamaya başlıyorsunuz.

    Okurken araya reklam arası olsun diye iki kitap aldım. Bu yorumu da yanılıp da bilmeden derse adınızı yazdırmayın, ekme fırsatı bulun diye yazdım. (gülücük)

     
  4. evdeki tamirat işlerini yapan kadın

    kainat boşluk kabul etmez. bir şeyin varlığı başka bir şeyin yokluğunu gösterir. yanisi kadın tamirat yapıyorsa erkek ense yapıyordur, net.

    ancak babasız çocuk büyütmek zorunda kalan, hayatın ustalaştırdığı kadınlar da olabilir.

     
  5. metroseksüel erkek

    Tv 8'de İşte Benim Stilim adında bir moda programı var. Oradaki jüri üyelerinden Kerimcan Durmaz kişisinin örneği olduğu erkek tipi gibi görünüyor. Ancak şayet öyleyse kınamıyorum ama ben oğluşumun önce minik dana, sonra da öküz olarak kalmasına razıyım. Üç defa tahtaya da vurdum, sübhaneke dinimiz amin.