Türkiye'nin memur portalı

şakaysa da ciddiyse de hiç komik olmayan durum.

ilkokula giderken sınıflarımızın duvarlarında resimli mevsimler köşesi olurdu.(artık pek göremiyorum, sanırım bu uygulama terk edildi)

ilkbahar, yaz, sonbahar, kış... insanlar gibi mevsimlerin de huyları sabitti o zamanlar. insanlar hangi ayda neyle karşılaşacağını bilirdi. mesela bahar geldi mi atık üzerimizden ceketleri atar, sonraki günlerde üşümeyeceğimizden emin olurduk.

artık nedeni küresel ısınma mı küresel bozulma mıdır -her ne karın ağrısıysa ondan- mevsimler birbirine karışmış durumda. aralık mayıs gibi, haziran şubat gibi davranabiliyor.

sonra trump gibi zücaciye dükkanına giren filler de iklim değişikliği antlaşmasını veto eder.

üşüyelim, üşüyelim... belki dünyanın yaratıldığı ilk koşullara döner, buzul çağını yeniden yaşarız.

bağımlılık yapan geleneksel lezzetlerimizden biri.

tavuk köy tavuğu, pilav da nohutlu olursa nostaljik bir anne eli sıcaklığına götürür.

seyyar araçla satılan tek pilav olması (belki tek tencere yemeği) ne kadar sevildiğinin de bir delilidir.

eski bir liseliler dizisi olan "hayat bilgisi"nde cumhur hoca karakterini canlandıran ulvi Alacakaptan'ın diline pelesenk olmuş ifadeydi.

çok zeki ve kafa bir insan olduğunu düşündüğüm, Türk asıllı olma ihtimali yüksek olan Gogol'un, dönemin ve ondan sonra gelen zamanların rus aydınları için öncü rol üstlenen hikayesi.

Palto'da sıradan insanların yaşadıkları acılar, maruz kaldıkları haksızlıklar ve yaşadıkları yoksulluk, toplumsal hayatın kıyısında silik bir karakter olan akakiy akakiyeviç'in hayatı üzerinden gerçekçi ve trajikomik bir dille anlatılmış.

hikaye, her ne kadar adalet duygusunu yoğun yaşayanları rahatsız etse de, sonunda hortlak Memur'un "mühim Adam'ın sırtındaki paltoyu alması okuyucuda da hortlakta olduğu gibi bir nebze huzur duygusu yaşatıyor.

kendisi de manik depresif olan Gogol'un bu hikayede olduğu gibi diğer hikayelerinde de kahramanlarının içsel çatışmalarını, ruhsal buhranlarını çok başarılı bir şekilde anlattığını düşünüyorum. muhtemelen Gogol'un bu özelliğinden Dostoyevski raskolnikov karakterini oluştururken ilham almıştır.