Türkiye'nin memur portalı

uzun bir çaylaklık dönemi yaşanacağı düşüncesiyle gelişigüzel karalanan satırlardır. on entry yazarlık kazandırınca şaşırtmıştır.

yetenekli yazarların yokluğunda girdiği entryler değerinden fazla kıymet bulan yazarların içinde bulunduğu halet-i ruhiye.

bazen iyi yazan, sağlam yazarların varlığı kişi üzerinde psikolojik olarak baskı yaratabilir. o yazarsa sen neysin, falan da filan..

kişinin paylaşmak istediği şeyleri yazmasının önünde negatif bir engel gibi durur güçlü kalemler.

oysa türkçe'de öğrendiğimiz başlangıç kurallarından biri neydi;

"öğrenmek istediğin kelimeyi cümle içinde kullanacaksın."

en güzel öğrenme ve gelişme yöntemi pratiktir.

kimse de anne karnından yazar olarak doğmuyor. inkişaf için gayret, gayret için de cesaret ön şart. tabii bunlardan da önce, en birinci olarak kişinin ne olduğunun bilincinde olduğu bir farkındalık ilavesi hatırlatmasıyla...

evet, n'apalım birileri yetenek abidesiyse, bizi de talebe olarak kaydetsinler demeli, belki.

sevinç..o kolay. tüm insanları (okuyan,yazan) boş verip içinden geldiği gibi yazabilmek... insanların algılarının da düşüncelerinin de canı cehenneme diyebilmek. işte gerçek saadet..! (gülümseme)

geçmiş, bazen hatırlamak istediğin gibidir.

(mustafa hakkında herşey)

saldırayların hevesini kursakta bırakan slogan.

türki cumhuriyetler, araplar, acemler gibi komşu ülkelerin kızlarının evlilik programlarında cirit atmalarının nedeni olan durum.

izledikleri dizilerde zengin ve yakışıklı türk erkeklerini görüp, boğaz kıyısında yalılarda oturacakları hayaliyle Türkiye'ye doluşuyorlar. sonra programa katılıp ülke gerçeklerini görünce elektrikler kesiliveriyor, parasız don juanlarımız el ele baş başta kalıveriyor.