Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
Blue bellsBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
kışın,soğuk hava yüzünden gezemeyip kapalı alanlara tıkılırız.bu ya evimiz olur ya da evimiz.kışın,günler bildiğiniz üzre kısa olur.bu yüzden en fazla yapabildiğimiz sosyal aktivite;buzdolabının kapısını açıp seyretmek,ağzımızın ve midemizin dolu olmasını sağlamaktır.kışın getirmiş olduğu bu olumsuzluklar sonucu hormonlar bu durumdan etkilenir ve depresif bir ruh haline girilir.depresyon hırkası tam da bu sırada devreye girer.yavaş yavaş alınan kilolar yüzünden şöyle rahat edilecek, kilo alırken rahatsız etmeyecek bir hırkaya ihtiyaç duyulur.bu hırka bol ve rahat olması gereken bir hırkadır ki buna cevap veren model depresyon hırkalarıdır. böylece istediğin kadar kilo alabilir ve salaş görünüşü ile artı tarz bir görüntü de sağlanır.ısınan havalarla birlikte günler uzar,kapalı alanlardan,bol aktiviteli açık alanlara çıkılır ve yavaş yavaş depresif ruh halinden sıyrılmaya başlanılır.hırka rafa kalkar ancak alınmış olan kilolar ortaya çıkınca, bu sefer de kilolar yüzünden depresyona girilir. sıcakta hırka giyemeyen kişi var gücüyle rejim yapmaya başlar.yaz sonlarına doğru verilen kilolarla tam depresif ruh halinden çıkacakken tekrar havalar soğumaya başlar ve depresyon hırkası sırta geçirilir.bu kısır döngü pek çok insanda böyle devam eder,gider.
insanların bir şeye tutunma sebebi olduğu yerde durabilmek,dayanmak,düşmemek içindir.kişi tutunduğu şeyden güç alarak ancak bunları yapabilir.şarkılara tutunmakta; duygusal olarak yıkılıp, düşmemek için şarkılara sarılmaktır.bu gücü şarkılardan almaktır.(tanımlamada zorlandım nedense.)
üni.yi memleketten uzakta okudum.mesleğin ilk altı yılını yine uzakta yaptım. anlayacağınız yolculuk 14-15 saat sürünce kaçınılmaz olan eylemdir, otobüste uyumak.hatırlıyorum da mevsimlerden kış.dışarısı dondurucu soğuk.toprak beyaz yorganını üzerine çekmiş mışıl mışıl uyuyor.camdan dışarıyı seyrediyorum.yol uzun,etraf göz alabildiğince beyaz.yavaş yavaş göz kapaklarım ağırlaşıyor. otobüsteki insanların konuşmaları kulağımda ninni olmuş, gözlerim bir kapanıp bir açılıyor.sonra uzun süre kapalı kalıyor.gözümü tekrar açtığımda başımı cama dayamış olduğumu fark ediyorum. hafifçe doğrulayım diyorum, başımı camdan ayıramıyorum.ne oluyor, dememe kalmadan saçlarımın cama yapışıp, buz tuttuğunu fark ediyorum... otobüste uyurken,benim gibi otobüs camına yapışan başka insanlar olmuş mudur acaba?(merak eden emoji)
ilgilenmek,önemsemek,hoşgörülü davranmak ve istekleri yerine getirmek.bu kelimeler kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?yüz vermek deyimi;bu davranışlar sonucu kişinin şımarması ve ölçüsüz hareketler yapması anlamına geliyor.bu güzel davranışlar nasıl oluyor da kişide olumsuz davranışlar ortaya çıkmasına sebep oluyor?bunun cevabı çok basit aslında. ölçüsüz ilgi,hoşgörü ve sınırsız istekleri karşılama.ölçüyü kaçırdığımız an bu güzel davranışlar güzelliğini yitirip istemediğimiz bir şekilde bize problem olarak dönebiliyor.nasıl ki yemeğe tuz lezzet veriyor ancak ölçüsünü kaçırdığımızda zehir gibi bir tatla karşılaşmamıza sebep oluyorsa,ölçüsüz sevgi,ilgi,hoşgörü de ağzımızın tadını kaçıracak bir duruma dönüşebiliyor. sevdiklerimize illaki önem vereceğiz, ilgileneceğiz, hoşgörülü olacağız. ama ölçüyü kaçırmayacağız. istekleri makul ise karşılayacağız.neyse bunları herkes biliyordur herhalde uzatmayayım.yüz verin ancak kişiyi astar istetecek duruma getirmeyin.
1. | CAF CAF. |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |