Türkiye'nin memur portalı

çocukluk yıllarımı hatırlatan, keyif verici su etkinliği.

taş sektirme rekoru ile ilgili bir soru

"kim milyoner olmak ister" yarışma programında geçen haftalarda sorulmuştu.

soru:guinness dünya rekorlarına göre kurt steiner bir taşı su üzerinde art arda kaç defa sektirerek rekor kırmıştır? bu soru izleyiciler tarafından epey merak edilmişti.merak edilen sorunun cevabı 88'miş.

1-ahmet kaya'nın 1991 tarihli "başım

belada" albümünün bir şarkısı.

2-"gel hadi gel hadi gel

benim olanı bana ver

Uçurumdan al kurtar beni

hayat bu engebeli çıkıntılı

sevmek sevilmekte sıkıntılı

herkes para pula çok takıntılı

çabala durmadan söndürme ışıltını..."

sözleriyle bir enes batur şarkısı(gülücük)

dün gece bir tartışma programında dinlediğim radyasyon onkoloji uzmanı. Yavuz dizdar, daha önceleri de gdo'lu gıdaları gündeme getirmiş, "ekşimeyen yoğurt, kokuşmayan yumurta,45 günde büyüyen tavuk" gibi söylemlerle gıdalardan gelecek tehlikelerden bizi haberdar etmişti.yazmış olduğu "vicdan hayat kurtarır!"adlı kitabında da"kanser tanısı konulan vakaların aslında büyük bir kısmının kanser olmadığını,hastalık patlamasının bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum."diyerek çok ses getirecek çarpıcı başlıklara imza atmıştı.son olarak "doktorlara çok güvenmeyin."sözüyle çoğu meslektaşının tepkisini alarak tartışmalara sebep olmuş,halkımızın aklına da kocaman bir soru işareti bırakmıştır.

daha önce de "veganlık hastalıktır,

veganlar koyundur."diyen zatın başka bir söylemi.

veganlık bir tercihtir.tercihlere saygı duymak zorundayız.vegan biri çıkıpta et yiyenlere laf söylüyor mu?"et oburluk hastalıktır. et yiyenler kurttur,et beyinlidir."diyor mu? tanıdığım tüm veganlar hasta değil hassas ve ince fikirli insanlar. ben bu kadar ince düşünemiyorum. çünkü vegan değilim.

bazı meslekler daha göz önünde olduğu için "çocuk istismar etmekten tutuklanan adam" yerine "imam"kelimesi kullanıldığını düşündüğüm haber.

toplumda örnek teşkil edecek insanların daha bir itina ile o görevlere getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.din adamları-ki müslüman bir ülkeyiz-, eğitimciler vs bunlar toplum önünde hal ve davranışlarıyla daha bir göz önündeler.

bunların mesleğe başlamadan önce heyet raporu alırken daha kapsamlı bir sağlık taraması yapılması taraftarıyım.psikolojik açıdan da sıkı bir şekilde incelenmeliler.sonuçta bu cinsel istismarlar temelinde bir psiklojik hastalık olduğunun göstergesi.yani devlet her önüne geleni sadece kpss'deki başarı durumuna ya da mülakat sonucuna göre bu görevlere getirmesin.heyet raporunu da hepimiz nasıl aldık biliyoruz.böyle konularda daha hassas olunmalı çünkü bu meslek guruplarına halk koşulsuz güveniyor.hele ki din işin içine girdiği için imamlara...