Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Herturluyazar

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

775 entry 478 konu hiç puanı yok
08.03.2016 22:35 son işlem tarihi takip etme takip et

evlilik teklifini bayanın yapması

3 kere gördüğüm yarım kere de üstü kapalı gördüğüm anti atak eylemi. başarısız oldular orası ayrı. erkek her türlü maddi manevi hazırsa, karşıdaki de bundan adı gibi eminse mutlaka bu atraksiyona girmeli. kadının gururu okşanıyorsa erkeğinki de okşanıyor. neden olmasın? oldukça hoş bir şey ama erkek de başka gün karşılığını verip tamam sen yaptın ben kabul ettim de benim de içimde kalmasın bir kere yapıyoruz bu haltı diyerek yola çıkıp tekrardan değişik şekilde teklif etmesi daha da hoş olabilir. çifte teklif, çifte masraf. ya şu işin içine kadın girince para dışarı çıkıyor. ama kadınlar da erkeklerin baş tacıdır orası da ayrıdır. başarısız oldular demiştim. yüzük yoktu işin içinde, belki yüzük olsaydı tek taş falan kabul ederdim lol. kızlar tek taşınızı alıp öyle gelin. bu arada bir gün gerçek bir aşk çıkarsa karşıma sen etmişsin ben etmişim bir şey fark edeceğini sanmıyorum o körlüğün ortasında. çünkü biliyorum ki "o" olacak kişi karşıma çıktığında asıl önemli olan şey onunla geçecek saniyeler olacak. tükenen nefesim onunla geçecek. dahası da kaba tabirle tırı vırı.

20.02.2016 19:12
  1. pantolonun kadına yakışması

    genel olarak evet ama bazen de hayır diyerek hem katıldığım hem katılmadığım durum. pantolondan kasıt muhtemelen jean olan türklerin kot dediği alt giysidir. o yüzden bu denimlerin kumaşından ötürü sıklaştırıcı ve kaldırıcı bir özelliği mevcut. erkek için de kadın için de. tabi dar kesimlerden bahsediyorum, slim-fit. o yüzden aynı ten çorabın görevini giysi olarak görüyor. bu yüzden de yakışıyor. ama davul gibi göbekle bunu giyince, kocaman da bacaklar, o zaman denim işlevini yitiriyor. göbeklilerin slim-fit kot, tayt, badi gibi streç giysiler giymesi gerçekten hiç hoş olmuyor. bol şeyler giyebilirler. şayet pantolondan kasıt buysa yakışmıyor. ama genel olarak doğru olan genelleme. o da kadından değil pantolondan. yoksa güzel perde geçirse üzerine yine güzel.

     
  2. sözlük yazarlarının asosyal olması

    hakkında bir şey diyemediğim zira içlerinden tek bir tanesini bile yakından tanımadığım önerme. kendi adıma konuşmam gerekirse benim için oldukça geçersiz bir sav. bazı dönemlerde asosyalleşsem de bu o sürecin gerekliliğinden kaynaklanır. süreç bitince normal yaşamıma dönerim. 12 ayda 1-2 ay asosyal olmak vücudu dinlendirir. herkes de full aksiyon sevemez ki, huzur ister. minicik bir örnek ekşi sözlük üzerinden; 55000 yazar var. ve çok yoğun şekilde yazıyorlar. hatta öyle ki tuvalete girip bile yazanları var. ama içinde hiç duymadığım yerlerde gezenler yaşayanlar eğlenenler gırla gidiyor. tırla değil. o yüzden 55 bin kişiyi nasıl aynı kefeye koyarız? zira önerme sözlük yazarları. memurlar.net sözlük yazarları değil. olsa bile yine de o topa giremem sanırım. kısaca bilgimizi ve tanımımızı yineleyelim; içlerine benim dahil olmadığım, sadece yazar kısmına dahil olduğum durum.

     
  3. ay savaşçısı

    ayda tek hücreli uzaylılara karşı ışın kılıcı sallayan cengaverdir. ayın tek koruyucusudur. kraterlerin birinin içinde yaşar ve ay yüzlüm şarkısını söyleyip hüzünlenir. bu ne saçma savaşçıdır bilemedim ama her şeyi dünya için yapıyor. tek hücreliler yoksa dünyayı istila etmişti. ayda yaşadığından dolayı evrimleşmiş oksijene ihtiyaç duymayan bir yaratıktır kendileri. dünya sevdalısıdır. ayrıca böyle bir çizgi film mi varmış. -gülücük-

     
  4. kazantip festivali

    hakkında ilk defa bugün bilgi sahibi olduğum, sanıyorum ki yakında arkadaşım sayesinde gideceğim festival. kırım'da sanırım bozulmamış bir köyün ortasına gelip tesisler yerleştirilmesiyle cennetin ortasında festival yapılmasını sağlayan bir yer haline dönüşmüş. çok kalabalık, ama taksim gibi değil. pahalı ama türkiye kadar değil. eğlenceli.. buranın sahili var. ama açıp google'da aratıp kendiniz görmelisiniz. bu festivalde gidecek para hakkında kısaca şöyle deniyor;

    -kalacak yer ayırtmanıza gerek yok yeterince yer var ve günlüğü 10-20 euro arasında

    -yemekler sabah kahvaltı ve 2 sıcak yemek günlük size 10-20 euro arasına mal olacak

    - içecekler 2-5 euro arasında. napacaksanız siz hesaplayın

    -uçak biletlerine baktım, simferopol'e bilet alacaksınız. kazan'a yolculuk edeceksiniz sonrası size ait. köyün derinliklerine kendi imkanlarınızla gitceksiniz ancak yardımcı olurlar kendi sitesinden size davetiye gönderecekler. giden birilerini bulup bilgi alabilirsiniz. hayatınızın en güzel tatillerinden birini yaptıktan sonra da dönebilirsiniz artık istemeye istemeye. bu öyle 7 yıldız lüks bir tatil değil. videoları izleyin göreceksiniz. daha çok eğlence üzerine ve yüzüp rahatlama üzerine kurulu yorucu bir tatil. gidip papyonla yemek yiyemezsiniz. yer müsait değil. onur air ve thy var giden. başka da belki vardır giden araştırmak lazım. thy tahmin edebileceğiniz gibi 2 kat kazık ücretli. pasaportunuz en az 7 ay geçerli olmalı. gerisini halledersiniz zaten.

     
  5. üşeniyorum öyleyse yarın

    düşünüyorum öyleyse varım sözünden yola çıkan türk halkının üşengeçliklerini anlatmak üzere ortaya atılmasıyla neredeyse herkes tarafından beğenilip benimsenmiş söz. şayet bu sözü bizim atalarımız descartes'den önce söyleselerdi emin olun türk halkı, bak atalarımız da böyle demiş diye ciddi ciddi savunurdu bu mantığı. zaten atanın falan demesine gerek kalmadan da savunuluyor. aslına bakılırsa, çok da kötü bir söz değil şimdi hakkını da yemeyelim. yarın dururken neden bugün? üşeniyorsan o zaman yarın. insanı kendisine inandıran neo-atasözü.