Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Herturluyazar

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

775 entry 478 konu hiç puanı yok
08.03.2016 22:35 son işlem tarihi takip etme takip et

oy çokluğu

kendi içinde nitelikli ve basit olmak üzere ikiye ayrılan çokluktur. anayasalar en çok kullanıldığı yerler olmakla beraber belediye kanunları, özel idareler, komisyonlar, kooperatifler kanunu ve mahkemeler gibi yerlerde de kullanılır bu çokluk. 2/3, 3/4, 1/3 gibi çoğunluklar nitelikli oy çokluğudur. yani nitelikli çoğunluk. mutlak çoğunluk denen üye tam sayısının yarıdan bir fazlası yada yarım fazlası ise yine nitelikli kısma girer. toplananların yarısının yarım yada bir fazlası ise basit çoğunluğu ifade eder. yani basit oy çokluğunu. sadece salt çoğunluk dendiğinde üye tam sayısının değil toplananların salt çoğunluğunu anlamamız gerekir.

ayrıca aklımıza nerde çoklukla başlayan deyimi de getirir.

20.02.2016 16:10
  1. davaların yığılması

    hmk'da geçen bir dava çeşididir. terditli dava gibi birden çok talep ileri sürülür ancak burada farklı olan durum istekler arasında aslilik, ferilik ilişkisinin bulunmamasıdır. terditli dava da ya o ya o demiştik. o olmazsa o. yani asli istem sonuçlanmadan feri istem ele alınamıyordu. çocuk zırlaması gibi bir davaydı. burada tam açgözlülük var. hem o, hem o, hem o.. hepsini istiyorum diyoruz. yani istekler arasında bir derecelendirme olmadan hepsinin aynı anda talep edildiği dava türüdür. anca buradaki önemli husus bunun uygulanabilmesi için isteklerin aynı yargı kolu içerisinde ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır. hem idari kararın iptali hem de memurun şahsi cezai sorumluluğu aynı dilekçede istenemez. bu davaların yığılması değil görevsizlik kararlarının yığılmasıyla sonuçlanacak bir eylemden ibaret olur. davaların birleştirilmesinde de benzer yön vardır ancak orada iki dava arasındaki illiyet göz önüne alınırken burada istekler, davalı ve olay arasındaki illiyet sorgulanıyor.

     
  2. terditli dava

    basamaklı yada kademeli dava demektir. en başta ileri sürülen istemin kabul edilmemesi durumunda incelenmek üzere diğer bir istemin aynı davada ileri sürüldüğü ve istenilen taleplerden ilk önce birisinim bul olmadığı takdirde diğer istemin karara bağlanmasının talep edildiği veya muhtelif davacılardan ilk önce birisinin, bu olmadığı takdirde diğerinin mahkum edilmesinin istendiği dava çeşididir. savunmanın da terditli yapılması mümkündür. buna da terditli savunma denir. kısaca ezberlenirken "ya o ya o" hadi olmadı bu. bu olmadı şu diye dalga geçtiğimiz dava türü. ilk istem asli, ikinci istem feridir. asli olmadığı takdirde feri, asli yerine geçer.

     
  3. mahfuz mallar

    eşler arasında, malortaklığı veya malbirliği rejimi varsa (aile birliği rejimleri), onların ortaklık veya birlik mallarına girmeyen malları, mal rejimi sözleşmesiyle (noterlerde yapılır) veya başkalarınca yapılan bağışlamalarla belirlenir. böylece ortaklık veya birlik dışında kalan mallara mahfuz mal denir. noterde yapacağınız sözleşmede bir bir nelerin kişisel mal olduğunu nelerin ortaklığa girmeyeceğini belirleyebilirsiniz. aile konutu bunun dışındadır. kişisel mal olarak yazdırılamaz.

     
  4. istirdat davası

    geri alım ("vefa hakkı"ndaki geri alım davasıyla karıştırılmaması gerekir) davasıdır. haklı bir neden olmaksızın mal kazanımından doğan ve kazanılan malın geri alınmasını amaçlayan bir davadır. icra hukukunda, borç olmayan bir paranın kesinleşen icra takibi dolayısıyla (cebri icra tehdidi altında) ödenmesi durumunda, bu paranın geri alınması için açılan davadır. şayet siz menfi tespit davası sürerken ihtiyati tedbir koydurmazsanız ve bu yüzden takibe devam edilir de alacaklıya icra kasasından ödeme yapılırsa işte o zaman herhangi bir talep olmaksızın mahkeme menfi tespit davasını istirdat davasına dönüştürerek devam eder. menfi tespit davasının takipten önce açılması bu kasadaki paranın ödenmesini engelleyecektir. %15 teminat karşılığında. ancak en azından istirdatla uğraşmayacaksınız. takip o ana kadar işlemiş olduğu yerde kalacak.

     
  5. bileşik faiz

    borçlu üzerinde bulunan borç açısından, bu borca tahakkuk etmiş olan faize faiz yürütülmesi demektir.

    faize faiz yürütülmesi sadece ve sadece borçlarda mümkündür. alacak olan mevduat hesapları ve kredilerde mümkün değildir. kredilerde, kredi sözleşmesi ticari bile olsa basit faiz işletilir. mevduat hesaplarında da anaparanın kullanmama payı olarak ödenen faiz artık anaparadır. faiz değildir. anaparanın üzerine eklenen kısım da artık bir anapara parçasıdır. bu yüzden faize faiz işlemez. diğer taraftan gerçek anlamında bileşik faiz hukukumuzda kural olarak yasaktır. ancak ticaret hukuku 2 istisna getirmiştir;

    1) vadesi en az 3 ay olan cari hesap sözleşmeleri

    2) ödünç sözleşmeleri

    ancak burada bileşik faiz işletilmesi ayrık bir durumdur. kural yasaklılıktır. işletilecekse en büyük şart 2 tarafın da muhakkak tacir olmasıdır. tek taraf tacir diğer taraf değil ise bileşik faiz asla işletilemez, suçtur.

    ayrıca diğer adı mürekkep faizdir.