Türkiye'nin memur portalı

gece gece gelen istekler arasında var olan patatesin yağda kızartılmış hali. yada fırında elma dilim patates de olur. mayonezle ve zevke göre ketçapla çeşitlendirilir. soğuk bir içecek eşliğinde yanına sosis, köfte, tavuk gibi şeyler eklenerek yenilebilir. oldukça lezzetli, enerji veren yiyeceklerden birisidir. bol yağda yapılmışının çok sık tüketilmesi zararlı olabilir. ama arada bir olanı bir şey yapmaz. hüpletin gitsin.

aşka inanıp, gerçek aşkı bulamamaktan kaynaklanan bir durumdur. aşka inanmıyorsa zaten sorun olmazdı. mantıken bekar kalmazdı. ki insanlığın amaçlarından birisi de üremek. ha üreyip hala bekarsa o da ayrı konu. ama ne olursa olsun devamlı surette yanında sevdiği kişi olan birisinin hayatı bekar birisinin hayatından daha huzurludur. mutluluğu daha kalıcıdır. ayrıca şu yaşlandığında yanında bir ses, bir nefes, yardım edecek bir el tabirlerinin de yaşanarak örnek verildiği unutulmamalıdır. biz şunun şurasında milyarlarca yıllık dünya tarihinde toplu iğne ucu kadar bile yaşayamadık. ne kadar bilebiliriz ki? 100 yıl yaşasak bile sadece kendi hayatımızı tecrübe ederiz. oysa her hayat farklı bir derya deniz. herşeyi tek bir yaşamda yada 100 yılda yaşayabilmek tecrübe etmek mümkün değil. o zaman yapabileceğimiz şey tecrübelerden ders çıkarmak. sultanlık gelip geçer. hangi sultan kalıcı olmuş ki bekarlığın tacı, çıkarılmadan bir ömür dursun başımızda.

bilime göre de islam'a göre de olası bulunan dünyadır. olmamasından kasıt tamamen yok olması değildir. çok fazla azalmasıdır. yoksa tamamen yok olma çok bilim kurgu olurdu.

islamda bulunan bir hadise göre erkekler azalacak ve kadınlar çoğunlukta olacaktır. hatta bir yerde şöyle geçer tam kelime kelime yazamasam da; erkekler o kadar azalacak ki, kadınlar 1 erkeğe, baltanın sapına yapışırmış gibi yapışacaklar. yapışkan kadınları düşündüğümüzde bu da olası. zinanın çoğalacağı zaten sabit.

http://hadis.ihya.org/buhari/konu/63.html

bir diğer taraftan gelelim bilime. geçtiğimiz haftalarda bilim adamları, testis biopsilerinden alınan olgunlaşmamış hücrelerden sperm üretmişler. yani artık sperm üretilebilen bir şey haline geldi. bunun patentini de "artisem" tekniği olarak isimlendirip almışlar. erkeğe üremek için ihtiyaç duymayan kadınlar o zaman ne için ihtiyaç duyar? sadece sevgi için. o zaman geriye kalan erkeklerin var olmalarının tek gerekliliği sevgiden kaynaklanıyor. buradan da sevginin dünya sonuna kadar devam edebileceğini çıkartmamız çok abes olmaz. erkeklerin azalmasını bu yapay sperme bağlamak da doğru değil. yine mantıklı bir açıklama getirilecekse güçlenen silahlarla erkeklerin toplu olarak savaşlarda ölmesini getirebiliriz. zira evet bilim silahları daha güçlü hale getiriyor, savaşların artacağı da islam için geçerli. yani islam ve bilim birbirini destekliyor bu konuda. bu günler daha iyi günlerimiz. bu da yapay sperm hakkındaki kaynağım;

http://www.iflscience.com/health-and-medicine/scientists-claim-they-have-created-sperm-lab-first-time

bilinenin aksine bir dans çeşidi değildir. halkın her türlü sosyal kültürel kısmını inceleyen bilimdir. yani kısaca halk bilimi. dans ise folklorik dans olarak geçer. artık kullanılmayan giysilerin giyilmesi ve kendine has yöresel motifleriyle süslenen elbise ve dans figürleriyle o tarihi olgu yansıtılmaya çalışılır. sadece türkiye'ye has değildir. diğer ülkelerin de folklorik dansları vardır. folk müzik de buradan türetilmiştir. halk müziği anlamına gelir abd'de bunun karşılığını bulan müzik türü country music çeşididir. halaya konu olmuş olan bilim dalıdır.

çalışma masamda asılı dünya haritasında her gün baktığımda gözüme gözüme çarpan, ara sıra oraya kaçmak istediğim antartika'da weddel deniziyle atlas okyanusuna kıyısı olan soğuk yer. bir ara da ateş ülkesine takmıştım, orayı görmezsem duramıyordum. ayrıca bu arazi norveç'e bağlanmış durumdadır.

kraliçe maud, ingiltere kralı 7. edward'ın en küçük kızıdır ayrıca. annesi kraliçe alexandra'dır. 69 yaşında atatürk'ten 10 gün sonra ölmüştür. merak edip zamanında araştırmıştım hatırladığım kadarıyla karnından bir ameliyat olmuş tedavi görürken kalp krizinden ölmüştü. toprakların norveç'e ait olmasının sebebi de kraliçenin evliliğinden falan ileri geliyor. naaşı da oslo'ya, yani norveç'in başkentine götürülmüş. o arazide köpeğim, aşık olduğum kadın ve ben mutlu mesut yaşayıp, bol bol donarak balık tutup avcılık yapıp, sıcak şömineli evimde ölebilirim. tabi bunun için bir adet aşık olunan kadın ve bir adet akıllı bir köpeğe ihtiyacım var. yoksa burada işim ne. çoktan gidip donmuştum oralarda. ha bir de o şömineli ev için para, balıkçılık malzemeleri ve av tüfeğine falan ihtiyacım var. onun için biraz daha paraya ihtiyacım var. uçak biletine falan ihtiyacım var. ben bu yüzden gitmiyorum oraya yahu. ihtiyacım olan hiçbir şey yok bende. -gülücük-