Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Herturluyazar

Bu üye Çaylak

Bu üyenin profil sayfasına git

775 entry 478 konu hiç puanı yok
08.03.2016 22:35 son işlem tarihi takip etme takip et

oy çokluğu

kendi içinde nitelikli ve basit olmak üzere ikiye ayrılan çokluktur. anayasalar en çok kullanıldığı yerler olmakla beraber belediye kanunları, özel idareler, komisyonlar, kooperatifler kanunu ve mahkemeler gibi yerlerde de kullanılır bu çokluk. 2/3, 3/4, 1/3 gibi çoğunluklar nitelikli oy çokluğudur. yani nitelikli çoğunluk. mutlak çoğunluk denen üye tam sayısının yarıdan bir fazlası yada yarım fazlası ise yine nitelikli kısma girer. toplananların yarısının yarım yada bir fazlası ise basit çoğunluğu ifade eder. yani basit oy çokluğunu. sadece salt çoğunluk dendiğinde üye tam sayısının değil toplananların salt çoğunluğunu anlamamız gerekir.

ayrıca aklımıza nerde çoklukla başlayan deyimi de getirir.

20.02.2016 16:10
  1. işi bitmiş kitap

    tamamen işi bitmiş ve az işi bitmiş kitap olarak ikiye ayrılır.

    şimdi işi bitmiş kitap nedir? bu kitap bir daha kullanılamayacak bilgilere sahip kitap demektir. bu kateforiye asla okuma kitapları girmez. sen bitirmiş olabilirsin ama başkası için hala bir kaynaktır, kitaptır yada rafta koleksiyon amaçlı saklanabilir. peki kullanılamayacak bilgi nedir? geçerliliği kalmamış bilgidir. o zaman bu kategori sadece hukuk mevzuatı için geçerlidir. zira ne ekonomi ne maliye ne de başka bir bilim dalında değişen bilgi yoktur yada çok çok nadirdir. o da elle kitap üstünde düzeltilebilir. ancak bir kitapta 20 sayfa değişiyorsa ve bu 20 sayfalık değişiklik kitabın muhtelif yerlerindeyse elle değiştirme şansı artık kalmaz. 1 sayfada 1 paragraf diğer sayfada 5 paragraf bir diğerinde 3 paragraf vs nasıl değişecek. o yüzden güncellenmiş kitaba ihtiyaç duyulur. o zamanında 50-60lira verdiğin kitabın birden zavallı bir şekilde işi biter. kimsenin işine yaramaz. atsan atılmaz, yaksan yakılmaz, satsan satılmaz başkasına versen iyilik değil kötülük yapmış olursun... olan güzelim kitaba olur.

    az işi bitmiş kitaplar ise elle değiştirilip kullanılmaya devam edilebilen kitaplardır. yenisi olsa güzel olur tabiki ama 3-5 sayfada elle değiştirilebilir koca paragraflara koca koca çarpı konularak. genelde mevzuatlar 1 kitap değil 3-5 ciltten oluşur. bu ciltler minimum 1000er sayfalıktır. bu cilt bozulduğunda kafayı yedirtir. sadece kanunu elinde bulundursan mevzuata hakim olmayanların işine yaramaz. mevzuata hakim olsan bile bazen bir kaç kişinin o maddeyi açıklamasına ihtiyaç duyarsın. hukuki yorum (bilimsel yorum) her zaman iyidir.. yorumuna güvendiğin profesörlerin açıklamaları teorinin pratiğe uygulanabilirliğini oldukça artırır. bunlar bir de içtihatlarla destekleniyorsa o zaman tadından yenmez. o kitaba kutsal kitap muamelesi yapar elinin altında bulundurursun. ama ömrü yine de 10 yıldan fazla sürmez maalesef.

     
  2. az veren candan çok veren maldan

    zenginin verdikleri çabasız, maldan gelirken, varlıksız kişinin verdikleri ise canından bir parçadır yani özveridir vs gibi bir şeyler demeye çalışan atasözü. başı belli değil sonu belli değil. gıcık ama bir o kadar sevimli bir atasözü çünkü ne zaman duysam şu hazine avcısı oyunundaki tükkan sahibi amcanın altınları alınca o sinsi gülüşü aklıma geliyor.

     
  3. bakmak ile görmek arasındaki fark

    bakmak gözlerimizin yaptığı klasik eylem iken farktan bahsedildiği sıradaki görmenin kelime anlamı fark etmek oluyor. bakmak ve görmek eskiden beri ulvi bir ayrım gibi yansıtıldı ancak sadece fark etmek ile fark etmemek arasındaki kelime farkından ibaret.. dalgın olursun yürürken ahmet, mehmet yanından geçer. insanların geçtiğini görürsün çarpmazsın onlara kalabalıkta yürürken ama görmezsin onların olduğunu.. aklın başka şeylerle meşguldür. sonra azar yersin baktın da görmezlikten geldin yada selam vermedin diye. yada bir kitap okursun. okur da her şeyi anlarsın. karakterleri, hikayeyi yada ders notunu anlatılmak istenen şeyi. ama ufak bir ayrıntıyı gözden kaçırırsın görmezsin. işte görmek bu yüzden farketmektir. bazen çok önemli sonuçlar doğrur bazense çok da önemli değildir.

     
  4. litailer

    eski yunun mitolojisinde zeus'un ucube çirkin kızları olan tanrıçalardır. yalvarılar olarak da bilinirler. avukatların atasıdırlar. adalette savunma işini üstlenmişlerdir. suç tanrısı ate'nin insanları kandırmasını önlemeye çalışmışlardır. şayet insanlar ate'ye kanarsa onları tanrılar önünde savunup affetmelerini isterlerdi. asıl amaçları kanunun çiğnenmemesini sağlamaktı.

    topallardı; çok koşturmak çok iş yapmak onları topallaştırmıştı.

    çirkindiler, kırış buruş; insanların dertlerini dinlemekten çektikleri acı ve keder onları erken yaşlandırmıştı.

    saf ve temiz kalpliydiler; tüm insanların dertlerine yardımcı olmak için çabalarlardı.

     
  5. layiha

    dilekçe, yazılı istek, tasarı anlamına gelen hukuki terim. layihalar aşaması mahkemedeki davaların dilekçe aşamasıdır. replik düplik süreci, iddia ve savunmaları kapsar. bu aşama bittikten sonra 2. aşama olan ön inceleme aşamasına geçilir. bu aşamada dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilir. 3. aşama tahkikat ve son 2 aşama birbiri içine geçmiş sözlü yargılama ve esas aşamalarıdır.