Türkiye'nin memur portalı

türküleri kardeşleştiren, dilleri, kültürleri müziğin ahenginde birleştiren büyülü grup.

grubun ilk çıktığı dönemler, üniversite yıllarım. dolmuş bekliyoruz, durakta konser afişi. mutluluğun resmini asmışlar resmen o dolmuş durağına (valla bak-gülücük)

kardeşleri de aldık gittik konsere. allah'ım o nasıl güzel bir ekiptir öyle. feryal öney, vedat yıldırım.. ekip sağlam, müzikler ve sesler müthiş. o kadar etkileyiciydi ki, eve geldiğimizde devam etti etki. konser evde de devam etti. bağlama, erbane ve ses. o kadar geçmişiz ki kendimizden saat gece yarısını geçmiş ve komşular kapıya dayanınca uyandık büyüden

(tebessüm)

"darıldım, darıldım ben sana canım

böyle mi olacaktı

vuruldum, vuruldum bak sana kanım yerde mi kalacaktı"

not: başlık ararken zorlandım - zira daha önce başlığa entry girdiğime adım gibi emindim-

"kardeş türküler" olması lazım gelir başlığın.

dumanı üstünde livaneli kitabı.

ustaları ancak ustalar anlatır. livaneli'nin gözünden, kaleminden; ince memed'in koca yürekli babası yaşar kemal anlatılacak bu kitapta.anlatılacak diyorum çünkü daha alıp okumadım.

dostlukları, anıları, türküleri..hepsi ve daha fazlası olacaktır.

kitap hakkında şöyle bir paragrafa rastladım;

"zülfü livaneli kırk dört yıllık dostluğun penceresinden yaşar kemal'i anlatıyor. edebiyat sohbetleri, türküler, anılar birbirini kovalarken yaşar kemal'in edebi kişiliği ile siyasi duruşu da ayrıntılı bir şekilde yer alıyor bu kitapta."

devam edecek..

bazı dertler de kalsın içinde, bırak kimse bulmasın seni dediğim başlık.

..ve bazen, paylaşılan dertler daha çok kanatır insanı, kalmalı aslında onlar en derinde..

ısrarla tavsiye edilecek mehmed uzun kitabı.

hele de "en güzel gökkuşağına sahip ruha" diyebileceğiniz bir sebebiniz varsa.

bir kere arınmanız lazım sizi kör eden renklerden. aynaya çıplak da bakabilme cesareti gösterin bir kere.

acının dile pelesenk olduğunu, zılgıtın nasıl bir çığlığa yol açtığını anlamaya çalışın. bir mücadelenin -haklı mücadele- doğumuna şahit olun, sonra emekleyin ve yürüyün ardından, düşüp kanatın dizinizi. sonra da ölüme atılacak ilk adımı hissedin iliklerinize kadar.

çok söz sarf etmeye gerek yoktur bazı kitaplar için. elinize alıp, gökkuşağından renklerin elinize dökülüşünü seyredin bence.

beni ayakta tutacak baharatlarımın eksik olması durumudur.

tuz sevmediğim halde çiğ olması sabahın tadı,

şeker kullanmadığım halde ara öğünümün acımtrak gelmesi..

-

ahh, içinde bol dağ nanesi olan bir çorba olsa da akşamı etsem diyorum şimdi.