Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

buşra

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

1,459 entry 376 konu hiç puanı yok
03.12.2021 04:19 son işlem tarihi takip etme takip et

büşra

#19pi entry'e cevap vermek istediğim başlık

eksik yazılmış bi kerem. ne demek yemek yenilmez, çay içilmez. kestane kabuğumuyuz biz alla alla

(tebessüm)

özlemiş hem de çok. iyidir özlemek diyorum ben de (ukalalık senden bulaştı editörüm idare et)

şimdi efenim, bu başlık mevzusu önemli evet benim için. sevgili rejiiii, şey pardon üst yönetim, lütfen ilgilenin.

yazacaklarım var daha da, malum işler güçler.

slaw u rez..

06.06.2018 12:47
  1. star tv

    son günlerde, nazlı çelik'in şov yapma ve reytingleri patlatma gayesi ile, hakkari'de insanların yıllarca didinip yaptıkları ev ve iş yerlerini, keyfi patlatmayla insanların kör gözlerine parmak sokan televizyon kanalı.

    milletin vekillerini hiç bir şekilde bölgeye almayan zihniyetin, nedense bu zihniyetin şefkatli (!) kollarını göstermeye bu kanal soyundu iyi mi!..

    hiç bir şey göründüğü gibi olmamakla beraber, her sakallıyı da dede bilmemek lazım.

    savaş ise savaş! eyvallah

    düzen ise düzen! peki

    huzur ise huzur! e tamam

    ama bir milleti onursuzlaştırmak da neyin nesi! kendi mahremlerine girip de, camlara, aynalara aşklarını itiraf etmek de neyin kafası (!)

    mutfağındaki tabak çanağa dışkı bırakmak nasıl bir utanmazlık!..

    daha sayamayacağım, midem elvermiyor çünkü...

    neyse..

    keyifler yerinde, rahatları bozmaya gerek yok! aksiyon filmi izlemeye devam!!!

     
    (Bkz: nazlı çeliğin dağlıca haberi)
  2. kendi görüşü dışında da kitap okumak

    bildiğiniz ve o kıyamadığınız o bembeyaz(!) duvarlarınız var ya, işte o duvarlarınıza, siyah, mor, kırmızı vs. envai çeşit renkleri cesurca sürme eylemidir.

    çivi çakmaya kıyamadığınız o süslü, yağlı duvarlarınıza her tablodan asma eylemidir.

    havalar ısınmaya başlayınca, camı çerçeveden çıkarmaya kadar varan (hırsız korkusunu yenip) devrimci eylemdir.

    ama, yine de bazen iki beden büyük gelir bazı kitaplar. sindirme güçlüğü çekilir. içerisindeki baharatlar mideye oturabilir.

    damak zevki olanlara sözüm yok.

    her daldan meyve koparmasını bilenlere selamlar.

     
  3. balık

    rakının "yar" olma sebebi.

    o yüzden sattılar seni,

    sonra tekrar var etmek için seni

    meze yaptılar rakıya seni.

     
    (Bkz: rakı)
  4. Kimse

    kimsesiz eser.

    tekillerin çoğullarla kavgası daha çok. bir insanın yalnızlığına kafa tutması, akıl tutulması da desek kabalık etmiş olmayız inşallah.

    bir muhabbet sarmalı, okuru kendi kendine nasıl konuşulur dersi vermekte ısrar eden ve kitap bittiğinde, aradan hatırı sayılır bir zaman geçtiğinde bile, kendi kendineliği sözlere döken bir okur haline de çevirdiği görülmüştür.

    nasıl mı? işte böyle;

    sorsan, dağlar aştım, denizler yuttum, derim

    sorsan, ben ne günler gördüm geçirdim, derim.

    hâlâ sormadıysan, hadi ne olur sor, derim.

    ben sorsam; hayır o bendim, dersin,

    hele geç öteye bakalım sıranı bekle, dersin,

    ama olmaz, önce ben sordum, derim.

    az biraz dinle de, çoktur benim derdim, derim.

    bak dinle, neler söyler bu dillerim:

    bir kuşun kanadına saklandı tüm gülüşlerim

    sevinçlerim ,bir gecenin sabahında gerildi çarmıha, derim.

    gün mü kovaladı günü, göç mü etti kuşlar

    her kaybolduğumda söylenen şarkılar

    bir de ıslık çalan rüzgarlar

    bir bahar gecesi evet, bir bahar gecesi

    üzerimde hayatın yorgun damgası

    iki dudağının arasına sıkışıp kalmıştı koca yüreğim

    kocaydı ya hani,

    koskocaman hem de

    ama;

    bir şey oldu

    evet bir şey

    yeter artık sus, dersin

    konuşacağım bu kez engel olamazsın, derim

    nerede kalmıştık!

    yüreğim , küçüldü, büzüldü, eridi..

    duymadı bile kopan kıyametleri

    boğazıma yerleşti bir toz bulutu

    bir beni ıslatmadı yağmurları hüznümün,

    yutkundum, kör bıçak gibi kesildi her yanım

    acıyla inledim...

    vurdum kendimi sessizliğe

    bakındım durdum, her köşeye sinen sensizliğe

    ara sıra selam gönderdim nefesinin değdiği şehirlere..

    ..

    sonra bir şey daha oldu

    güneş göz kırpmaya başladı gizlendiği yerden

    sen gülümsüyordun gönlümün en güzel yerinden

    karlı dağlara inat, papatyalar alkışa durdu seni

    almak için yüreğindeki hüznü, kederi

    bir ses oldum yeniden ben

    ve haykırarak diyorum ki hoş geldin yine sen.

     
  5. Kendi hayatının seyircisi olabilmek

    insan denen varlığın, iç sesinden ilham alarak, gözlem gücünün doruğa çıktığı zamanlarda, dışarıdaki gözleri devre dışı bırakma eylemidir.

    kendisini hayat terazisinde ne kadar doğru tartıyor acaba?

    doğrularını tartarken, parmak uçlarıyla ağırlık mı uyguluyor, yoksa öz eleştiri kavramını yerinde ve tam teşekküllü mü devreye sokuyor?

    sözlü/yazılı, soyut/somut dokunuşlarla, yaptıklarının sorumluluğunu taşımanın olgunluğunda olabilmenin farkında mıdır acaba?

    seyreyleyip mi geçiyor beyhude ömrü?

    seyrederken, seyretmeye çalışırken; bir diğer yaşamlardan ne kadar ilham alıyor acaba?

    cümleler yığınına dönüşen bir film şerididir aslında.

    ne mutlu o'na ki; kendi filmini sansürsüz çekebilene..