Türkiye'nin memur portalı

ilk'i kadar ses getirmeyen yerli film.

bir şapkanın, düzeni, oksijeni, birlik beraberliği yıkmasının anlatıldığı livaneli kitabı.

bir yerde insan varsa orası hem hayat bulmaya hem de yok olmaya mahkumdur.

hiç unutmam, karadeniz turundayız. öyle güzel manzaralardan geçiyor ki yolumuz anlatamam. fazla oksijenden ölebiliriz de.

birden arkadaşım soruyor:

-buralar ne kadar güzel, doğal, mis gibi ( yerleşim yeri değil tabi)

-aman ağzını hayra aç, buraları fazla kimse farketmesin, insanın değdiği dokunduğu yer, ya gül bahçesidir ya da cehennem. genelde tercihlerini cehennemden yana kullanırlar ya neyse..

bir de şapkalıların eline düştüyse vay haline..

delirmek için okunmasına gerek olmayan aziz nesin kitabı.

evet, deli ikimiziz.. kitapların yazamayacağı kadar hem de..

bir kitaba çok yönlü anlamlar yükleyen, kah palto olup ruh ısıtan, kah yalancılara kahvede tanıklık eden, kah da deliliklere gülüp geçeniz..

kitap bitmedi henüz, araya başka deliliklerim(iz) girdi çünkü..

hadi bakalım, rast gele..

mehmed uzun'u en güzel yorumlayan okur.

her tohum yetiştiği toprakta güzel olur cümlesini çağrıştıran başlık.

ama bir de şu açıdan bakmak lazım gelir ki; yerinden edilen taşın ağırlığının esamesinin okunmaması durumu da bir gerçek.