Türkiye'nin memur portalı

gözüm bir yerden ısırıyor bu şahsı dediğim başlık

(tebessüm)

çok çok selam ile girizgah yapmak isterim en mahcup halle.

(bir teşekkür şeysi)

kendi yağında kavrulamayan - başı dertte son zamanlarda yağlarıyla-gülücük- etliyle, sütlüyle bir taşım kaynama noktasında hemhal olan,

at gözlükleri (!) ile arası hiç mi hiç iyi olmayan -bu arada sol göz hipermetrobik astigmat(alışırsınız ben de ilk duyduğumda durmuştum accık-gülücük) çerçeveydi, camdı hepiciğine canı sıkılan,

az insan, çok huzur felsefesini hayatına her daim uyarlayan,

kıyıda, köşede ne varsa "unutulmak" dehlizinden çıkarmak için denizler, okyanuslar aşan -jack sparrow duysa gözleri yaşarır-tebessüm-

bu kadar lagaluga yeter de sadede gel buşra derseniz şayet;

evet, ben aslında bir kentin, bir coğrafyanın uzun, derin çizgileri ve yaraları ile bilenmiş yüzler toplamıyım,

bir aynayım bazen; soğuk, unutulmuş, hor görülmüş, ötelenmiş (!) coğrafyanın.

maviye vurgun olsam da, ne zamandır koyu kırmızıyım ben..

kimi zaman bir zılgıt,

kimi zaman bir stran,

ama en nihayetinde bir insan

etten, kemikten bir can..

slaw u rez..

bir-iki kelamdan öteye geçmemek kaydıyla (sonra şımarırlar mazallah!) ben de eksik kalmayayım dediğim başlık.

yol verme kavramından uzak; yaya, araç dinlemeden trafik kurallarına kendince ince ayar çeken, ışıkları sallamayan -tahammül sınırı var ne de olsa, renklerinden mi acaba diye de düşünmedim değil (!)- belki de vatan, millet kurtarmak için(!) zamanı boşa harcamak istemeyen -ambulans da neymiş, ölen ölüyor, kalan sağ'lar bizimdir(!)-

araçlarındaki korna sesinin beethoven'i kıskandıracak güzelliklikte olduğu(!)

megafonlarından gelmiş geçmiş yedi ceddinize selam gönderme nezaketi gösteren (!)

üstün ırk şiarıyla yola çıkıp, kendi analarını yine diğer analardan üstün görüp, bir evlat şefkatiyla göz yaşartan ve bunu çok cömertçe yapan (!)

çok sevdikleri dilin o çok kıymetli harflerini "dölllerin" küle dönen, kararan pis (!) duvarlarına nakış nakış işleyen (!)

ve bu nağmeleri o çok cömert yürekleri ile daha sonra duygu yoğunluğu yaşatacak uzun sahiplere (!) göndermekten geri durmayan vatanperver insan (!) evladı.

az önce telefonuma gelen ve beni şaşırtan şeyin adı (sanırım)

"altın yüzüğüm kırıldı

suya düştü su duruldu

dediler yarin geliyor

ince bellerim kırıldı"

adıma türkü yakılmış, kem küm .

(tebessüm)

"o tükürükte boğul emi" diye dua ettiğim ender insandır.

çok yaşa!

şey yani,

çok boğul!

(tebessüm)

fazlasıyla sığ olan jean jacques rousseau kitabı.

bir kere, yazar tekrara düşen bir çok aforizmayla sanki kitabı doldurma niyetine girişmiş. ha, altını çizdiğim cümleler yok mu? var tabi. ama bu hareketiyle puan kaybetmiş olup, çizdiğim cümleler sadece kitap içerisinde kalacak. aynı mesajı veren cümleyi, bir diğer sayfada devrik olarak vermek ya da bir paragrafa bağlamak da neyin nesi ?

etkisiz eleman seni

(tebessüm)