Türkiye'nin memur portalı

insanların gösteriş merakından icat edildiğini düşündüğüm, aaa düğünde de ne kadar para havaya atıldı densin de ne olursa olsun diye kişilerin başvurduğu yöntemlerden biri olduğunu düşündüren konu. yalnız hiç görmediğim ve duymadığım bir taktik, paraların sahte olduğunun farkına varılması ile düğün sahipleri ya da atan kişi hakkında çok da iyi şeyler söyleneceğini düşünmediğim bir nevi sahtecilik olayı.

üst komşunun çocuklarının evin içerisinde koşması, zıplaması, mutfakta herhangi bir şey kırması, hatta banyoda odun kırması gibi sebeplerden dolayı komşudan rahatsız edici seslerin gelmesi. Bazen evin genci varsa, gürültülü bir müzikte gelir, sabahın köründe bir bangır bangır çalan bir müzikle uyanılır ve sürekli üst komşuya ihtarla günlerin geçer, çünkü komşuluğun ne demek olduğu konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan kişilerle yaşanması sonucu bu gürültüde bir eksilme olmaz, sonunda ev değiştirilmeye karar verilir.

çay seven türk halkının yaz-kış demeden her zaman çay içme isteği ve 40 derece sıcaklıkta bile bir çay ikram edildiğinde, hemen getir, hiç değilse hararetimizi alır diye çay içmek istemesi. türklerin milli içeceğinin çay olduğuna inandığım, çay içmenin bir mevsimle sınırlı olamayacağını, sohbetlerin, kurabiyelerin, sigara tiryakilerinin en büyük dostu olduğu için hiçbir zaman çaya hayır denmemesi.

namaz kılmak istemeyen kişilerin sığındıkları bahanelerden biridir. abdest almak bana çok zor geliyor, keşke abdest olmasaydı, hiç kaçırmazdım namazlarını diye şeytanın abdest konusundaki vesvesesine inanan kişilerin söylediği sözdür. hadi abdestsiz namaz kılınabilir diye bir ayet olsaydı, bu seferde acaba neye bahane bulurlardı diye düşündüğüm konu.

yenilen yemeklerin tamamen mideden sindirilmesi sonucu, mideden acıktığını, artık yemek yeme vaktinin geldiğini, vücudun alarmı olarak nitelendirdiğim sesler. artık yemek vakti gelmiştir ve mide bizi uyarmaktadır, yemek saatini kaçırma diye kendince sesler çıkarmaktadır.