Türkiye'nin memur portalı

hayatın kendisine gülmesini bekleyen biçare, işsiz insandır.

günümüzde torpilsiz hiçbir işin yapılmadığını düşününce, sanırım bahtsız bedevi olarak nitelendirilecek insandır aynı zamanda.

yabancı, soğuk, yakışmayan davranış şekli.

buna kültür mü denir yoksa pis insan davranışı mı denir, karar veremedim ama gönlüm yine de pis insandan yana.

dışarıda giyilen bir ayakkabı ile içeriye nasıl girilir anlamış değilim. dışarının bütün kirini, mikrobunu taşıyan bir mikrop yuvası ayakkabı. yok eve girince ev ayakkabısı ile değiştiriliyorsa, amenna ama tersi ters bana.

temizlik imandandır, hadisine de ters bir durumdur ve bizim kültürümüzde yer almayan, eve girmek istediğimizde bile annelerimiz tarafından kocaman bir terlik ya da azar işiteceğimiz olaydır.

akşama kadar ayakkabı ile gez, ayakların içinde pişsin ve evde de aynı rahatsız durumla baş başa kal. terlik neyimize yetmiyor. her tarafından püfür püfür esiyor.

oh ne rahat. (tebessüm)

nasıl olsa ödeyenler varken ne diye uğraş verilsin ki, dediğim durum.

kaçak elektrik bedeli diye çok güzel faturalara yansıtılıyor. bizler ne kadar isyan etsek de bu elektriği kullanmak zorundayız. sizi protesto ediyoruz, gel elektriği kes, eskisi gibi mum ışığında yaşarız diyemiyoruz. demekte pek mümkün değil. nadir de olsa elektrikler gidiyor ve boşluğa düşmüş gibi oluyoruz.

hadi boşluğa düşmesek ne olacak, soğuktan donmaya başlarız elektrik gelmezse.

hayatımızın vazgeçilmez parçalarından biri. o yüzden tıpış tıpış kendimize ait olmayan elektrik bedellerini ödüyoruz.

ha geri dön bu elektrik bedellerini batı, iç anadolu ve karadeniz bölgesinde yaşayan halktan söke söke alıyorlar. bir geciktir anında elektrik kesiliyor ama bu tepkiyi doğu ve güneydoğu da yapamıyorlar nedense. güçleri sadece borcunu ödeyen namuslu insanlara yetiyor.

ucuz kadın yaftasını yiyecek kişidir.

maalesef bazı tabular var ve o tabuları yıkmak sanıldığı kadar kolay değil. ataerkil bir toplum olmamız sebebiyle, her şey erkeğin istemesine bağlı. kısacası erkek isterse alır, istemezse almaz mantığı hakimdir. kız çocuğu ilk doğduğu günden itibaren hayata biraz yenik başlar. kuralları vardır ve bunları uygulaması gereklidir.

bu yüzden evlilik teklifi falan yapamaz, sadece karşı tarafın kendisine evlilik teklifi yapmasını bekler ve bunu yakın arkadaşlarına da yakınır ama karşı tarafa hadi evlen benimle diyemez. dese bile karşı taraf istemediği sürece bu iş uzar gider.

gözlerime inanamıyorum ve gözlerimi ovuşturuyorum.

son kararı mı emin mi, yoksa halüsinasyon falan mı görüyorum.

inanması gerçekten zor, göndermesi başka zor bence. adamlar resmen ülkemize yerleştiler, gitmeye de hiç niyetleri falan da yok. bu ülkeden daha rahatını mı bulacaklar, bulamayacaklar tabiki.

bakalım sözde mi yoksa dilde mi kalacak.

ya da bir ihtimal gerçekleşecek mi?

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan'ın müjdesi.