bize karıncanın ağustos böceğini alt ettiği hikaye olarak anlatılmıştır hep. ama ağustos böceği açısından işler belki de hiç öyle değildir. ağustos böceği zaten ömrünün son bir ayında o da adı üstünde ağustos ayında topraktan çıkar güneşle, gökyüzüyle, doğayla karşılaşır. kim bir aylık ömrü kaldığını bilse çalışır ki? bu süre zarfında çalar!, yer, içer bol bol da çiftleşir ki ölürken en azından yaşadığım bir şeylere değdi be diyebilsin diye.
karınca ise zaten önündeki kış da yaşayacaktır, eğer allah ölüm vermezse veya intihar etmezse!. bu nedenle çalışmak, biriktirmek zorundadır.
la fontaine amcamız keşke hikayesini bir de bu açıdan yazabilseydi biz de okuyabilseydik.