Türkiye'nin memur portalı

ecnebice kırmızı boğa anlamına gelen ve boğaların kırmızıdan hoşlanmadığını bildiğimiz için adını ilk duyduğumda beni paradoksal küçük bir şoka uğratan içecek.

bu insanlık birincisinden ne hayır gördü ki ikincisini yapma gereği hissettiler dediğim savaştır. sanki sinema filmi anasını satiyim. ha birincisi izleyiciyle değil de ölümlerle, gişeyle değil de toplu mezarlarla rekor kırdı bir de ikincisini çekelim diye mi düşündüler. dediklerini de yaptılar gerçi, ikincisi birincisinin tüm rekorlarını alt üst etti zaten. tebrikler biz insanoğluna. allah bir üçüncüsünden korusun diyeceğim ama kapımızın önünde duruyor gibi.

günümüzüz futbolunda brezilyalı hulk ile özdeşleştirdiğim çizgi film kahramanı. malum çizgi filmdeki en sevdiğim karakterdir. hırçın, deli dolu, disiplinli, hırslı, güce dayalı ve kazanmayı amaçlayan futbol anlayışı vardır. kendisine ait 'kaplan şutu' vardır ki topu kaleciyle beraber kaleye sokmaya sebep olacak hatta direk, file ne varsa yıkıp geçecek sertliktedir. duvarı bile deleceği düşünülür . kanımca tsubasa'yı da, çizgi filmdeki diğer zengin çocuklarının topunu top diye oynar. favoridir.

hep vurgu yaptığımız fonksiyon ve ebat konularına örnek olabilecek bir sözdür. atalarımızın bu sözü söylerken 'arkadaşım niye zavallı eşeğin kuyruğunu kesiyorsun derler' yerine kiminin kısa kiminin uzun demesinden çekinmeleri fonksiyona değil de ebata takıldığımızın acı bir göstergesidir.

sonunda damadın aldığı baştır. yani evlenme sonucunda erkek artık geline sahip olduğu için 'başı almış' olduğunu ifade etmek için atalarımızın ironi yaparak oluşturduğu kavram olduğunu düşünmekteyim.