Türkiye'nin memur portalı

ramazan programlarından ne kadar kazandığını açıklayan din tüccarı. meğerse az kazanıyormuş, üçer beşer boş geçmeyelim yazar arkadaşlar.

ataerkil özellikleriyle ön planda bulunan toplumumuzda bana göre cinsiyet ayrımcılığı kokan bir kavramdır. bunu kullanarak toplumda saygınlık kazanacağını sanan tipler ne yazık ki her daim göz önünde bulunan ve bir nevi çocuklara, gençlere örnek olma potansiyeline sahip kişilerden bile çıkıyor maalesef. işin aslı adam olmaktan önce insan olmayı öğrenmemiz gerek galiba.

ağlak sarışınların kabusu, günün ilk ışıkları ile birlikte fobilerini dışa vurdukları ve gün boyu beraber yaşamak zorunda kaldıkları efsane.

2016-2017 sezonu ile ilgili kendi çapımda ufak bir değerlendirme yapmak istediğim canım takımım.

geçen sezon kaybettiğimiz asist ve gol kralı sosa-gomez ikilisinden sonra yerlerine gelecek isimlerin aynı performansı gösterip gösteremeyeceği soru işaretiydi. transfer edilen aboubakar gomez'den çok farklı forvet oyuncusu özelliklerine sahipken talisca ise sosa gibi tipik 10 numara oyuncusu değildi. sezonun başında özellikle aboubakar'ın performansı bana acaba??? dedirtti açıkçası. her ne kadar talisca'nın beklediğimiz tipte bir oyuncu olmadığını gördüysek de sahip olduğu artı özellikleri ile kafamızdaki olumsuz soru işaretlerini dağıttığını söylemekte fayda var. sezonun ortalarında yaşadığı sakatlık neticesinde takımdan uzak kaldığı 2 aylık sürede takım için ne kadar önemli olduğunu hep birlikte gördük. aboubakar ise afrika kupası dönüşünde adeta farklı bir santrafor tipine büründü. geçen sezon gomez'den alışkın olduğumuz ceza sahası içi golcüsü merkez santrafor özelliklerini aboubakar'da da cenk'te de ne yazık ki göremedik ancak önümüzü aydınlatan güneş şenol hoca sayesinde her iki isimden de nasıl yararlanılabileceğini gördük. önümüzdeki sezon ise ben hava toplarında daha etkili bir forvet oyuncusuna ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum.

forvet konusuna yoğunlaşmışız öyleyse mevki mevki giderek yazmakta fayda var. orta saha kurgumuz geçen sezona göre sosa'Nın eksikliğinden ötürü değişiklik gösterdi açıkçası. geçen sezon bol paslı rakibi göbekten geçen futbol anlayışı yerine kanat organizasyonları neticesinde gol aramayı tercih etti şenol hoca. bu konuda q7'Nin hakkını yememek lazım, yaptığı adrese teslim ortalar ile bu sezon bir çok gol izleme şansı yakaladık. önce talisca daha sonrasında ligin ikinci yarısında babel de q7'nin ortalarında ceza sahasına yönelerek takıma skor anlamında katkı yapma şansı yakaladılar. takımın saha içindeki komutanı hemşerim atiba'yı burada anlatmaya kalksak sayfalarca yer tutar. ligin sonuna doğru çıktığı maç sayısından dolayı olsa gerek performansı biraz düştü ancak atiba'ya her zaman ihtiyacımız var, hatta futbolu bıraktıktan sonra bile. bu sezon trabzonspor'a son saniyede attığı kafa golü ve hırsı yıllar geçse de hafızamda yerini tutacak. evet, performansının düştüğü zamanlarda biz de tolgay'ı izleme şansı yakaladık aslında. tolgay-oğuzhan ikilisi oğuzhan-atiba ikilisine göre defansif anlamda yumuşak kalsa da üretkenlik anlamında çıtayı biraz daha yükseltti açıkçası. tolgay ile ilgili transfer haberleri çıkıyor, ben 5 milyon avro gibi bir fiyata gönderilmesi taraftarı değilim. maestro oğuzhan'I da anmadan olmaz tabii. ligin akan oyunda en çok kilit pas yapan oyuncusu olması futbolu az çok bilen birinin kendisi hakkında ne yorum yapması gerektiğini açıklıyor aslında. ve gökhan inler, benim için bu sezon hayal kırıklığı yaratan isimlerden biri oldu maalesef. ben sezon başında geldiğine oldukça sevindim ancak oynadığı maçlarda bu takımda yer bulmasının çok zor olduğunu düşünüyorum. transfer döneminde gönderileceğini ve bu mevkiye atiba ile yarışacak bir oyuncu transfer edileceğini düşünüyorum, umarım gerçekleşir. beşiktaşımızın has çocuğu necip uysal'a ayrı bir parantez açmamız lazım. evet maalesef ki yetenek konusunda ciddi eksikleri var ancak şenol hoca'nın elinde o da çıtayı yükseltti. oyuna sonradan girdiği maçlarda rakibin atağını durdurucu hamlelerinden ötürü teşekkürü hak ediyor. asla beşiktaş'ta ilk 11 oyuncusu olamayacak ancak gelecek sezon şampiyonlar ligi'nde altyapıdan yetişmiş oyuncu kontenjanı için kesinlikle kadroda tutulacaktır.

defans kurgumuzda marcelo oynadığı her maçta kalitesini belli etti. ligin en çok hava topu alan oyuncusu olması bunu ispat ediyor zaten. oynamadığı maçlarda çok bocaladık, umarım sözü edilen tutarlara transferi gerçekleşmez. bu adam giderse yerini doldurmak için vida ismi geçiyor ancak ben günümüz futbolunda defans oyuncuları için kısa sayılacak bir boya sahip vida'nın marcelo etkisi gösterebileceğinden şüpheliyim. bizleri çok kızdırdı, çok hata yaptı ama i love you tosic demesini asla ihmal etmedik. sol stopere iyi bir isim takviyesi ile -mangala ismi geçiyor, inşallah diyelim- tosic'in ben beşiktaş'ta yedek oyuncu olabileceğini düşünüyorum. çünkü atınç da o mevkinin asıl sahibi değil. mitrovic'i ise daha net izleme şansımız olmadı. umarım ödenen 4,2 milyon avro boşa gitmez. sağ bek gökhan gönül sezon başında beklediğim düzeyde değildi ancak ligin sonuna doğru gözümüze de gönlümüze de girdi. şampiyonluk maçından sonra sevincini soyunma odasında kulladığı kısa ve öz ''huzurluyum'' ifadesi ile dile getirmesi zaten birilerinin gönlüne çok oturdu. yedeği beck bence gelecek sezon kadroda tutulmamalı. alman disiplini ile işinin hakkını verme çabasını takdir ediyorum ancak yerine altyapıdan birinin kadroda tutulmasının gelecek planlaması açısından daha mantıklı olacağını düşünüyorum. sol bekte adriano'nun ders verircesine geçirdiği sezondan ötürü sıkıntı yaşamadık. caner sakatlanınca bir an çektik ancak adriano özellikle ikinci devreden itibaren müthiş bir performans sergiledi. parasını sonuna kadar hak ediyor. transferde ismi geçiyor ancak umarım önümüzdeki sezon da kadroda kalır ve caner ile değişmeli olarak oynarlar.

kalecilerimiz ile ilgili çok söze gerek yok. mevcut ekonomik şartlar dahilinde önümüzdeki sezon da birinci kaleci olarak fabri ile yola devam edeceğiz gibi görünüyor. çok üst düzey bir kaleci değil ancak türkiye şartlarını düşününce hayli hayli idare ediyor. tolga gibi bir yedeğe, utku gibi de genç gelecek vaat eden üçüncü bir isme sahibiz. burada gelecek sezon de çok büyük bir sıkıntı yaşayacağımızı sanmıyorum. boyko kiralıktan dönüyor ancak takımda tutulacağını sanmıyorum.

kadroya genel olarak baktığımız zaman rhodolfo, ersan, aras, veli, ömer gibi isimlerden hiç yararlanamadık. ersan neden geldi hala anlamış de değilim açıkçası. bu isimlere önümüzdeki sezon teşekkür edilip en azından kiralık gönderilmesi gerektiğini düşünüyorum. rhodolfo sakatlanmasaydı gerçekten bence iyi bir defans oyuncusuydu ancak kısmet diyebiliyoruz. brezilya'ya dönecekmiş, yolu açık olsun.

sezon içerisindeki maçlar için ayrı bir yazıya ihtiyaç var. belki başka zaman... ancak istanbul'daki benfica maçı hepimiz için ayrı bir yere sahip. kiev deplasmanı hatırlamak istemediğimiz bir anı olarak kalacak. şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz antep maçında da takımımızın yanında bulunabildik çok şükür.

futbol dışı unsurları dilinden düşürmeyen rakiplerin sığındığı son 2 sezon argümanı ise oldukça komik benim açımdan. çünkü bu iki sezon ne kadar kirli olursa olsun daha önceki sezonların kirliliğinin yanına yanaşamaz. hem neden hep 2 sezonu konuşuyoruz ki? ayrıca hatırlatmakta fayda var: bir sezon şike bitti, diğer sezon fetö patladı gitti her ikisinde de beşiktaş şampiyon oldu. ilginç değil mi? inşallah düzgün hamlelerle önümüzdeki sezona da favori girip yine ipi göğüsleyen biz olacağız.

genel olarak baktığımızda kulüpte güzel işler oluyor. hentbol ve tekerlekli sandalye takımlarımız gibi bir çok diğer amatör branşta da şampiyonluk yaşadık. bu sporcu kardeşlerimizi tek tek tebrik etmek gerekiyor. basketbolda rakiplerin 10'da 1 bütçesiyle iyi mücadele gösteriyoruz. serisi biten anadolu efes eşleşmesinde takımımız dillerinden düşürmedikleri yurosport mu yurolig mi neyse işte onda oynayan efesi efes harabelerine çevirdi ve finale kaldı. inşallah orada da gerekli mücadeleyi göstereceğiz. bundan da ağlama seslerini duyunca haberim oldu açıkçası. yoksa öyle çokça takip ettiğimiz yok. sırf final bu işe milyon dolarlar döken takımlar olsun diye orada da eyyam peşimizi bırakmamış. beşiktaşlı olduğunu bildiğimiz tuncay özilhan takımı maçtan çekiyor ve bunun cezası hükmen mağlubiyetken bilmem gelecek sezon 3 puanı silinme cezası veriliyor. yahu silinse ne olur silinmese ne olur, her türlü play off'a kalıyor bu takımlar. yani anlaşılan yok hakem, yok federasyon demeye orada da başlamışlar. işin ilginci beşiktaşla başka bir takım maç yapıyor ama ağlayanların gözyaşı yine sarı, anlamadım gitti. anlaşılan basketbolu sevdiren şenol güneş gibi yakında voleybolu sevdiren ufuk sarıca diyeceğiz yakında. neyse, takımda iyi işler oluyor dedik ancak finansal durum çok da iyi değil takımdaşlar. hala sattığımız kadar oyuncu alabiliyoruz. takıma ufak da bir destek olmak açısından bakın 3 yıldızlı formalar çıkıyor. bir kendinize bir de eş, dost, sevgili, arkadaş demeden tükenmeden alın bence.

ve unutmadan siyaaaaaaaaah!