Türkiye'nin memur portalı

namazı hayatının merkezine koyamayan insanoğlunun sıkıntılarından biridir.

ne kadar lafta kalsa da namaza kalkıldığı zaman kişi ''allah-u ekber'' dediği anda dünyayı unutmalı kimin huzurunda olduğuyla meşgul olmalıdır.

namazı aradan çıkarılması gereken bir görev gibi algılamanın da neticesinde ortaya çıkar. bunun yerine falan işi bitireyim de namazı kılarım demek yerine namazı hakkıyla bir kılayım zaten işi bir şekilde hallederiz diye düşünmek gerekmektedir.

hayatın garipliklerle dolu olmasından kaynaklanan bir sorundur.

baya çaba harcar, işleri rayına oturtursunuz ya da öyle sanırsınız, ta ki başka bir sıkıntı ile didişmeye başlayıncaya kadar.

okul biter iş ararsınız, iş bulunca hastalanırsınız belki, hastalık geçip sağlığınıza kavuşunca ekonomik sıkıntılar baş gösterir, parayı halledince ne bileyim bakarsınız kara kış gelmiş.

nankörlüğün günümüz insanı için ciddi bir hastalık haline geldiği bu zamanda çoğu illetin çaresi olabilecek şifadır.

özellikle dünyevi ihtiyaçlar söz konusu olduğunda insanın kendisini daha iyi seviyede olan kişilerle karşılaştırması kişiyi mutsuzluğa ve dahası belki de yaratıcısına karşı nankörlüğe itecektir.

oysa inanan kişi hangi durumda olursa olsun rabbinin kendisine bahşettiği nimetleri ve imkanları hatırlar ve bundan dolayı o'na şükreder. yokluktan varlık sahnesine çıkarılmış olmak bile bana göre kişinin şükretmesine yetecek derecede bir ikramdır.

muminun-78: O'dur sizin için işitme, görme duyularını ve beyinler yaratan. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!

ana konusunda mizah barındıran, izleyicileri güldürmenin amaçlandığı filmlerdir.

dün izlediğim the incredible burty wonderstone (muhteşem burt wonderstone) adlı film de bu kategoride değerlendirilebilir.

filmde küçüklükten beri arkadaş olan ve ortak çalışan iki sihirbazın edindikleri müthiş üne rağmen yeni yöntemler deneyen bir sihirbaz karşısında başarısız olmaları ve bu durumu düzeltmek adına giriştikleri çaba işlenmiş.

sabahları uyuyarak geçiren ve oldukça korkak olan gece olunca da grup mantığıyla hareket ettiğinden dolayı saldırganlaşması ve gece boyu havlamasıdır.

sabahın ilk ışıklarına doğru daha da şiddetlenir.

sonuçta bizlerin yaşadığı muhitler her ne kadar atalarımızdan kalsa da onların da hakkı, havlamak da onların yaşam biçimlerinin ürünü.

hepsini en azından bir yere toplattırmak en iyi yöntemdir.