Türkiye'nin memur portalı

güney illerinde ikamet edenlerin çok daha fazlasına şahit olduğu vasat durum.

mesela en basitinden, aracının yakıtı bitince türkiye'den daha ucuza satıldığı için suriye'den doldurup geri türkiye'ye giren suriyeli gardaşlarımızın olduğunu biliyor muydunuz? -gülücük-

olmayan şeydir, ego kavramını bile küçük görür, kendisine yakıştırmaz.

yahu adam kendisinden "tanrı" diye bahsediyor, ne egosu? -gülücük-

asıl adının alp er toña veya alp er tuña olduğu düşünülen efsanevi türk büyüğü.

meşhur saguda isminin tunga diye yazılmasının -sanırım- aruz veznini bozduğu, ilk dize hariç aruz veznine tam uyduğu ve hatta ilk dizeyi toña veya tuña diye yazınca ölçünün bozulmadığı ile ilgili bir yazı okumuştum. aruz ölçüsü tabi, islamiyet sonrası edebiyatımıza geçen bir ölçü birimi fakat islamiyete kadar sözlü ve islamiyet sonrası da arap harfleriyle ve aruz ölçüsüyle yazılı bir şekilde muhafaza edilen bu saguda, hala anadolunun birçok yerinde günlük dilde de kullanılan "nazal n(geniz n'si)" sebebiyle tuña kelimesinin tunga şeklinde yazıldığı iddia ediliyor. bu sebeple de isminin tunga olmayabileceği düşünülüyor ki bana göre de mantıklı.

hikayesine gelecek olursak, sürekli savaştığı pers devleti ile bir şekilde barış yapıyorlar ve pers hükümdarı keyhüsrev'in ziyafet davetini kabul ediyor. ziyafette oyuna getirildiklerini anlıyor, üstüne gelen cellatlardan kurtuluyor ve ziyafet alanının yakınlarında bulunan bir nehre atlayarak kaçmaya çalışıyor fakat okçuların atışlarıyla öldürülüyor, yanında gelen saka büyükleri de aynı kadere uğruyor...

ayrıca her ne kadar bazılarının çocukça dalgaya aldığı bir sagusu olsa da aslında yaşadıkları yürek sızlatacak türdendir. game of thrones'ta robb stark ve annesinin tamamen kurgu olan "red wedding" olayı ile katledilmesini gözyaşlarıyla izleyenler nedense bilinen en eski atalarımızdan biri olan alp er toña'nın gerçek hikayesine atfen yazılmış saguyu dalgaya alırlar.

ben hep dini olmayan konularda fetva verdiğim için beni ilgilendirmeyen vasat durum.

ama yine de, dikkatimi çeken bir konuyu buraya not düşeyim; türkiye'de ortalama bir ateistin dini bilgisi, ortalama bir müslümanın dini bilgisinden fersah fersah ileridedir.

bana göre bunun sebebi de ateistlerin hiçbir veriyi dikkate almaksızın "hee lan allah yok ki" diyecek kadar aptal olmamalarıdır. yani adam ateist olma sürecinde şunu düşünüyor "ulan bu din bana saçma geliyor ama millet hayatını adıyor dine, namazdı,oruçtu,zekattı... acaba bu dinin gerçek olma olasılığı var mı? ölünce zebaniler tarafından gözaltına alınıp sorgulanır mıyım? " gibi. sonra gidiyor,islam tarihini inceliyor, kuran ayetlerini inceliyor vs. bunların sonunda ateist oluyor veya olmuyor. bu inceleme işi kişinin merak etme içgüdüsünün bir gereği olsa da bence genellikle bilinmezliğe karşı olan korkudan kaynaklanıyor,sonuçta ölümden sonra olacaklarla ilgili bilimin şu an için herhangi bir yorumu yok ama dinlerin var. bu sebeple gidip dinleri inceliyor. bir gün bilimin ölüm sonrası olacaklarla ilgili bir cevabı olursa, işte o zaman ateist olacak kişi dini incelemeyebilir ama o gün gelene kadar durum -bana göre- aşağı yukarı böyle.

fakat dikkat edilirse bu kişi, ortalama bir müslümanın adını dahi duymadığı islam tarihindeki birçok kişiyi ve tartışmalı olayı incelemiş oluyor. işte bu sebeple ortalama bir ateist, ortalama bir müslümana din konusunda çok rahat bir şekilde ahkam kesebilir. ha ayrıca ortalama bir müslüman derken cübbeli ahmet'i değil, "4 halifeyi sayar mısınız?" sorusuna hz.yusuf, imam-ı şafi, fatih sultan mehmet gibi cevaplar veren sokaktaki sıradan insanları düşünürseniz bazı şeyler kafanızda şekillenecektir.-gülücük-