Türkiye'nin memur portalı

Yersiz bir karar.

alkollü içeceklere, telefona, arabaya vs. yüksek vergiler koyarak ancak insanları illegal yöntemlere sevk edersin. Kaldı ki fiyatlar insan tercihlerini de etkileyecek ve elde edilecek vergi azalacaktır. Vergi atıyorum 10 tl iken 100 kişi o ürünü alıyorsa, vergi 15 tl olunca 60 kişi alacak, iktisat 1.sınıfta öğretilen basit bir bilgi bu.

Örneğin otomotivdeki devasa ötv+kdv'nin milletin belini büktüğü ve geçen seneye göre otomotiv sektöründe satışların %50 civarı azaldığı biliniyor. böyle çok çok ağır vergi yüküyle daha da daralacağı aşikar, kaldı ki otomotiv devleri de satış yapamayacağı bir pazarda ne kadar vakit kaybeder? böyle giderse birer birer çekilirler Türkiye pazarından, bakalım ne olacak sonu.

birçok sebeple gerçekleşebilen ve genelde erkeklerde görülen vasat hastalık.

stres, kirli hava, sağlıksız beslenme vs. sebeplerle olanlar söz konusu olumsuz durum ortadan kaldırılarak durdurulabilir.

Ancaaak saç dökülme probleminiz genetikse başınıza bilmem ne kremi, kıçınıza da bilmem ne yağı sürseniz de o saçlar mutlaka dökülecektir. Hele ki genetik saç dökülmesini engelleyeyim diye gider de ne idüğü belirsiz kimyasalları kafanıza boca ederseniz karaciğerinizin anasını ağlatırsınız, aman ha.

Genetik dökülmenin özeti de şudur; testosteron hormonunun içinde bulunan dht adlı kimyasala bazı erkeklerin saç kökleri duyarlıdır, bu kimyasalın her temasında kökler zayıflar,cansızlaşır ve en sonunda dökülür. Şakaklardan kulağın üstüne doğru devam eden bölgedeki saçlarda ise bu kimyasala karşı bir direnç vardır ve bu sebeple bu bölgedeki saçlar dökülmez. saç ekiminde bu bölgelerden alınan saçlar kullanıldığından ekilen saçlar dökülmez.

"acaba saçlarım dökülecek mi? acaba benim de ileride 500 metre öteden parıl parıl parlayacak muazzam bir kelim olacak mı?" diye düşünen yiğitlere de bir ipucu: Varsa dayınızın kafasına bakın. Eğer bir bowling topu kadar pürüzsüz bir kafaya sahipse dayınız, geçmiş olsun. Büyük ihtimalle siz de kel kalacaksınız. Şimdiden kelinize şaaaak diye vuruyor, yazın şapkasız dışarı çıkmamanızı önemle tavsiye ediyorum kel/müstakbel kel arkadaşlar.-gülücük-

dünyanın en fantastik ülkesinde yaşadığımızı bir kez daha hatırlatan vasat olay.

gerçekten de özellikle son birkaç yıldır halkın bir kesiminin hayata dair tutumu iyice zıvanadan çıktı. aklınıza gelecek basit olaylarla dolandırıcılık yapmak da sanırım artık dolandırıcıları kesmiyor, onlar da hayatlarına bir renk gelsin istiyor. lan, "ben allahım" diyerek sürpriz bir kuponla dolandırıcılık yapmayı deneyen ve bunda başarılı olan herifler var, bundan daha manyakça bir tokatlama metodu mu var?

spoiler

altınları hacılayan yani şey, hacca götürüp hacı eden arkadaş, spoiler'deki grand master dolandırıcılara göre basit bir kuponla şansını denemiş ve evvvvet, o da tutmuş.-gülücük-

şu an için karada yaşayan en büyük iki etçil ve memeli hayvanın karşılaştırılması.

öncelikle kaplan(sibirya ve bengal kaplanı) daha iridir ve öldürmeye programlanmış profesyonel bir katildir. zaten yeterli büyüklüğe ulaşınca kendi takılır, öyle aslan gibi aile bağları falan umurunda değildir, erkeğini/dişisini sadece üreme döneminde görür, yaşam alanı genel olarak asyadır.

aslan ise yakışıklı bir hayvandır. kaplan'dan oldukça farklı bir psikolojiye sahiptir, sürü halinde yaşar ve avlanırlar, sürünün bir lideri olur ve hatta liderin yancıları dahi olur( alfa-beta vs. erkek muhabbetleri) tarihte anadolu da dahil daha geniş bir coğrafyada yaşamışsa da şu an için doğal ortamında yaşayan aslanların tamamı sahra altı afrikasında yaşar.

bu iki muhteşem canlının belki bir zamanlar yaşam alanları kısmen kesişmişse dahi kaplanlar afrikada, aslanlar da asyada tutunamamış, şu anki yaşam alanlarına adapte olmuşlar ve o coğrafyaya/iklime/ekosisteme göre evrimleşmişlerdir. yani bu iki hayvan doğal olarak birbirleriyle karşılaşamazlar. ama daha da önemlisi aynı coğrafyada yaşasalardı dahi mecbur kalmadıkça birbirlerine saldırmazlardı zira bu boyutlardaki bir etçilin yemesi gereken et miktarı bellidir. her ne kadar fiziken kaplan daha iri olsa da, iki canlı da ölümcül yaralar alabilecekleri ve hatta ölebilecekleri ama karşılığında bir asya/afrika mandası avlayıp yediklerinden daha az miktarda et yiyecekleri bir dövüşe girmeyecek kadar mantıklı içgüdülere sahiptir.

bunların dövüşmesini ancak ikisini de bir kafese koyup o kafesi de iyice daraltıp kavga etmelerini kolaylaştıran bir düzenek kurup başarabilirsiniz. işte onu da yeryüzünün tartışmasız en acımasız ve en tehlikeli canlısı olan insan yapabilirdi ki yapıyor zaten.

birçok otorite tarafından şimdiden nobel edebiyat ödülünü almasına kesin gözüyle bakılan über eser, bir masterpiece.

yıllar evvel yanlış hatırlamıyorsam adı "nafaka kazanmanın incelikleri" olan bir kitap okumuştum, işte o kitaptan sonra okuduğum en akıcı kitap, teşekkürler şeyma.