Türkiye'nin memur portalı

milli eğitim'in ve diğer bazı kamu kurumlarının içindeki parazitlerin devlet tarafından tokatlandığını gördüğümüz başlık.

dünya ve ülkemiz ciddi bir pandemiyle karşı karşıya, belki milyonlarca insan işini kaybedecek, işe gitmese/iş yerini açmasa evini geçindiremeyecek milyonlar var ama bu premsesler de yasal mevzuatın normal şartlardayken tanıdığı bazı hakları, şu anki olağanüstü durumda kullanarak devleti soyma peşinde.

köy, yangın, saç taramak...

bilgisizliğin ve yobazlığın sadece bireylere değil tüm insanlığa zarar verebileceğini bir kez daha hatırlatan ifade.

aynen dayı, kamera önünde asıp keseceksin, camide ölsek falan diyeceksin ama mevsimsel grip bile olsan virüsün korkusundan "kibar feyzo'da duvar yazılarını görüp endişeyle çiftliğine koşan maho ağa" gibi hastaneye koşarsın, bak böyle;

spoiler

aslında devlet vatandaşlarının "bilinçli ve ısrarlı" cahilliklerini sağlık güvencesi kapsamından çıkarmalı. mesela virüsün etkileri ve yayılması ile ilgili -mağarada yaşayan birkaç insanı saymazsak- tüm ülke haberdar. nelerin yapılması, nelerin yapılmaması gerektiğini herkes az çok biliyor. buna rağmen adam ısrarla zıt yönde eylemlerde bulunuyorsa hasta olduğunda tedavi masraflarının tamamını tahsil edeceksin. diğer tüm hastalar tedavi olmadan da kesinlikle tedaviye başlamayacaksın, sırasını beklemeli. aynısı aşı karşıtları için de geçerli mesela. ulan davar, herifler "trilyon dolar" büyüklüğünde kaynak ayırıyor bu iş için, senin "trilyon dolar" denilen miktardan haberin var mı? neymiş "aşı çocuklarımızı gerüzekalü yapuyür, kısır yapuyür" lan senin akıllı halin ne ki adamlar senin akıllı halinle başa çıkamayıp biraz daha gerizekalı olman için kaynak ve zaman harcasın?

ağır bir şekilde cezalandırılması gereken kişilerden oluşan grup.

neresinden tutsan elinde kalır;

dünyada binlerce insanın ölümüne sebep olmuş bir virüs salgınında farz bile olmayan bir dini ritüeli yerine getirmenin absürtlüğü mü dersin?

kyk yurtlarında kalan gariban ünv. gençliğinin yıllarca sabrettiği şartlara 2 hafta sabredemeyen ama işte "dinde kanaatkar olmak, sabretmek vardır yeğeenim" diye her ortamda vaaz veren dayıların iki yüzlülüğü mü dersin?

sadece 2 haftacık bir süre bile rahatından feragat etmemek adına devletin koyduğu düzene baş kaldırmak mı dersin? (şaka gibi ama gerçek, bildiğin dayılar, teyzeler çevik kuvvete karşı koyuyordu lan hahahaha)

yine hayatında fazladan 2 hafta daha rahat edebilmek için milyonlarca insanın hasta olabileceğini bile bile oradan kaçmaya teşebbüs etmek mi dersin?

hepsi var.

bilinçli vatandaşların yaşadığı bir ülkede işe yarayabilecek bir uygulama.

bizim ülkemizde işe yarayacağını sanmıyorum. kızı virüs şüphesi sebebiyle gözlem altında tutulan adamın kızını kaçırdığı, envai çeşit milletten adamın bir araya geldiği umre ritüelinden sonra ülkeye girdiği anda gözlem altında tutulmayı gereksiz gören ve hatta buna isyan edip kaçmaya çalışan insanların olduğu yerde işe yaramaz.

sokağa çıkma yasağı gelse, adam evindeyken virüsün belirtilerini kendinde, eşinde, çocuğunda vs. görse hemen 112'yi mi arayacak? çoğunluk belki o duyarlılığa sahiptir ama her mahallede 5 tane ilk paragraftaki örnek tipler olsa (ki fazlası bile vardır) sokağa çıkma yasağı bile etkili olamaz.

son yılların meşhur genetik terimi.

bir insanda 7 bin telomer tekrarı varsa ne yaparsanız yapın o kişi 35 yaş civarı ölecektir. 20 bin telomer tekrarı varsa da kanser,kaza, cinayet vs olmadıkça ve sağlıklı beslenme, spor yapma, stressiz yaşam gibi etkenlerle desteklenmişse 115 yaşını görecektir.

"kanser hücrelerinin aslında bir hastalık olmadığı, evrimin mutasyonlar aracılığıyla ölümsüzlüğü denediği" iddiası da buradan çıkar. fakat bana göre bu düşünce temelden sakat, evrim bir bireyin ölümsüz olup sonsuza kadar kaynak tüketmesini asla hedeflemez. çünkü aynı bireyin ölmediği sınırlı kaynaklara sahip bir doğada, yavrusu, yavrusunun yavrusu,... diye gidecek ve yeni gelene yer açılmadığı için bu zincir tüm ekosistemin çökmesiyle sonuçlanacaktır. evrim -belki de- bunu öngörerek telomerleri çeşitli sebeplerle bir süre sonra bitecek şekilde tasarlamıştır. yani kısacası ölmeye programlanmış durumdayız.