Türkiye'nin memur portalı

kesinlikle saçma bir söylem.

bir iddia eğer doğruysa,er geç ortaya çıkacaktır.yoluna engeller çıkararak ancak o iddianın kabulünü -kendinizce- geciktirirsiniz, yok edemezsiniz. ha doğruluğu kabul edilince de, dönemin insanlarınca dalgaya alınırsınız,ibretlik hikaye olarak anlatılırsınız. galileo-katolik kilisesi arasında yaşananlar ortada,kimin saygıyla anıldığı, kimin "cehalet tarihi"nde yerini aldığı da.

bir iddia eğer yanlışsa, bu da er geç ortaya çıkacak,yanlışlanacak ve "safsatalar tarihi"ndeki yerini alacaktır.ama bunu yaparken iddia ile düşmanca mücadele ederseniz sadece o iddiaya olan ilgiyi ve merakı arttırırsınız.bunun yerine bilimsel dayanaklarla iddianın neden doğru olamayacağına dair her türlü yayını,dergiyi,videoyu vs. bizzat yapar ve yayarsınız ki insanlar da ikna olup bundan uzaklaşır.

yani kısaca evrimin(veya gözlem yoluyla yanlışlanabilecek başka bir düşüncenin) anlatılmasını ve tartışılmasını engellemeye çalışmak yersizdir,doğru veya yanlış olması fark etmez.

"solak olmak ve kova burcu olmak" gibi efsane iki sıfatı daha eklemediği için kendimi aralarında hissetmediğim vasat erkek grubu.

ha bir de boy sınırı falan yazılmamış."1.80 altı erkekler bacımızdır" diyen birçok kadın var.

7 yıldır devam eden suriye iç savaşından kaçıp türkiye'de saklandıkları halde şimdi her biri birer "nargileli rambo" olan,tarih boyunca cesaret konusunda tüm dünya erkeklerine örnek olan suriyeli braveheart'ların efsane eylemi.

aslında bunlara "tamam ulan hepinizi aldık,şimdi gidip saçları 3e vurdurun,botunuzu,tüfeğinizi kamuflajınızı karşı binadaki uzman çavuş dağıtacak sonra sıraya girin, bölük komutanınız içtima alacak" deseler de tam o esnada hepsinin yüz ifadelerini alacak şekilde bir foto çekilse,bakıp bakıp gülsek filan.

eğer "şöyle şöyle olursa" gibi ek şartlar sunulmadan,cümleyi ilk anladığım şekliyle olacaksa sonuna kadar destekleyeceğim söylem.

öncelikle kim ne derse desin ülkenin ortalama yaşam standardını düşürdüler,sınırlardan gelişigüzel giriş izni ile çok ciddi bir güvenlik açığı oluşmasına sebep oldular, 50 yıllık düzenli ve sistemli aşılama politikasıyla tarihe gömdüğümüz çeşitli hastalıkları hortlattılar, devletin maliyesini döndürmek için ağır vergilere maruz kaldığımız bir ortamda 30 milyar dolar gibi devasa bir paranın harcanması da cabası(100 yıllık koç holdingin piyasa değeri de 30 milyar dolar ve türkiye'de toplanan verginin %11'ini koç holding bünyesindeki şirketler ödüyor,paranın büyüklüğünü anlamak için iyi bir örnek). "eve lazım olan kilim camiye haramdır" malumunuz. bunların hiçbiri ırkçılık değil,realpolitik.

fırat kalkanı ve zeytin dalı ile kontrol altına aldığımız/alacağımız yerlerde güvenlik,sağlık,beslenme vs. ihtiyaçlarının karşılanması şartıyla ülkemizdeki suriyelileri o bölgeye göndermemiz kısa/orta/uzun vadede herkes için en doğrusu olacaktır. o bölgede kktc misali bir uydu devlet kurulması türkiye'nin çıkarına da olabilir ayrıca.

yeni nesille ilgisi olmayan, tarih boyunca sürekli yaşanmış bir realite.

ahlaki olarak belki birçok insana hoş görünmeyebilir(belki de o yaşlı adamın yanındaki genç ve güzel kıza bakıp kişinin o zengin adamı kıskanmasından da olabilir bu durum) ama tarih boyunca böyle olmuştur. üstelik her kültürde ve her coğrafyada. açın gugıldan bakın,krallar padişahlar lordlar beyler nasıl evlilikler yapmış.

hiç öyle sadece tvde gördüğünüz falanca iş adamı,filanca türkücü ya da aynı mahalleden 65lik müteahhit osman ile sınırlı olduğunu zannetmeyin.