Türkiye'nin memur portalı

herhangi bir kahveyi tercih etmediğimden psikopatlık seviyemi ölçemediğim vasat başlık.

kahve zaten kadınların dedikodu yaparken kuruyan dudaklarını ıslatmak üzere icat ettikleri bir içecek, delikanlı adam kımız içer, net.

"15+6 kaç eder?" sorusuna iyi eğitilmiş bir şempanzenin bile doğru cevap verebileceğini bilen kadının mantıklı davranışı.

bu ne lan, evlilik çağına gelmiş hala çarpım tablosunu bile bilmiyor, devlet yetkilisi olsam falakaya yatırır, şener şen gibi 56'ya gelince unutur, 17'den devam ederdim.

savaşan ülkelerin savaş hukukuna uyma derecesine göre değişecek cevapları olan başlık.

bence bir savaşta asıl hedef düşmanın üretim, tedarik ve lojistik hatlarını kullanılmaz hale getirerek düşmanı felç etmektir. o sebeple öncelikle ağır sanayi fabrikaları, enerji ve iletişim hatları, barajlar, otoyollar, önemli tren hatları, limanlar, hava alanları vurulur. askeri üslerin öncelik durumu üssün vuruş gücü ve içindeki birimlerin önemine göre değişir. örneğin rusya ülkemize saldıracak olsa sanıyorum ki ilk vuracağı yerlerden biri incirlik üssü olacaktır.

yakın zamanda hamilelik yaşama olasılığı olan bir kadınsanız bilime göre yapmamanız gereken aktivite.

herhangi bir yaşta erkekseniz veya doğurma çağını geçmiş/son çocuğunu doğurmuş kadınsanız size serbest, keyfini çıkarın.

canlılığın değil, insanlığın(homo sapiens sapiens) başladığı muhteşem vadi.

yaşamın başlangıcı 3.5 milyar yıl öncesine, çeşitliliğin artması ise (kambriyen patlaması) 550 milyon yıl öncesine tarihlenir. rift vadisinin insanlık için önemi özet olarak şöyledir; ormanlık bölgede ağaçlarda yaşayan atalarımızı iki ayak üzerinde yaşamaya iten bir zorunluluk yoktu. yüksek ağaçlarda çeşitli meyve ve bitkisel besinler yiyen atalarımız aynı zamanda yırtıcı hayvanlardan da bu yükseklik avantajıyla korunuyordu.

rift vadisinin oluşumu ile -ki hala devam eden milyonlarca yıllık bir jeolojik süreçtir- atalarımızın yaşadığı bölgedeki ormanlar yerini kısa boylu bitkilere, çayırlara bıraktı. ağaçların oluşturduğu güvenli ortam yerine dört ayak üzerinde yaşayan ve anatomik olarak fazla bir avantajı olmayan güçsüz bir canlının her an yırtıcıların saldırısına açık kısa çayırlarda yaşaması çok zordu. dolayısıyla bu noktada evrim atalarımız olan ilkel primatları evrilmeye zorladı, artık iki ayak üzerinde durup nispeten daha uzakları görebilen ve tehlikeye karşı biraz daha hazırlıklı olabilen bir anatomik yapı hiç kuşkusuz çevreye daha uyumluydu.

ayrıca iki ayak üzerinde hareket etmenin muhteşem bir kazancı daha vardı; eller. daha önce sadece hareket ederken ve beslenirken işe yarayan eller(o zaman için dört ayaktan önde olan ikisydi tabi) artık boşa çıkmıştı. işte bu boşa çıkış ve sonrasındaki evrimleşme, homo sapiens sapiens'i ve dolayısıyla uygarlığı oluşturan en büyük sıçrayışlardan biri olmuştu.