Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

Colonel Hans Landa

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

555 entry 13 konu hiç puanı yok
10.11.2022 15:38 son işlem tarihi takip etme takip et

tanrıların arabaları

verne ile daniken'i denk tutan bazı dermess'lerin olduğu vasat başlık.

jules verne ile daniken'in aynı cümlede geçmesi daniken için bir onur, verne için haksızlıktır.

verne, "hikayelerinde" o zamanlar icat edilmemiş olan denizaltı, uçak ve uzay araçlarını öngörmüştür. tüm dünyada milyonlarca çocuğun ilham kaynağı olmuştur, belki o araçları icat eden insanlar da bir zamanlar verne'i okuyup hayallere dalan çocuklardı.

daniken ise hiç de öyle "ben hikaye anlatıyorum" demeden, ciddiyetle ve hiçbir kanıtı olmadan piramitleri uzaylıların yaptığını vb. düşünen bir tiptir. hiçbir insana bir şeyler icat etmesi için ilham vermez çünkü uzaylılardan, insanlık dışı güçlerden medet umar, umdurur.

02.11.2022 08:04
  1. MemurÖğretmenler

    yanlış yapılan işlerin, başka yanlış işleri meşru kılacağını zannedenlerin olduğu vasat başlık.

     
  2. MemurÖğretmenler

    öğretmen olmayı hak etmemiş kişilerin hukuku çiğneyerek öğretmen olmaya çalışmasını konu alan vasat başlık,geçersiz unvan.

    danıştay 2.dairesi,danıştay 12.dairesi ve hatta tokat idare mahkemesince bu geçişlerin sınavsız olacağı ve yeterli ölçmeyi sağlamayacağı görüşüyle hukuksuz olacağına hükmedilen, talepleri reddedilen köylü kurnazlarıdır.

    hiç öyle google'da aramanıza gerek de yoktur,sadece bu başlıkta neden atanamayacaklarına dair (hiçbiri yanlışlanamamış,doğru dürüst cevaplanamamış) onlarca gerekçe bulunabilir ve bu saçmalığın destekçilerinin hiçbir hukuki,ahlaki ve vicdani gerekçesi yoktur. ha illa araştırayım diyorsanız;

    danıştay 2.dairesinin 10.12.2010 tarihli ve e:2007/453 , k:2010/4805 sayılı kararını,

    danıştay 12.dairesinin 13.04.2011 tarihli ve e:2008/8363 , k:2011/1653 sayılı kararını,

    tokat idare mahkemesinin 21.02.2012 tarihli ve e:2011/609 , k:2012/110 sayılı kararını,

    bulup incelerseniz köylü kurnazlarının, mevzuata göre değil şahsi çıkarlarına göre hazırladığı saçmalıklarla uğraşmamış olursunuz,bizzat devletin adalet mekanizması tarafından defalarca taleplerinin reddedilişini,hukuki gerekçeleriyle okur ve bilgilenirsiniz.

    eğitim fakültesi veya formasyon almış fen edebiyat fakültesi mezunu olan,aklı başında ve vicdan sahibi memur arkadaşlardan meb'e geçmeyi düşünen varsa yolu bellidir,kpss+eğitim+öabt. bu sınavlara girerek gerekli başarıyı gösterin ve atandığınız okulda herkesin saygısını görün,o kadroya ve unvana layık olduğunuzu ispatlayın. ne idüğü belirsiz taleplerle hem vaktinizi kaybetmeyin hem kendinizi küçük düşürmeyin hem de boş yere umutsuzluğa düşmeyin. bunu içtenlikle söylüyorum,çalışın ve kazanın. kolay gelsin.

    köylü kurnazları da yine sağa sola mail atmaya, hukuksuz isteklerini yaptırmak insanları yanıltmaya devam etsin. mahkemeler gereken cevabı verip gönderiyor ne de olsa bunları.

     
  3. MemurÖğretmenler

    "eğitim fakültesi"ni kazanıp sonrasında kpss+eğitim+öabt sınavlarından geçerek "matematik öğretmeni" unvanını taşımayı kimseye yalvarmadan,hukuku çiğnemeden hak etmiş ve yine aynı şekilde hiçbir hileye başvurmadan ygs+lys süreçlerinin neticesinde hukuk fakültesi kazanmış ve halihazırda okumakta olan şahsımı adalet,hukuk,mevzuat vs. bilmemekle itham eden köylü kurnazlarını gördüğüm başlık.bakın yazıyorum buraya,bir şey öğrenin,donanımınız artsın,şu yazdıklarınız "dunning-kruger etkisi" olarak adlandırılabilecek bir durum,araştırın.

    daha alan sınavına girmekten aciz bir matematik mezunu tarafından "matematik" bilmemekle,hukuku da sadece kpss'ye çalıştığı ve bol bol vaktinin olduğu dönemlerde öğrendiği aşikar olan yine aynı kişi tarafından "hukuk" bilmemekle itham edildim,iyi mi?-gülücük-

    hukuku çok iyi bilen biri olarak,danıştayın açtığınız davayı neden reddettiğini de gerekçeli bir şekilde açıklayıver maestro-gülücük-

    şu iki sayfada yazdığım "neden öğretmen olamazsınız?olmamalısınız?" gerekçelerinden birine bile aklı başında,hukuka ve kamu vicdanına elle tutulur şekilde uyan bir cevap gelmemişken hala mevzuatta bulunduğunu sandıkları boşluklardan yürüyerek kem küm edildiği de gözümden kaçmıyor.-gülücük-

    ha bir de,bir insan matematik mezunu olarak, nasıl oluyor da "kontenjan yetersizliğinden memurluğu kazanmak zorunda bırakılmak" ifadesini kullanabiliyor?fransızca öğretmenliğinden mezun olunsa tamam diyeceğim,1-2 kişi alınıyor çünkü. ha istenen şu sanırım,"ben kaçıncı sırada olursam tam o kadar atama yapılmalı ki memurluğu kazanmak zorunda kalmayayım."gerçi bu bile değil,"hak etmediğim unvanı kullanmak istiyorum"daha doğru olur taleplere bakınca-gülücük-

    anayasanın 17.maddesinden bu "memuröğretmen" olduğunu iddia edenler nasıl kendi iddialarını destekleyecek bir hüküm çıkardı bilmiyorum ama bakın anayasanın 42.maddesi ne diyor;

    -Eğitim ve öğretim,Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda,"çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre",devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.

    "çağdaş bilim ve eğitim esasları"... yani sokaktan geçen herkes öğretmenlik yapamaz,çağdaş bilim ve eğitim esaslarına haiz kişilerce eğitim öğretim yapılır,çok net bir ifade.peki kimdir bu "çağdaş bilim ve eğitim esasları"na haiz kişi,nasıl seçilir? işte meb buna bazı kriterler belirlemiş. eğitim fakültesi veya formasyon almaya hak kazanan fen edebiyat fakültesi mezunlarından,

    -genel yetenek ve genel kültür

    -eğitim bilimleri

    -öğretmenlik alan bilgisi

    sınavlarını yaparak,"en kaliteli ve en donanımlı" olanları seçerim.geri kalanlar, kendini geliştirirse ve bunu yaptığım ölçmede ispatlarsa,açık sayısı ve kontenjan imkanları dahilinde "öğretmen" kabul ederim diyor kabaca meb. bence gayet adil ve pek tabi "çağdaş bilim ve eğitim esasları"na uygun. peki bu uyduruk memuröğretmen unvanını kullananlar ne diyor,"bende;

    -genel yetenek ve genel kültür

    -?

    -?

    sınavlarınd... yani sınavından 5-10 yıl önce aldığım basit bir p3 puanım var.şu an x kurumunda düz memur olarak çalışıyorum,beni de öğretmen yapın."

    meb ne diyor;

    -"evet öğretmenlik yapmaya, aldığın eğitim gereği uygun sayılırsın ama benim senin donanımını,meseleğine ve alanına hakimiyetini ölçmem gerekiyor,kaliteyi belirli bir standartın üstünde tutmam gerekiyor ki dünya ile yarışayım."

    işte burada bu memuröğretmen denilenler zamanında aldıkları üniversite diplomasının yeter ve gerek şart olduğunu iddia ediyor,er meydanından kaçan pehlivan gibi.-gülücük-

    uzun lafın kısası,girin sınava hak edin kardeşim.kimsenin günahını almayın.okumayı biliyorsanız ve biraz vicdanınız varsa,okuyun, onlarca gerekçe sıraladım.kimsenin günahını da almayın.(bu kısım empati yapamayacak olanları ilgilendirmiyor,onlar hala böyle bir geçişin hak olduğunu düşünen adalet kavramından bihaber,öğretmenliğe atanmayı kompleks haline getirmiş zavallı tipler)

    yazdığım entrylerin hiçbirine cevap verilmediğinden ve zaten hem hukuken hem de vicdanen," olmayan bir unvan,olmayacak bir geçiş" olduğu için sözlük gündemini artık meşgul etmemesi gerektiğini düşündüğüm saçma,egoist,empati yoksunu,hem öğrencilerin ve ailelerinin kaliteli öğretmen isteme haklarını hem öğretmen adaylarının, bir sürü sınavla uğraştıkları bir süreçte tek(ve geçmiş) bir sınav sonucuyla atama talep ederek adil bir ölçme isteme haklarını çiğnemeye çalışanların hukuksuz isteklerinin bulunduğu başlık.

    allah o günleri göstermesin,çok özel durumlar olmadıkça(savaş,büyük bir doğal afet vs.) çatlasanız da patlasanız da meb size bir ölçme sınavı uygulamadıkça sizi al-ma-ya-cak.

     
  4. MemurÖğretmenler

    1000 kişinin kpss+eğitim+öabt+mülakat+(yeni gelen sözleşmeli öğretmenlikle birlikte)6 yıl zorunlu hizmet kriterleriyle,kendilerinin ise sadece kıytırık kpss ile üstelik zorunlu hizmetten muaf olarak direkt yaşadıkları şehir merkezine atanma kriterini bir tutanları gördüğümüz vasat başlık.

    2000 kişilik açığın olduğu x bölümünden 1000 kişi ilk atamayla ve yukarıda saydığım kriterlerle alınacak ama bu 30 kişi (veya kontenjanın %3ü diyelim) yine yukarıda saydığım adaletsiz durumla alınacak.peki atama bekleyen,o 1000 kişilik sıralamaya giremeyen ve tekrar sınava girecek olursa kpss+eğitim+öabt'den sorumlu olan adayın,basit bir kpss p3 puanıyla düz memurluğa atanan bazı uyanıkların 30 kişilik kontenjanını hukuksuz şekilde işgal ederek 970 açığa düşürmesi ne olacak? cevap yok.

    bir de sanıyorum ki bu geçersiz unvanın var olduğu hayaline en çok kapılanlar arasında,aslında eğitim fakültesini bile kazanamamış,fen-edebiyat fakültesine ancak puanı yetmiş,sonra formasyon alabilme kriterleri gevşetilince formasyon almaya ancak hak kazanabilmiş kişiler var gibi geliyor.-gülücük-

    kendini memuröğretmen gibi kimsenin kabul etmediği bir unvanla ifade eden eğitim fakültesi veya formasyon almaya hak kazanmış fen-edebiyat fakültesi mezunu olan, aklı başında,adalet duygusu körelmemiş,hak kavramını ve liyakatin ne olduğunu bilen memur arkadaşlara tavsiyem odur ki,kpss+eğitim+öabt sınavlarına girip donanımlı olduğunuzu ispatlayarak öğretmenliğe atanın. hem hiçbir adayın hakkını yememiş olursunuz(kimse sınavda kendisini geçtiğiniz için "haram olsun" demez.siz de helalinden ekmeğinizi kazanırsınız) hem de hiçbir çocuğun "daha donanımsız" biri tarafından yetiştirilmediğini ispatlamış olursunuz.öyle ya,bir öğretmen en çok öğrencisi düşünmeli,yeterliysen gir sınava,ispatla yeterliliğini,yetersizsen yazık etme çocuklara.

    meb'in,liyakat mekanizmasına ve tabii ki hukuka uymadan meb'e öğretmen olarak geçme hayallerinde olan bazı donanımsız insanları engellemesine tepki gösteren konunun bazı muhataplarının kendilerine taktıkları geçersiz unvan.

     
  5. MemurÖğretmenler

    türkiye cumhuriyeti'nin yasal mevzuatına göre hiçbir şekilde geçerli olmayan uyduruk unvan.

    eğitim fakültesi mezunu olan kişi elbette mezun olduğu alana karşılık gelen öğretmenlik branşını icra etmeye uygundur fakat yeterli değildir zira meb,her branşta ihtiyaçtan çok daha fazla aday olduğundan, eğitimde kaliteyi sağlamak adına kpss gibi temel bilgileri ölçen basit bir sınavın yanında,eğitim bilimleri ve öabt gibi daha kapsamlı , öğretmenin alanına ve mesleğine hakimiyetini daha iyi ölçen başka sınavlar da yapmaktadır ve bu sınavlardan yeterli başarıyı gösterenleri "öğretmen" unvanını kullanmaya haiz bulmaktadır.

    meb'e atanan öğretmenlerin birçoğu zaten kpss'den oldukça yüksek netler yapmış,üstüne bir de eğitim bilimleri ve öabt'den de gerekli sonuçları elde etmiştir. ayrıca özellikle sayısal branş öğretmenliğine atananların birçoğu düz memurluğu tercih edecek olsa,kendilerine uyduruk memuröğretmen unvanını layık görenlerden kpss'de de daha yüksek netler yaptıklarından onları burada da geçecek ve kendilerini "hiçbir şeyi kazanamamak zorunda bırakılanlar" başlığına göndereceklerdir.

    ayrıca biri nasıl oluyor da "bir şeyi kazanmak zorunda" bırakılıyor,hayret."kazanmak" olumlu bir edimdir,kimse bir şeyi kazanmaya zorlanamaz,kişi ister ve kazanır."özel için yetersizim,kpss+eğitim+öabt de çok zor,o da olmuyor,mecburen düz memur oldum" deniyorsa belki anlaşılabilir zira herkes bilir ki çok donanımlı bir kişi,özel okul ve kolejlerde,meb'den çok daha iyi koşullarda çalışabilir,daha yüksek maaş alabilir-ki alıyorlar da zaten.bu şartlarda çalışacak donanıma sahip biri de özel okuldan düz memurluğa falan geçmez,illa devleti istiyorsa girer kpss+öabt'ye ve rahatlıkla atanır,yalvarıp yakarmaz,hukuka uymayan taleplerde bulunmaz vs.

    kurumlararasına ayrılacak bir kontenjanın,o öğretmenlik bölümüne ayrılan genel atama kontenjanından ayrıldığını anlayamayan birinin bırakın öğretmenlik yapmasını,sokakta yürümesi bile sakıncalı durumlara yol açabilir.

    yazmaktan zevk aldığım ama yazarak da bu, hem meb hem de kamu vicdanında geçersiz olan unvanın sözlük gündeminde kalmasına istemeden yardımcı olduğum,entrylerimde bahsettiğim haksızlıklara,saçmalıklara bu geçersiz unvana sahip olduğunu iddia edenlerce hiçbir akılcı,adil ve empati duygusu içeren cevap göremediğim ve entryleri okurken ibret aldığım vasat başlık,vasat(ve olmayan) unvan.