Türkiye'nin memur portalı

Yeryüzüne düşen her beş erkekten biri. En az beş tane Ömer tanımayan da çevrem var demesin bir zahmet. Bu arada yeri gelmişken; Eyyy Hollanda sen kimsin ya? Bu ülkenin sadece Ömer nüfusu siZi teke tekte yener be

ilk kez 2008 yılının eylül ayında görevli olduğumuz Almanya'dan bir hafta sonu araba kiralayarak sn Bakan Fatma betül sayan kaya gibi karayoluyla giriş yaptığım ülke. elimizi kolumuzu sallaya sallaya girip yine elimizi kolumuzu sallaya sallaya çıkmıştık. bir tane de allahın kulu polis görmemiştik. tam bir özgürlükler ülkesi. eşcinsel evliliklerden tutun görmekten midenizi bulandıran iki erkeğin garip garip hallerine kadar.. esrar ve kokainin çay kahve gibi tüketildiği, tüm cinsel sapkınlıkların sokak ortasında yaşandığı tam bir günah kenti amsterdam ile buna nazaran biraz daha ekonomi ve iş dünyasını içerisinde barındıran plazalardan kurulu rotterdam şehri bütün ülkenin özetidir aslında.

Rotterdam'ın aslında biraz da ab'nin hukuk şehri olarak az bilinen bir özelliği vardır ve hatırı sayılır hukuk adamları bu şehirde yetişir. Geri kalan diğer bütün alanlarında alabildiğince tarım ve hayvancılık faaliyetleri ile karşılaşırsınız.

2010'lu yıllarda sınır kontrolleri ve kaçakçılık ile ilgili bir toplantıda Rotterdam'da aldığımız bünyesinde hatırı sayılır sayıda türk polisi barındıran polis teşkilatını ve verdikleri brifingi hatırlıyorum. bu kadar iyi niyetli, göçmenleri koruyucu tavırları, hukuka ve insan haklarına olan ve bizim asla kabullenemediğimiz aşırı düşkünlükleri, toplumsal olaylara müdahalemizdeki sert tutumları ve gözaltı sürelerinin uzun olmasına karşı ne kadar eleştirildiğimizi falan..

bir de Dün gece tv de izlediklerimizi. 7 yılda ne değişmiş olabilir ki acaba. üstelik karşılarındaki bir göçmen ya da terörist değil ülkelerine vergilerini veren üreten emekçi kendi çifte vatandaşları iken ve en üzüldüğüm de; taşkınlık yapmadan demokratik haklarını kullanıyorken..

Önce Fareli köyün kavalcısı ve şimdi de hotline bling gol sevinci.. sezon bitti neredeyse ama işi kapıyor yavaş yavaş.

çok tatlı değil mi? boğa gibi adam kabile dansı sayesinde ponçik gibi oluyor

çıkıp evin karşısındaki pastanede açık büfe kahvaltı yapıp ekmek almadan eve geri dönme sebebi.