Türkiye'nin memur portalı

Günümüzde çatal, kaşık, bıçak, bardak, hatta cızbız yapılacak köftenin bile marketlerde kullanıma hazır olarak sunulduğu reyonların yakınlarında, çıraların olduğu yerde, kiloluk kağıt torbalara paketlenmiş halde bulup aldığınız, ancak mangala dökmek için açtığınızda neredeyse yarısının çiviyle dolu olduğunu gördüğünüz karışım.

Zaten bu ısı kaynağı olarak kullandığımız şeylere niye böyle eziyet ederler aklım ermedi gitti. Kimileri kömüre taş, çivi, toz karıştırır, kimileri oduna bostanlık domates muamelesi yapar hortumla sular. Kimbilir doğalgazın başına ne çoraplar örmüştür bu utanmaz arlanmazlar..

Aslında şu ilkokuldaki pamukla fasülye filizlendirme deneyinden bir an önce kurtulup kendimizi biraz daha geliştirsek edison'a bile kafa tutacak milletiz ama yine de Sol frame'de görür görmez "Yat uyu graham, gece gece icat çıkarma" demek istediğim başlık.

Dünkü akşam başlarında teknik direktörleri olmadan çıktıkları maçta fenerbahçe'yi 4-2 yenen samuel eto'o ve arkadaşlarından kurulu takım.

Antalya'nın son golünden sonra nuri alco müzigi çalması apayrı bir detaydı.

İnananlar asla kaybetmez..

bir anda kendimi üç direk arasında bulduğum kadrodur.

Kaleci olmak sahadaki yalnızlık bir yerde; daha da ötesi, arkadaşlarına karşı bir yabancılaşma. aslında sahaya çıkan takımın bir parçasısın ama görevin ve gayen apayrı.

Olsundu..

Diğer yandan direklerle sohbet etmek, topa hal hatır sormak ve ceza sahasına olan aidiyeti tatmış olmak güzel şeylerdir belki. topu, ceza alanını ve direkleri ayrı ayrı seveceğim belki. topun havada süzüldüğü yarim saniyelik süre içinde, topla konuştuğumda, onun yöneldiği tarafa doğru yöneldiğimde, eldivenle topun iki aşık gibi havada birbirleriyle kucaklaştığı an "kurtarıcıyım ben" diyeceğim. şimdi gidin ve gözünüz arkada kalmadan oynayın.

Sabahın köründe başlayıp utanmadan sıkılmadan ısrarla cevap almayı kendine kutsal görev addetmiş ama biz konuşmak istediğimizde ise bir türlü telefona çıkmayan bunun yerine platonik aşıklar gibi müzik dinletmeyi tercih eden ne ayak oldukları bilinmez güruh.

Ben anlamıyorum "iptal edin" dedikçe hala birşeyler anlatmaya çalışan laf cambazlarını özel mi seçiyorlar.

Alo ben müşteri temsilciniz tolga. Nasıl yardımcı olabilirim?

Allah hepinizin belasını versin tolga kere (iç ses). Tabii görüşmeler kayıt altına alındığı için sövgüleri hep içten yapıyorsunuz.

Bir anda karşınızda kibarlaşan tolga bey'e karşı sizde kibarlaşıyor ve olayı anlatıyorsunuz anlatmasına ama o kadar konuştuktan sonra "pardon isminizi öğrenebilir miyim?' diye soruyor tolga bey... tolga öldürdün bizi öldürdün tolga bizi bitirdin....

İsmi söyledikten sonra bazıları ilk seferde anlayamıyor tabii. Tüm bunların üzerine o kadar kodlamanın ardından şikayetinizin üzerine yeniden bilgiler isteniyor. Söve söve veriyoruz maalesef (tabii yine içimizden)

Ezberlediği monologlar bitince de tolga beyin, bir saniye efendim ayrılmayın" der demez sizi yetkili bir diğer papağana şutlayıverir ve tam 23 dakikadır telefonda yetkiliyi bekliyorum.

Ne yapıyorsunuz allah aşkına ortak akıl toplantısı mı , çay poğaça mı ne, yoksa uyuya mı kaldınız?

Velhasıl kelam, bekle dedi ve gitti.. ben beklemedim o da zaten gelmedi!!!