özetleyeyim; dünyada bu tür büyük fabrika ve kurumların yemekhane işlerini yemek şirketleri alıyor. yılın belli dönemlerinde çalışanlar yemekhaneye indiklerinde motivasyon amaçlı çiğköfte günü, salata bar, sevgililer günü, ispanyol günü gibi şeylerle karşılaşıyor. Anlaşılan bizimkilerde bir benzerini yapmak istemiş. büyütmeyin canım diyeceğim ama keşke istemeseymiş. doktor hemşire moral motivasyonu önemli, katılıyorum lakin hasta ve hasta yakınlarının ki ne? onların ki moral motivasyon değil mi, başka bir şey mi mesela?

"ama yemekhanede sadece personel var, hasta yakını yok. ayrıca morgdan ve yoğun bakımdan uzak izole bir alan" diyenlere bir şey demiyor davul ve zurna ile tanışmamış olmalarına veriyorum.

tanım; başhekim ve hastane müdürünün haberi varsa vahim; yoksa daha vahim olan bir Adana klasiği.

"hüsn-i kuruntu", "hüsnükuruntu" veya "hü'snükuruntu" şeklinde üç farklı yazım şeklinden birinin seçilip değiştirilerek, düzeltilmesi gereken başlık.

Garibanlıktır, mücadeledir.

Bakışımızdır, duruşumuzdur, gülüşümüzdür, yüzümüzdür. gariban adam, Ekmeğinin derdinde rızkının peşindedir. Hayatı basittir. Sevinçleri ve acıları gibi.. Her şeyi uzun uzun hesap edemez, ederse de mutlu olamaz. Boşver der kabullenir, neyse odur. Tabağındaki yer, çekilir kenara çayını içer. Kaybedecek bir şeyi yoktur. Elleri cebinde sürekli yürüyen adamdır. Durmaz çünkü durmakla yol bitmez, koşmaz çünkü yetişmesi gereken yer yoktur. öylece yürür, keyfine göre.

Etrafta olan bitene akıl sır erdiremez, erdirmeye çalışmaz. kısacası; dünyayı, insanları ve hayatın işleyişini anlayamadığı için boşver diyen adamların felsefesidir. gariban adam öyle bir adamdır ki eline kaşığı aldığı an mutsuz olur.

Velhasıl azizim; mutluluğu çorba yapıp elimize çatal verdiler. Bizi çıkmaz sokağa bırakıp, yolun açık olsun dediler.

yayınlanan videoları izlediğimiz zaman bu ülkede zaten radyasyonun var olduğunu bize ispatlayan mecra. sonra nükleer santrale karşı değilim dediğim zaman vay efendim sen şöylesin yok efendim sen böylesin.

Uzun süre evlilikten kaçan müzmin bekarları sinsice evliliğe doğru sürükleyen bir tuzaktır. Bir tık üstü haftasonu partnerle birlikte ikeaya gitmektir. Geçmiş olsun.

Size en son versiyonunu anlatayım; bu da ikeayı küçümseyen burnu bir kaç karış fazla partner görünümlü varlıklardır ki ulan ne halt ettim ben? Ne güzel ikeayla birlikte hafta sonları mutlu mesut takılır, 110 metrekarelik prefabrik ev hayalleri kurar, iki üç mum koklar yorulunca da isveç köfte ve sınırsız içecek ziyafetinden sonra yavaş yavaş eve doğru yol alırdım diye aldığınız kararları tekrar sorgulamanıza neden olur.