Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
microoopBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Uefa kupasında yunan'lıların olympiakos takımını 1-1 ve 4-1 lik skorlarla eleyerek çeyrek finalde kupa 2'nin favorisi fransız lyon ile eşleşen takım. Benim içimden ajax geçmişti ama bu da şey gibi değil mi, Kurtuluş savaşı gibi? Yunan'ı eliyoruz fransız geliyor. Bunu da geçersek ingiliz bekliyor falan..
Türkiye'nin bu yıl avrupa kupalarındaki kalan tek temsilcisinin maçın büyük bölümünü (55 dakika) 10 kişi oynayarak yunanistan temsilcisini ülkemizdeki destekçileriyle beraber hibrit çimlere gömdüğü maç. Ama ne maç.. ölüm sebebim kesinlikle bir beşiktaş maçında statta olacak diye korkuyor, yine de maça gitmemeye dayanamıyor kendimi orada buluyorum. Anektodlara gelirsek eğer;
Maç günü çarşı köyiçi yine festival gibiydi. Anneler babalar çocuklar sevgililer dükkanlar her yer siyah beyaz ve beşiktaş marşlarıyla coşku tavanda ve konuştuğumuz herkes turdan emindi.
Maçtan 1 saat önce vodafone arenada yerimizi alıp ısınan futbolcularla birlikte ve ufak ufak ses provalarına eşlik ettik.
Öncelikle heyecanlandığımızı söylemekle birlikte türkiye'de galatasaray taraftarının kareografi konusunda bir numara olduğunu söyleyerek haklarını teslim etmemiz gerekiyor.
İki erken gol bulup önce bir hata ile golü yemek sonra aboubakarın saçma sapan hareketiyle gördüğü kırmızı kart yine çile dolu dakikalara davetiye çıkardı. Bir gün rahat bir maç çıkarsa zaten bileklerimizi kesip çıkacağız oradan.
Neyse ki şoka giren tasaftarı ve takımı kendine getiren bir anons ve arkasından gelen 3. Golümüzle kendimi hiç tanımadığım bir adamın kucağında buldum.
Sirtaki show ve 4. Gol de işin tadı tuzuydu.
Şenol güneş'in ilk kez üçlü çektirdiği maç oldu.
Goller Aboubakar - Ryan Babel (2) - Cenk Tosun
1990'lı yıllarda bir ay süreyle ailece misafir olarak kaldığımız huzurlu şehir. O zamanlar sümerbankın pamuk fabrikasıydı galiba. geniş bir alanda yerleşik tesis, içerisinde lojman, idari binalar, çay bahçesi, lokantası, üretim tesisleri ve bir de konakladığımız misafirhanesi vardı. Çocukluktan mıdır yoksa ev sahipliği yapan müdürün kızının güzel arkadaşlığından mıdır nedir bilmiyorum ama sanki bana dünyanın en güzel yeri gibi geliyor düşününce. her akşam yemeğinden sonra yürüdüğümüz bahçe içi yolu ve yürüyüş sonrası sallandığımız salıncak Tosun paşada ki tellioğlu lütfü'nün (şener şen) daver bey'in kızı Leyla (müjde ar) ile gezindikleri bahçe ve sallandığı salıncağın tıpkısı.. o zamanlar üniversite sınavlarına girecektik ikimizde ama o ne yaptı bilmiyorum. misafirlik sonrası bir mektup gönderdim, ona da cevap gelmedi.. belki hiç eline ulaşmadı belki de cadı kardeşi aldı kızcağız görmeden yırttı. neyse efendim..
şehir güzel, şehir manevi. lokantalarındaki bol ikramlı manisa kebapları, ata yadigarı camileri, her camiyi çevreleyen koca koca yeşil parklar ve içerisindeki çay bahçeleri, ezan vakitleri her hallerinden eğitimli oldukları belli müthiş müezzin sesleri, oksijen deposu spil dağı, sevgi yolu ile, modern ve iyi niyetli insanlarıyla orada duruyor işte. mutlaka ömrünüzde bir kez bulununuz gidiniz görünüz.
Markete gidip portakal tokatlamaktan daha kaba bir eylem. Bu iş daha kansız halledilebilirdi. Ne o öyle bıçaklamak delik deşik etmek falan.
Rusya ve lüksemburg bayraklarının şans eseri yakılmaktan kurtulması. bayrak yakmak isteyenler için el kitabı şart
İDAL* | 123 yeni konu açtı Son konu 05.11.2023 03:52 - 698 yeni entry girdi Son entry 17.11.2023 21:58 | takip etme |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |