Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

urfa bana küsmüş

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

1,943 entry 570 konu hiç puanı yok
05.01.2024 16:37 son işlem tarihi takip etme takip et

halay

Arif nazımı'ın kasetinin ismidir. Dinleyin güzeldir.

Sen yağmurum sen baharım

Anadolum Anadolum

05.01.2024 09:03
  1. Hz.Muhammed

    Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in Allah Teala ile konuşması ve Allah Teala'dan gelen emirler vahiy ile olmuştur. Necm sûresi 4. âyette:

    "O, kendi arzusu ile söylemez, o (söylediği), kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir."

    der. Yani bir peygamberdi.

    Tanım: İNSANLARA DANIŞIR FİKİRLERİNE SAYGI GÖSTERİRDİ.

     
  2. Hz.Muhammed

    Müşrikler, amcası Ebu Talip'e gelip, "Yeğenin eğer başımıza reis olmak istiyorsa onu reis yapalım veya en güzel kız ve kadınlarımızı ona verelim. Ta ki, bu davadan vazgeçsin." dediler. Amcası bu teklifi ilettiğinde Efendimiz (a.s.m) şu karşılığı verdi:

    "Ey amca! Eğer sağ elime güneşi, sol elime de ayı koysalar vallahi ben bu davadan yine vazgeçmem."

    Bu cevap onun neyin peşinde olduğunu, kadın gibi, reislik gibi insanların değerli addettikleri şeylerin onun nazarında ne kadar değersiz olduğunu ispata yeter.

    Tanım: "Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" hitabına mazhar olandır.

     
  3. Hz.Muhammed

    Yirmi beş yaşına kadar, gençliğinin en heyecanlı çağında kavmi içinde bekar yaşamış hiçbir kadınla ilişkiye girmemiş, iffet sahibi olduğu, dost ve düşmanın ittifakıyla sabit olan ve hatta kavmi ona her yönüyle güvendiğinden "Muhammedü'l-Emîn"dir.

    Oysa içinde bulunduğu toplum, çok kadınla münasebeti normal addediyordu. Buna rağmen o, gerek yirmi beş yaşına kadar ve gerekse daha sonraki hayatında, pek çok hem de bakire kızla hayatını birleştirebilirdi. Ancak o, böyle yapmayıp kendisinden on beş yaş büyük, kırk yaşında dul bir kadınla ilk evliliğini yapmıştır. Hem de bu evliliği eşi vefat edene kadar tam yirmi beş yıl sürmüştür. Yani elli yaşına kadar tek ve dul bir hanımla yetinmiştir.

    hesap kitap bilmeden sanki yanındaymış gibi konuşmak doğru değildir.

    Burada iklim ve coğrafî şartların müsait olması yönüyle fizikî gelişimlerini daha erken tamamladığı da göz önüne alındığında hz Ayşe ile evlendiğinde 17 yaşında idi. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber?den önce Cübeyr?le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.

     
  4. Hz.Muhammed

    Yemeğe başlamadan önce elleri güzelce yıkayıp temizlemeyi emreden ve yemekten sonra da ellerin tekrar yıkanarak temizlenmesini, sonra silinip kurulanmasını öğütleyen gönüller sultanıdır.

    Burada ki meseleyi bilmeden konuşmak biraz fazla kolaya kaçmak demektir.

    O dönemde Kaşık ve çatal kullanarak yemek yemedikleri gibi, bu aletleri bulmak mümkün değildi. İşte islam dini her zaman her şeyin olabileceğini düşünerek, çok çeşitli durumlara karşı bizi hazırlıklı bulunmaya çağırır ve her konunun elimizde olan tedbirlerini almaya bizleri teşvik eder. İnsan, kendinden bir parça olan ve yüklendiği görevler sebebiyle dışarıyla en ilgili bulunan, el, yüz ve ayak gibi organlarının temizliğine daha bir özen göstermek zorunluluğu hisseder.

    Dinimiz temizlikle ilgili emirlerinde, özellikle abdest uzuvları dediğimiz vücudumuzun bu organları üzerinde hassasiyetle durur.

     
  5. Hz.Muhammed

    Melek bana okumamı emretti. Kendisine okuma bilmediğimi söyledim. Beni kollarının arasına alıp kuvvetle sıktı; sonra 'Oku!' dedi.

    Ben yine, 'Okuma bilmem.' dedim.

    Beni tekrar kollarımın arasına aldı, kuvvetle sıktı ve 'Oku!' diye tekrar etti.

    Ben yine 'Okuma bilmem.' dedim.

    Üçüncü defa kollarının arasına alıp daha kuvvetlice sıktıktan sonra bıraktı ve şöyle dedi:

    "Yaratan rabbinin adıyla oku; O, insanı alaktan yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretmiştir"

    Tanım.: Gönüller sultanı okuma yazmayı bilmiyorum diyordu ama sonradan nasıl okuduğunu bilinmesi bakımından ibretle ders alınması gereken durum.

    bir diğer husus ise okuma yazmayı bilmeyen birinin nasıl okumayı bildiyse o zaman öğrenmeye merakı olan birisi olduğu anlamı ortaya çıkar.