Türkiye'nin memur portalı |
Oturum aç Üye ol Parolamı unuttum |
urfa bana küsmüşBu üye YazarBu üyenin profil sayfasına git |
|
|||||||
|
Osmanlı'yı Timur fetretinden çıkaran hünkar devletin ikinci kurucusu olarak bilinir.
Şehzadeliğinde "Güreşçi Çelebi" diye anılmıştır.
El sanatı olarak urgancılıkla (kalın ip)iştigal etmiştir.
Haremeyn'e (Mekke ve Medine) her yıl sürre alayı düzenlenerek hediyeler gönderilmesi uygulaması onun zamanında başlamış ve bu uygulama mali açıdan en sıkıntılı devirlerde bile yaşayarak 1.Dünya Savaşı sonlarına kadar devam etmiştir. Her Cuma gecesi, öz malından yemek pişirtip yoksullara kendi eliyle dağıtırmış.
Çelebi Mehmet babası gibi avcılığa meraklı biriydi. Nitekim Edirne'de bir av partisi sırasında yaban domuzu kovalarken attan düşüp belkemiği zedelenmek ve ardından vücuduna inmek suretiyle vefat etmiştir.
Bayezid bir senede Sinop'tan Eflâk'a geçip, bir yılda yıldırım gibi yedi kere yetiştiği için Emir Sultan Bursa'da "Bayezid im, sen Yıldırım oldun" demiş ve adı Yıldırım Bayezid Han olmuştur. Ava ve avcılığa son derece meraklı olduğu bilinen hünkâr aynı zamanda iyi bir pehlivandır.
Tarihçiler silah kullanmaktaki maharetini ve ata binmekteki ustalığını anlata anlata bitiremez.
Bir özelliği de İstanbul'u ilk kuşatan Osmanlı padişahı olmasıdır. Hatta bir değil birkaç defa kuşatmıştır. Bayezid'in gümüşten büyük bir havuzu varmış ve gusül abdestini bu havuzda alırmış. Ulucami'nin ortasında çağlayan havuz onun su sevgisinin iyi bir kanıtıdır.
Bizzat savaş meydanında, uğradığı bir suikastla şehit edilen tek Osmanlı padişahıdır.
Özel bir kütüphanesi olduğunu bildiğimiz ilk Osmanlı padişahıdır. Mevlana'ya karşı aşırı bir sevgisi bulunuyordu. Bir görüşe göre "hünkar" ve "hüdavendigar" unvanlarını almasında bu derin sevginin etkisi vardır.
Osmanlı padişahları içinde 36 yıl süre ile en uzun hükümdarlık yapan üçüncü sultandır.
Orhan Bey'in bir özelliği de, yüz kadar kaleye hakim olması ve çoğu zamanını bunları dolaşmakla geçirmesidir. Bir seyyahın dediğine göre hiçbir şehirde bir aydan fazla durmazmış.
Salı ve Perşembe günleri oruç tutar, Mevlana hazretlerine hürmeten başına sikke giyer ve üstüne de bir beyaz sarık sarardı.
osmanlının kurucusudur.
Ayakta dururken elleri dizlerini geçerdi. Bu tariften ya bacaklarının kısa ya da ellerinin normalden uzun olduğunu anlıyoruz ki, bu vücut yapısı Halife Abdülmecit?e kadar 600 küsür yıl boyunca yaşamıştır.
Bir giydiğini bir daha giymezdi. Sebebi müsrifliği değil, başka birini yani bir garibanı sevindirmekti. Birisi elbisesine dikkatlice baksa hemen çıkarıp ona bağışlardı. Yemek sırasında değil ama yemekten önce müzik dinlerdi.
1. | semraa-91 |
Takip edilen yazar yok. |
İletişim | Künye | Reklam | Sitene ekle © 2024 MN Yazılım |