Türkiye'nin memur portalı

Oturum aç Oturum aç Üye ol Üye ol Parolamı unuttum Parolamı unuttum

33.Emre.33

Bu üye Yazar

Bu üyenin profil sayfasına git

419 entry 11 konu hiç puanı yok
11.03.2024 21:52 son işlem tarihi takip etme takip et

8 mart dünya kadınlar günü

kadınları özgür, kapasitesi ve imkanları ölçüsünde eğitimli, toplumsal yaşamda erkeklerle her konuda eşit olmayan hiçbir ulus, dünyada özenilen bir yaşam standardını yakalayamamıştır, herkesin kaçmaya çalıştığı bir cehennem olmuştur. bilimde, sanatta, kültürde, sporda hep nal toplamıştır ve bir parazit gibi diğer ulusların ürettiklerinden faydalanmıştır. bizde bunun olmasını engelleyen, kadını toplumsal yaşamda var kılan büyük önder atatürk'ün idealleri ve cumhuriyetimizdir.

atatürk'ün ve cumhuriyetin değerli kızları, kadınlar gününüz kutlu olsun.

08.03.2024 10:37
  1. Şaka maka çiğ köfte modasının geçmesi

    hatırladığım kadarıyla 2006 2009 yılları arasında anadolu'nun bir yerlerinde ahlaksızın biri, müşterilerine domuz etinden yaptığı çiğ köfteyi yedirdi. çiğ köfte, adı üzerinde pişirilmemiş et ile yapıldığından ve sanıyorum iyice yoğurulmadığından bunu yiyen müşteriler gıda zehirlenmesi yaşadı. daha sonra da tüm türkiye'de etli çiğ köfte satışı yasaklandı. işte tam da bu nokta çiğ köfteci modasının başladığı zamandır. maliyetin en büyük kalemi olan et, artık yoktu. müşteri sorarsa, yasak abi, istesek de yapamayız abi, ceza yeriz abi diye basitçe savuşturuyorlardı.

    eğer bunun modası geçtiyse, satıcılarının üzüntüden ağladığına eminim. çünkü piyasada maliyeti 15 tl, satış fiyatı 45 tl olan pek az şey bulunur. zaten eğer bir zamanlar moda idiyse bunu kimlerin moda haline getirdiği de belli, fahiş bir kar var. bulgur, salça, piyasadaki en ucuz yemeklik yağ ve içinde belki eser miktarda nar ile limon bulunan soslarla hazırlanan, türkiye'de parayla yiyebileceğiniz f/p'si en düşük gıda maddesidir.

    yine bunun gibi şişirilen lokma tatlısı mı ne vardı, aynı sebeple şişirildi; maliyet kedi yavrusu, satış fiyatı yetişkin sibirya kaplanı, lol. tabi millet bir süre sonra uyandı, lan yediğimiz bildiğin yağda kızartılmış şerbetli hamur, verdiğimiz para cevizli hatta yerine göre fıstıklı baklava parası, enayi miyiz biz? eh, biraz enayiydiniz, lol

    her iki furyaya da para kaptırmadım, hamdolsun, lol

     
  2. Eşlerin birlikte zaman geçirmesinin önemi

    beraber manevi ortamlara... diye okurken, birlikte namaz kılmak mesela, lol dedim içimden ama başlık sahibi zaten devamında onu da yazmış, lol

    şimdi ister istemez düşündüm, dinde romantizm var mı acaba? mesela iki eşli bir adamın eşlerine karşı romantizmi nasıl oluyor? islam dini romantizm için fazla ciddi bence. modern görünümlü yeni nesil dindarların romantizm paylaşımları twitter'da karşıma çıkıyor. islam coğrafyasında sürekli lanetlenen batı dünyasının romantizm anlayışından devşirilmiş tamamen, içinde sadece alkol yok mesela. hele eski nesil sarıklı şalvarlı çarşaflı dindarların romantizm anlayışını hayal dahi edemiyorum, o portre romantizme o kadar uzak geliyor ki düşünmek bile imkansız.

     
  3. kıdem tazminatı caiz değildir

    kıdem tazminatı ve banka promosyonunun caiz olmadığını düşünen arkadaşlar o pis ve haram paraları bana gönderebilir, söz hayır işlerinde kullanacam, iban;

    TR33 3300 3333 0033sadfthj lol

     
  4. john edward jones

    ilk entry'de haritalandırılmamış mağara koluna bilerek girdiğini zannediyordum ama sanırım bilinen bir kola girdiğini zannediyormuş. o sebeple, burası dar ama ileride geniş alanlar olmalı, biraz ilerleyip ters dönerim diye düşünmüş olmalı.

    john ancak mağara koluna ilk girdiğinde, baş aşağı olmadığı bir düzlemde bulunduysa kurtarılabilirdi. biraz daha ilerleyip uygun bir açıklık bulma düşüncesi onu ölüme götürdü çünkü mağara hem darlaştı hem de baş aşağı durmak zorunda kaldı. baş aşağı durmak insan vücudu için kesinlikle uygun olmayan bir şey, daha önce başka biri yine baş aşağı sıkışmış, 10 saatte kurtarılmış ve ömür boyu sürecek ciddi sağlık problemleri yaşamış. amuda kalkıp 1 dakika bekleyince zaten durumun korkunçluğunun milyonda biri falan anlaşılır, o derece korkunç bir son.

    john'un ölümünü daha da dramatik yapan iki şey var. birincisi hem ailesinin, hem kurtarma ekiplerinin kendisinin yerini bilmesi, hatta zorlukla da olsa temas edebilmeleri ama kendisinin orada o şekilde ölümü beklemekten başka çaresinin olmayışı. bilincini kaybettikten sonra tahminen onu ölü kabul ettiler ve belki son birkaç saatinde dayanılmaz bir kan basıncı ile orada ölümü yapayalnız bir şekilde bekledi. ikincisi cesedinin bile çıkarılamayıp orada bırakılmak zorunda kalınması, mağara ile bütünleşmesi, artık kimsenin giremeyeceği o mağaranın sonsuza kadar bir üyesi olması.

     
  5. john edward jones

    youtube'da yakın zamanda hiç mağara, ölüm gibi sözcükler aratmadığım halde, kendisi hakkında bir video önüme düştü, çok feci bir şekilde ölmüş. bu kadar rahatsız edici bir ölümü sanırım daha önce hiç duymadım.

    rahatsız olacak kişilerin okumamasını tavsiye ederim.

    kendisi 26 yaşında, evli ve bir çocuğu olan bir tıp öğrencisiymiş, olayın yaşandığı sırada eşi ikinci çocuklarına hamile. bir arkadaş grubuyla daha önce de gittikleri utah'ta nutty putty mağarasına gidiyorlar. aslında bilinen bir mağara olduğu halde haritalandırılmamış kısımları da var ve john o kısımlardan birine giriyor. bu özgüvenin sebebi kendisini eski günlerinde sanması ama o sırada 90 kilo ve şişman olmasa da o dar mağara kolu için vücudu o kadar da ince değil. aşırı dar bir mağara kolunda olduğunu fark edip geri gitmeye çalışsa da başaramıyor ve biraz daha ilerleyip mağarada hareket edebileceği kadar geniş bir yer bulmayı umuyor, orada ters dönüp çıkma planı yapıyor ancak ilerledikçe mağara kolunun daraldığını ve daha da kötüsü çukurlaştığını fark ediyor. bir çamaşır makinesinin kapağı genişliğindeki mağara kolunda, baş önde - ayaklar arkada olacak şekilde, kolları vücudu ile mağara arasında sıkışmış vaziyette mahsur kalıyor. o an mağarada olan kardeşini yardıma çağırıyor, kardeşi yardıma geldiğinde baldırlarından tutup çekerek kurtarmaya çalışsa da bu işleri daha da kötü hale getiriyor, john 70 derecelik açıyla baş aşağı halde oraya iyice sıkışıyor. şu şekilde;

    https://twitter.com/Morbidful/status/1729903553819377685

    daha sonra kardeşi durumun ciddiyetini kavrayarak çıkıp yardım çağırıyor. 3 saat sonra 100 kişilik bir yardım ekibi geliyor. durumu gören ekibin deneyimli elemanları john'un çıkarılması için bacaklarını kırmak zorunda olduklarını söylüyorlar. bir düzenek kurup ayaklarından bağlayıp çekmeye çalışıyorlar ama düzenek bozuluyor. olayın 27.saatinde john baş aşağı pozisyonda durduğu için akciğerlerine kan dolması ve kalp krizi sebebiyle ölüyor. baş aşağı 5 dakika bile durmak beyinde felaket bir basınca sebep oluyorken bu talihsiz maceraperest tam 27 saat boyunca bunu deneyimliyor, üstelik yukarıda hamile eşi, ailesi ve 100 kurtarma ekibi onun orada olduğunu biliyor ama kimsenin elinden bir şey gelmiyor. hatta öyle ki cesedini bile çıkaramıyorlar, cesedin bacaklarını kesmeden çıkarmak çok zor olduğu için dindar bir mormon ailesi olan jones'lar bunu kabul etmiyorlar, yetkililer de o mağara kolunu patlayıcılarla patlatıp mühürlüyorlar, ana mağara girişine de beton döküp başka insanların da tekrar o mağaraya girmesini yasaklıyorlar. şu an o mağaraya giriş hala yasak ve beton dökülen ana girişte john için bir anıt levha bulunmakta. ayrıca 2016 yılında filmi de yapılmış.

    bir yerde gelen ekibin durumun vehametini görünce john ve ailesini, john'a yüksek dozda morfin vererek öldürme konusunda ikna ettiklerini okudum ama söylentiden ibaret deniyor. gerçek olsa bile resmi olarak açıklanamazdı çünkü olayın yaşandığı utah'ta ötenazi yasakmış. ama dindar bir mormon ailesi böyle bir şeye onay vermiş midir, emin değilim. john ve ailesi kurtarma çalışmaları sırasında ilahiler falan okuyormuş mesela. ailesi buna onay vermese de john'un 1 saat sonra bile kurtarılamayacaksa öldürülmeye razı olduğuna eminim ki 27 saat can çekişmiş, birkaç saniye düşününce bile ürperiyor insan. kesin olarak bilinen şey, john'un cesedi sonsuza kadar sıkıştığı çukurda kalacak ve sadece 30 metre yukarıdaki taşlar, bitkiler her gün güneşi görmeye devam edecek.